Meğer yanılmışım...
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

Meğer yanılmışım...

23.03.2025 04:01
Güncellenme:
Takip Et:

Olacak ve olmayacakla ilgili tahminler kumarda (barbut) ya da tavlada zar tutmadan zar atmaya benzer. Düşeş (6+6) tutarsın hep yek (1+1) gelir. Daha önce TELE1’deki programda söyledim ama yazdım mı bilmiyorum. 22 Mart 2025 günkü programda da söyleyeceğim:

R.T. Erdoğan’ın 2028 yılında kesinlikle seçim yapmayacağını, yaptırmayacağını söylemiştim, söyleyecektim. Yanılmışım, R.T. Erdoğan 2028 seçiminde aday olup kazanmak için akla gelen gelmeyen her kapıyı zorlayacak. Çünkü üzerinde koruyucu bir unvan zırhı olmadan ölmek istemiyor. Kaybetmesi kesin seçimi 2028 yılında yapmama, yaptırmama çaresi arayacağını, o tarihte rakibi olması olası siyasetçileri sırası geldikçe ve her fırsatta iğdiş etmeye kararlı olduğunu düşünüyordum. Geleceği 2025 yılının mart ve nisan ayına taşımakla beni açığa düşürdü.

Ekrem İmamoğlu’nun başına gelen bunun ilk kanıtıdır. Derecesi ne olursa olsun hiçbir diploma onu veren kurum ya da bir başka bir kurum tarafından yok sayılamaz. Sayılması hem ahlaksızlık hem yasadışılıktır. Böyle bir gaflette bulunanlar gelecekte bunun yasal bedelini mutlaka öderler ama bundan daha ağır olanı da var: Meslek kitlesi ve toplum tarafından “aforoz” edilmek ve “hain” damgası yemek.

Ben gelecek üzerine hesap yaparken R.T. Erdoğan geleceği günümüze taşıdı ve en güçlü rakibi Ekrem İmamoğlu’nu ıskartaya çıkarmak için devlet değirmenini çalıştırdı. Okur, yıllardır, Necip Fazıl’ın yarattığı “Başyüce” unvanını R.T. Erdoğan için kullandığımı bilir. Necip Fazıl’ın “Başyücesi” tam anlamıyla bir diktatördür, otokrattır.

Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının elinden alınması yetmezmiş gibi ardından gözaltına alınması üzerine belleğimin bir bölmesinde örnekler buluyorum:

Roma döneminden, arenada karşılaşacak iki gladyatörden olumlu kahramanın sağ kolunu kalleşçe sakatlıyorlar. Ama o sol eliyle kılıç kullanarak kötü adamı alt ediyor.

Kovboy filminden örnek: Kötü adam iyi adamı düelloya davet ediyor, kalleş kötü adamın adamları iyi adamı bir tenhada kıstırıp sağ kolunu kırıyorlar ama o tabancayı sol eliyle kullanarak kötü adamı yere seriyor.

İyi ile kötünün temsil edildiği öykü dağarımızda bunlar gibi yüzlerce örnek var.

Yazımın baş tarafında belirttiğim gibi: Ben mi yanıldım yoksa Erdoğan mı yanıltı beni, bilemem. Ama daha siyaset sahnesine çıktığı aylarda onun “ruh” ve “zekâ” yapısının analizini ben yaptım, böyle bir tongaya basmak bana yakışmıyor.

R.T. Erdoğan ta Ağustos 1993’te İkinci Cumhuriyet Tartışmaları1 adlı kitabın 417. sayfasında “Demokrasi amaç değil, araçtır” demiş bir insan. Yanlış ve kötü niyetli bir tanım. Demokrasi ne amaçtır ne de bir araç ve hele Erdoğan’ın sandığı gibi (Yani demokrasi ile düzenler gelir, düzenler gider) değildir. Demokrasi denen “şey” bizzat düzenin kendisidir. Erdoğan’ın adını verdiğim kitabın 422. sayfasında yer alan cümlelerini dikkatle okuyun:

“Bir diğer sıkıntımız da milli bütünlüğümüzün tehlikede olması. Bunu şu şekilde açayım; resmi ideoloji ırkçı bir kişilik taşıyor, bu yapısıyla da milli bütünlüğü koruması mümkün değildir. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti’nde 27 etnik grup yaşamakta. Bu 27 etnik grubunda varlıklarının tanınması gerekmektedir. ‘Türkiye Türklerindir’ gibi tezler yanlıştır. Türkiye, Türkiye’de yaşayan herkesindir. Bir inanç birlikteliği bu insanların bütünlüğünü sağlayabilir. Aksi takdirde milli bütünlüğümüzü sağlamak mümkün değildir. Temel sorunlarımız noktasında ana başlıklar olarak bunları söyleyebiliriz.”

Bir cumhurbaşkanı düşünün ki çağının çağdaşı üniter ulus devletten haberi olmasın! İsterse 27 bin etnik grup olsun bunlar alt kimliktir. Türkiye adlı devletin kurucusu bir üst kimlik olarak Türklüktür. Erdoğan’ın sözünü ettiği 27 etnik grubu bir arada tutan “Türklük”ün Japon tutkalıdır.

Adını verdiğim kitabı hazırlayanlar aynı sayfada bir ek soru soruyor:

“Milli bütünlüğün korunmasından söz ettiniz. Bu değişim süreci içerisinde eğer, ülke içinde yaşayan bazı grup insanlar milli yapı içerisinde kalmak istemezse ne olacak?”

- Onun kararını halk verecek.

- Örneğin Kürtler biz ayrı yaşamak istiyoruz diyebilirler.

- Bu durumda belki Osmanlı eyaletler sistemi benzeri bir şey yapılabilir.

Sayın Cumhurbaşkanı Hazretleri! Osmanlı Beyliği, Anadolu toprakları üzerinde bulunan öteki beylikleri (Karaman, Germiyan, Hamit, Menteşe, Aydın, Saruhan ve Candaroğulları) ortadan kaldırarak bir devlet kurdu. Bu devleti muktedir siz bile tekrar beyliklere, eyaletlere ayıramazsınız.

Öyle bir dönemden geçmekteyiz ki bu çöküşün restorasyonu (onarımı) için bütün siyasilerin ilkokul düzeyinde tarih, coğrafya, yurt bilgisi derslerinden sınavdan geçmesi gerekiyor.

--

1- Metin Sever-Cem Dizdar, Başak Yayınları, 1993.

Yazarın Son Yazıları

Vehim denen şey

1. Gerçekte var olmayan fakat var olduğu sanılan, varmış gibi tasarlanan düşünce ve zan.

Devamını Oku
07.12.2025
Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025
İmdaat soyguncu vaaarrr!

Google’a “Türkiye’de bilgisayar tamircileri odası var mı?”, “Bilgisayarcılar sendikası var mı?” diye soracaktım.

Devamını Oku
09.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (2)

Türkiye bu kıyametten kurtulabilir mi?

Devamını Oku
07.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (1)

Gazetede yayımlanmayan epeyce eski bir yazıyı, affınıza sığınarak huzurunuza getiriyorum.

Devamını Oku
05.09.2025
Kime kızmalı

R.T. Erdoğan’dan sonra Türkiye’nin ikinci sorunu sanki (kimilerine göre iktidarın gözdelerinden biri olan) holding sahibi Mehmet Cengiz. “Gözü doymazcasına bir şeyler istiyor ve iktidar ne isterse veriyor” diyorlar.

Devamını Oku
02.09.2025