Peki şimdi nereye?
Özlem Yüzak
Son Köşe Yazıları

Peki şimdi nereye?

15.04.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Dünya büyük çalkantılar içinde.. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı şiddetlenerek sürerken barış umutları da giderek azalıyor... Sivil ölümlerin sayısı artıyor.. Keza göçler de... Enerji ve gıda fiyatları aldı başını gidiyor.. Kıtlık kapıda... Gelir dağılımındaki o devasa uçurum, kutuplaşma, popülist liderler, otoriter rejimler... 

O zaman biraz durup sorma zamanı: Peki şimdi nereye?

Gerçekten insanlık nereye doğru gidiyor? Neoliberal politikaların girdabında piyasaların her şeyin üzerinde ve belirleyici olduğu düzenin dümeninde savruluyor... Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz’in dediği gibi “yeni değerler üzerine inşa edilmiş yeni bir ekonomik vizyona” acilen ihtiyaç var. Halbuki gidişat tam tersi: Popülizm hatta otoriter popülizm giderek güçleniyor. Tayyip Erdoğan yalnız değil bu bağlamda... Birçok ülkede insanlar popülist liderlere yöneldiler: Venezüella’da Maduro, Macaristan’da Orban’ın yeniden seçilmesi ve karşısındaki altı partili birleşik muhalefetin hezimeti; Almanya’da radikal sağ ve milliyetçi popülizmin yükselmesi; son olarak Fransa’da geçen haftaki seçimlerde Le Pen’in aldığı yüzde 23.4’lük oy, İtalya, Hindistan.. 

PIPPA NORRIS NE DEDİ? 

Pippa Norris Harvard Üniversitesi’nde karşılaştırmalı politika profesörü. Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri’nde Jüri Özel Ödülü’nün bu yılki sahibi oldu. Ödülün bu yılki konusu “Küreselleşmenin Geleceği: Devletin dönüşü mü?” idi. 

Bir grup gazeteci Norris ile çevrimiçi bir araya geldik, biz sorduk, o yanıtladı. Ben işin açıkçası fazla Batı gözlüğü ile olaylara baktığını düşündüm. Ama yine de dedikleri çok önemli. Bakalım siz ne diyeceksiniz...

İnsanların popülist liderlere yönelmesini ve nedenlerini “Bu aslında bekleniyordu” diye yanıtladı Norris: “30-40 yıldır liberalizm hayli yükseldi. Demokrasi, özgürlükler, LGBTİ+ hakları, kadın eşitliği, çevre gibi değerler giderek daha geniş kesimler tarafından benimsenirken daha muhafazakâr, gelenekçi kesimler daraldı. Ama burada önemli olan şu: Küçüldüler ancak seçimlerde hâlâ etkililer. Değerlerinin kaybolduğu ve tehdit altında olduğunu düşünüyorlar. Ve onların değerlerini sahiplenen popülist, hatta otoriter popülist liderler ve onların söylemleri bu gruba hoş geliyor. 

Ben eninde sonunda küçüleceğini düşünüyorum ama bu durum, içinde bulunduğumuz dönemde siyaseti dönüştürüyor. Sağ kanat popülist liderler seçimleri kazanabilmek için bu değerleri üstleniyorlar. Onların karşısında olan siyasetçiler de kendilerini sınırlıyor ve popülist akıma ayak uyduruyorlar. Örneğin Macron kazansa bile Fransa’da daha sınırlayıcı olacak; göçü bir şekilde azaltmaya çalışacak...

Örneğin Biden... Trump korumacı gümrük tarifelerini yükseltti, Çin ile ticaret savaşlarına girişti ama arkasından yönetime gelen Biden bunların ne kadarından vazgeçti? Çok azından. Birçok engel hâlâ sürüyor. Bu bütün dünyada olan bir oluşum. Brexit de aynı. 

Dediğim gibi bu beklenmedik bir şey değil. Globalizasyonun daima inişleri çıkışları olmuştur. 1880’lerde demiryollarının gelişmesi ile birden ihracat patlamış ve küreselleşme hız kazanmıştı; Birinci Dünya Savaşı ile birlikte korumacı politikalara yöneldi dünya. Benzer bir iniş döneminin içindeyiz şimdi de...”

Popülist liderler aslında bir azınlıktan besleniyorlar ama o azınlık çok küçük olmasına rağmen gücü fazla olan bir azınlık. ABD, Türkiye hatta birçok ülkede aslında kadın hakları özellikle de kürtaj hakkı, LGBTİ+ hakları, çevre, temel insan hakları için uğraşanlar daha büyük kitleler ama seslerinin siyasete yansıması ne yazık ki aynı oranda olmuyor. Kendilerini temsil edecek bir siyasi yapı bulmakta zorlanıyorlar. Birçoğu oy vermek için sandığa bile gitmiyor. Çünkü sola baktığımızda, popülizmi orada da görüyoruz. Yeni bir dil yaratılması gerek. Ama bu yapılmıyor, yapılamıyor. Neden? Nasıl yaratılabilir?

