Zırva tevil götürmez (2)
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

Zırva tevil götürmez (2)

26.09.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım. Yazımda bir haber konusunda yorumlarda bulunuyor, haberle ilgili bir kişiyi eleştiriyordum.

Basın dünyasında bir kural ve bu kuralla ilgili bir gelenek vardır: Bir kurum ve kişiyle ilgili haber ya da yazı doğru ve gerçek değilse ilgili tarafın yalanlama (tekzip) hakkı vardır. Bu hakkı taraf ve konu olan kişi ya da kurum, gazete ve yazarla uzlaşarak ya da mahkeme aracılığıyla kullanır.

29 Ağustos 2025 tarihli yazımda, İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı temsilcisi Barış Oktay’ı “Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu”nda yaptığı konuşması dolayısıyla eleştirmiştim. Bu yazıyı yanlış ve gerçeksiz bulan ilgilinin yukarıdaki paragrafta yazdığım gibi tekzip hakkı vardır. Ancak yukarıda adı geçen kişi ve kuruluş bu yöntemi seçmeyip Independent Türkçe adlı bir yayın ortamında “Cumhuriyet gazetesi yazarı Özdemir İnce, komisyonda önerileri karıştırdı” başlıklı bir metin yayımlıyor. Bu hileli davranış kuşkusuz bir ürkme, bir korku barındırmakta.

Barış Oktay, yaptığı konuşmada şunları istemekteydi: 1-Apo affedilsin. 2-Piyer Loti Tepesi’nin adı İdrisi Bitlisi olsun. 3-Kürtçe eğitim veren üniversite kurulsun. 4-Kürtçe hutbe okunsun, Kürtçe vaaz verilsin. 5-Kürtçe üniversite kurulsun. 6-Anadilde (Kürtçe) eğitim (öğretim) yapılsın. 7-Medreselere resmi statü verilsin. 8-Okullarda Türk tarihi gibi Kürt tarihi de okunsun. 9-Doğu ve Güney Doğu’ya milli birlik ve beraberlik için Togg fabrikası açılsın. 10-Türkçeleştirilen tabelalar Türkçe ve Kürtçe olsun!

Bu tuhaf ültimatomu kuşkusuz dut silkeler gibi silkelerim.

11 Eylül 2025 tarih ve 16.02 saatli Independent Türkçe’de yayımlanan metinde benim eleştirdiğim yerler yer almıyor ama İHH temsilci Barış Oktay’ın sunduğu, hem komisyon tutanaklarında hem de kamuoyuyla paylaşılan öneriler şöyle:

1. Silahsızlanma süreci uzatılmamalıdır.

2. İç-dış kesimler, Türkiye ile ortak zeminde buluşmalıdır.

3. Süreç toplumsallaşmalıdır.

4. Siyasi partiler ve STK’ler süreci topluma mal etmelidir.

5. Siyasi aktörler umut dilini kullanmalı.

6. Siyasi süreci devam ettirmede kararlı olmalıdır.

7. Halka, topluma paneller düzenlenebilir.

8. Dil ve kimlik problemi.

9. Anadilde eğitim hakkı.

10. Ahmedi Hani Kardeşlik Yılı.

11. Diyanet’in toplumlaşma sürecine katkısı.

12. Medreselere resmi statü.

13. Milli eğitim ders kitapları.

14. Kürtçe üniversite kurulması.

15. Diyarbakır Anneleri.

16. Anneler diyaloğu.

17. Vatandaşların duygularına hitap.

18. Milli ekonomik yatırımlar.

19. Sembol tarihi isimler.

20. Türkçeleştirilen Kürtçe isimler.

21. Toplumda oluşan af beklentisi.

Metnin sonunda şöyle bir açıklama var: “Apo affedilsin” gibi ifadeler bu listede yer almıyor.

İnsanları budala yerine koyan bir eklenti. 21 numaralı maddede “Toplumda af beklentisi” yazmıyor mu? Görüşmelere “af” maddesine gelindiğinde Apo’nun adı anılmayacak mı?

İHH temsilcisi Barış Oktay’ın resmen kabul edilen 21. önerisini okudunuz. Süsleme maddelerini “beyaz”, gerçek maddeleri “siyah” yazdım.