Bu soruya da Norris şu yanıtı verdi: 

Dünyada ciddi bir güven krizi var. İnsanlar yetkili kurumlara, şirketlere, kurumsal dünyaya artık güven duymuyorlar. Bu da popülist liderlere eğilimi artıran unsurlardan biri. Öte yandan kamuoyuna görüşlerini bildirmeleri için pek fırsat verilmiyor. Örneğin referandumlar yapılmıyor. Yapılsa örneğin LGBTİ+ ya da kürtaj hakkının büyük çoğunluk tarafından desteklendiği görülebilir. Ama yapılmıyor. Ve azınlığı temsil eden grup söz sahibi oluyor. Çünkü oyunun kuralı böyle, sistem böyle yapılandırılmış. Seçim ve oy sistemi bunu mümkün kılıyor. Oyunun kurallarını değiştirebilirsek ve seçim sisteminde reformlar yapabilirsek ancak bir iyileşme söz konusu olabilir. 

Popülizm öyle bir şey ki sağa da uyabiliyor, sola da.. Ve bunun arkasında ciddi tehlike var. Hele otoriterlikle bağlandırdığınızda hiç tolerans göstermiyor. Güven telkin etmiyor.. Herkesin kaybettiği bir oyuna dönüşüyor.

Peki, ne yapılabilir?

Zor sorulardan biri daha. Norris şöyle yanıtlıyor: 

Sağ için daha kolay çünkü insanların iradesini daha rahat kullanır: Kimseye güvenmeyin, bana güvenin der. Halbuki solda koalisyon vardır: Farklı kültürel çevrelerin buluşması; liberal elitler, iyi eğitimliler, gençler, ücretlerinin eridiğini gören mavi yakalılar. Farklı görüşler, farklı değerler olduğu için daha az stabil. İşte onların arasında bir denge oluşturmak önemli.  

İnsanları bir araya getiren şeyler ile insanları birbirinden ayıran şeyler nedir? İşsizlik örneğin  herkesin hemfikir olduğu bir ortak payda ama mesela kürtaj hakkı ya da kadın hakları olmayabilir. Nasıl köprü kurulur? Bunun basit yanıtı yok ne yazık ki...

Yazarın Son Yazıları

Bir bilim insanının uzun yolculuğu: Ufuk Akçiğit

Koç Üniversitesi’nin onuncu kez verdiği Rahmi M. Koç Bilim Madalyası bu yıl Prof. Dr. Ufuk Akçiğit’e verildi.

Devamını Oku
28.11.2025
COP30... 46 yıl sonra hâlâ bir arpa boyu yol

Brezilya’nın tropik sıcaklığı altında toplanan COP30, dünya siyasetinin iklim krizine nasıl baktığını -daha doğrusu bakmadığını- tek karede özetleyen bir zirve oldu.

Devamını Oku
21.11.2025
Distopik dönemler...

“Az sayıda insanın yaşadığı küçücük bir ada...

Devamını Oku
14.11.2025
Mamdani, İmamoğlu... Küresel solun yeni sınavı

New York’un yeni belediye başkanı Zohran Mamdani, yalnızca Amerika’daki Demokratlar için değil, tüm dünya için bir mesaj verdi: “Değişim hâlâ mümkün.”

Devamını Oku
07.11.2025
103. yıl...

Buruk, öfkeli ama öte yandan coşkulu..

Devamını Oku
31.10.2025
Savaş uçakları yetmez: Türkiye’nin teknoloji egemenliği sınavı

Türkiye ara çözümlere sıkışırken dünya “neoprime” savunma çağına giriyor.

Devamını Oku
24.10.2025
Dünyanın yeni satranç tahtası: Nadir elementler

Nadir elementler konusu Türkiye’de kamuoyunun gündemine CHP tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump görüşmesinden hemen önce “Pazarlık konusu yapılacak” diye getirildi.

Devamını Oku
17.10.2025
Gazze... Küresel vicdanların da savaş

“Eğer ateşkes kalıcı bir barışa evrilemezse, bu savaş yalnızca Gazze’yi değil, Batı ittifakının meşruiyetini ve küresel düzeni de sarsmaya devam edecek...”

Devamını Oku
10.10.2025
Çare: Alışmamayı öğrenmek…

Şu son bir yıl içinde yaşadıklarımızı diyelim beş yıl önce yaşasaydık herhalde “Olağanüstü günlerden geçiyoruz” derdik.

Devamını Oku
03.10.2025
Kullanışlı piyon mu olacağız? Stratejik ortak mı? Beylikova...

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump’ın New York’ta yaptığı görüşme, sadece ikili ilişkiler bağlamında değil, küresel dengeler açısından da kritik.

Devamını Oku
26.09.2025
Sıfır noktası...

Bir süredir gözüm Nepal’deki gelişmelerde...

Devamını Oku
19.09.2025
Kaç Türkiye? Kimin gündemi?

Moda Caddesi’nden Kadıköy Rıhtım’a doğru yürüyorum.

Devamını Oku
12.09.2025
Demokrasiler neden çöküyor (2)

Erdoğan AKP’si; karşısındaki tek önemli muhalefeti yani CHP’yi işlevsizleştirmek için elindeki tüm yetki ve yargı güçlerini kullanıyor.

Devamını Oku
05.09.2025
Demokrasiler nasıl çökertiliyor (1)

Önce şunu görmeliyiz...

Devamını Oku
29.08.2025
CHP’nin yükü, hepimizin yükü

"CHP’nin üzerindeki yük öyle ağır ki özgür; laik, demokratik bir ülke olma mücadelesini tek başına omuzladı."

Devamını Oku
22.08.2025
24 yıl...

Neredeyse çeyrek asır...

Devamını Oku
15.08.2025
Çürüme... Çözülme... Sahteliğin anatomisi

Sahte diplomalar, sahte ehliyetler, sahte sağlık raporları...

Devamını Oku
08.08.2025
Gazze... Açlık, sessizlik ve ahlaki felç

Seyrediyoruz. Kimi insanlığın geldiği noktadan utanarak, kimi umarsızca sanki bir film seyreder gibi...

Devamını Oku
01.08.2025
Yangın... Kuraklık... Rant: Türkiye’nin iklimle sınavı

Tam bitti derken yeniden başlıyor. Rüzgârın hızına göre şiddetleniyor; ortalığı yakıp kavuruyor.

Devamını Oku
25.07.2025
Şu zeytin ile derdiniz ne?

Şaşırdık mı? Hayır...

Devamını Oku
18.07.2025
TRT’den CHP duruşmaları mı?

CHP’li belediyelere yapılan operasyonların sonu gelmiyor. Belli ki yaz böyle geçecek.

Devamını Oku
11.07.2025
Toplumu germek, muhalefeti susturmak: AKP’nin elindeki yegâne kozu

Çünkü çözüm üretemiyor. Çünkü halkın sorunlarına yanıt veremiyor.

Devamını Oku
04.07.2025
Zeytin... Bir talanın jeopolitiği

“At izinin it izine karıştığı” günlerden geçiyoruz yine.

Devamını Oku
27.06.2025
İran’a saldırı hazırlığı mı? Neden?

Daha sular durulmadan Ortadoğu yeniden karıştırılmaya çalışılıyor...

Devamını Oku
13.06.2025
Bu bayram...

“Bizim bayram görecek halimiz yok arkadaşlar” dedi ve ekledi CHP lideri Özgür Özel...

Devamını Oku
06.06.2025
Nasıl bir eğitim?

Sadece anayasal hakkı olan barışçıl protesto hakkını kullandıkları için hapiste tutulan üniversite öğrencileri olan bir ülke...

Devamını Oku
30.05.2025
Sosyalist Enternasyonal İstanbul’da... Dünya solu ne yapmalı?

O kadar fazla sistematik saldırı altındayız ki... Kimi zaman büyük resmi görebilmek için yaşananları alt alta sıralamak önemli...

Devamını Oku
23.05.2025
‘Çözüm süreci’ ve sonrası

Barışı uzak bir hayal olmaktan çıkarmak hiç kolay değildir, en azından bizim coğrafyada.

Devamını Oku
16.05.2025
Karartma... Otokratik rejimde sıradan bir gün

Karartma... Otokratik rejimde sıradan bir gün

Devamını Oku
09.05.2025
Siz gidene kadar...

Siz gidene kadar...

Devamını Oku
02.05.2025
Deprem ensemizde: 40 milyar dolarlık sessizlik

Deprem ensemizde: 40 milyar A dolarlık sessizlik

Devamını Oku
25.04.2025
Yüzde 3.5 kuralı: Değişim kaç kişiyle başlar?

Yüzde 3.5 kuralı: Değişim kaç kişiyle başlar?

Devamını Oku
18.04.2025
Tarife savaşının şifreleri

Tarife savaşının şifreleri

Devamını Oku
11.04.2025
Uyanış...

Uyanış...

Devamını Oku
04.04.2025
Yeni bir siyaset... Ama nasıl?

Yeni bir siyaset... Ama nasıl?

Devamını Oku
28.03.2025
AKP’nin elinde 2 torba: Biri Gezi, diğeri ‘terör’

AKP’nin elinde 2 torba: Biri Gezi, diğeri ‘terör’

Devamını Oku
21.03.2025
Tehdit... Atlantik’in öte yakası

Tehdit... Atlantik’in öte yakası

Devamını Oku
14.03.2025
Kadın sorunu yok, erkek sorunu var

Kadın sorunu yok, erkek sorunu var

Devamını Oku
07.03.2025
Eskisi çöpe... ‘Yeni’ dünya düzeni

Eskisi çöpe... ‘Yeni’ dünya düzeni

Devamını Oku
28.02.2025
‘Yeni Türkiye’de haddini bileceksin’

‘Yeni Türkiye’de haddini bileceksin’

Devamını Oku
21.02.2025