Harbi ve dobra olmayan, karnında birtakım solucanlar taşıyan, elden kaçmak için balıklaşan kafalarla tartışmak, kuyruklarından yakalamak başkaları için kolay olmayabilir ama benim için bu hiç de sorun değil.

Benim elimdeki malzemeyi hazır veren kendi kalemleri. Ama her nedense işe avukatlar katılıyor. İndepedent Türkçe’de 11 Eylül 2025 tarihinde yayımlanan haberin ardından, avukat Jiyan Tosun, müvekkilleri Besna Tosun, Maside Ocak Kışlakçı ve İkbal Eren Yarıcı adına açıklama yapıyor. Haberde belirtilen tutanaktaki sözler, müvekkillerine ait değilmiş. 20 Ağustos 2025 tarihli tutanak basın özen ilkeleri gözetilerek okunduğunda bu durum net olarak anlaşılacak.

Açıklamada şu ifadeler yer alıyor:

- Haberde belirtilen tutanaktaki sözler müvekkillere ait değil.

- 20 Ağustos 2025 tarihli tutanak basın özen ilkeleri gözetilerek okunduğunda bu durum net olarak anlaşılacak.

- Kamuoyunu yanıltıcı, haksız ve gerçeğe aykırı bu içeriğin kaldırılması ve düzeltme yapılması talep ediliyor.

- Avukat Tosun, Basın Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca tekzip talebinde bulunmuş ve tutanağın linkinin taraflarla paylaşılacağını belirtmiş.

İHH temsilcisi Barış Oktay’ın gerçek önerileri ise, sürecin toplumsallaşmasını, STK’lerin rolünü, siyasi aktörlerin dilini, anadilde eğitimi ve bölgesel yatırımları kapsayan kapsamlı bir stratejiyi içeriyor.

“Apo affedilsin” gibi ifadeler bu listede yer almıyor.

***

Tamamdır! Sizin eşeğiniz kara gözlü olsun ama sizin dil ve kimlik sorununuz var, anadilde eğitim hakkı istiyorsunuz, medreselere resmi statü verilsin diyorsunuz, milli eğitim ders kitaplarının yeniden yazılmasını istiyorsunuz, Kürtçe üniversite kurulmasını istiyorsunuz, sizce sembol tarihi isimlerin değerlendirilmesini istiyorsunuz, Türkçeleştirilen Kürtçe isimlerin tekrar Kürtçe olmasını istiyorsunuz, adını anmasanız da aralarında Apo’nun bulunması koşuluyla kapsamlı bir genel af istiyorsunuz.

Bütün isteklerinizin masum ve haklı olduğunu kabul edilse bile anadilde (Kürtçe) eğitim-öğretim hakkı talebi en azından bölgesel özerklik anlamına gelir.

Yazıyı daha uzatmaya gerek yok: Kürtçüler Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden vatandaşlık haklarından başka ne gibi siyasal ve toplumsal haklar istemekteler lütfen onları açık seçin yazın. Doğal ortak kuruculuk hayali dışında! 

Yazarın Son Yazıları

Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025
İmdaat soyguncu vaaarrr!

Google’a “Türkiye’de bilgisayar tamircileri odası var mı?”, “Bilgisayarcılar sendikası var mı?” diye soracaktım.

Devamını Oku
09.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (2)

Türkiye bu kıyametten kurtulabilir mi?

Devamını Oku
07.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (1)

Gazetede yayımlanmayan epeyce eski bir yazıyı, affınıza sığınarak huzurunuza getiriyorum.

Devamını Oku
05.09.2025
Kime kızmalı

R.T. Erdoğan’dan sonra Türkiye’nin ikinci sorunu sanki (kimilerine göre iktidarın gözdelerinden biri olan) holding sahibi Mehmet Cengiz. “Gözü doymazcasına bir şeyler istiyor ve iktidar ne isterse veriyor” diyorlar.

Devamını Oku
02.09.2025
Önsöz olarak son söz

15 ve 17 Ağustos 2025 günlerinde üstat Sadri Maksudi Arsal’ın Teokratik Devlet ve Laik Devlet adlı kitabından aynen aktararak “Eski Türklerde din (1, 2)” başlığıyla yayımlamıştım.

Devamını Oku
31.08.2025