Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Atatürk Sevgisi!
Halkımızın hem de azımsanmayacak bir bölümünün Atatürk sevgisi, bende kuşku uyandırmıştır. Ülkede Atatürk’ü bir lider, bir kurtarıcı, bir kumandan, büyük bir devlet adamı olarak gören, seven, inanan bir kesim olduğu gibi, nefret sözcüğü ağır kaçabilir ama en azından sevmeyen, resimlerine, büstlerine, sözlerine dahi tahammül edemeyen bir kesimin olduğu da gerçektir.
\nHemen her konuda olduğu gibi, İstanbul’un trafik karmaşasında zaman zaman taksi sürücüleri ile Atatürk’le ilgili konuşmalar yapmak, onların düşünce ve eğilimlerini öğrenmek olanağı oluyor. Sevgi ve sevgisizliğin bir arada yaşandığı, bana anlatılan iki olayı aktarayım.
\nTaksi durağımızda Atatürk sevgisinden, Atatürk’e bağlılığından kuşku duymadığım bir sürücü arkadaş, aslen Orta Anadolu’ya komşu bir Karadeniz kasabasından, ancak geçen yaza kadar gitmek nasip olmamış, memleketine gittiğinde, ilçeyi tanımaya çalışırken Atatürk Müzesi’ni görmüş. Atatürk’ün ilçeyi ziyaret ettiğinde kaldığı ev müze haline getirilmiş ve arkadaşın ifadesi ile önüne de bir bekçi dikilmiş.
\n***
\nArkadaş müzeye girmiş, etraf, hatta Ata’nın yattığı yatağın üstü bile tozla kaplı, yıllardır tozu dahi alınmamış, o tozlu ortamda nefes almakta bile zorlandım, diyor arkadaş. Müzeden çıktıktan sonra bir konuşma sırasında sürücü arkadaş “Atatürk’ün yattığı ev müze yapılmış ama toz-toprak içinde” diye yakınmış. Biri arkadaşın kulağına “Atatürk’ü burada pek sevmezler” diye fısıldamış.
\nYine bir sürücü arkadaş anlattı. Arabasına sakallı, acayip giysili biri binmiş ve aralarında şöyle bir konuşma geçmiş. Yolcu parmağıyla işaret ederek sormuş:
\n“O ne?”
\n“Dikiz aynası.”
\n“Onu değil üstündekini soruyorum.”
\n“Atatürk’ün resmi.”
\n“Ne lüzumu var?”
\n“Senin adın ne?”
\n“Ömer.”
\n“Atatürk olmasaydı, seni adın Ömer olamazdı, baban bile belki belli olmazdı.”
\nKonuşmanın bir tür ağız kavgasına dönüşme üzerine, aracı durdurdum, yolcuya inmesini söyledim, diyor arkadaş.
\nEvet, Atatürk’ü ülkede sevmeyenler var. Niçin sevsinler ki?
\nAtatürk, onları kulluktan, tebaalıktan kurtarıp özgür vatandaş yapmak istemiş; egemenliğin kayıtsız-şartsız onların olmasını amaçlamış; yabancıların buyruğuna girmelerini önlemiş, kanun karşısında eşitliği sağlamaya, imtiyazları ortadan kaldırmaya uğraşmış, itibarlı, onurlu bir ülkenin bireyleri olmalarına çabalamış; bağımsız, kalkınmış bir ülke idealini gerçekleştirmek savaşımı vermiş... Atatürk’e, cumhuriyetin ilanı, laiklik nedeniyle duyulan tepkiyi, nankörlük olarak nitelendirmek bile hafif kalıyor.
\n***
\nAtatürk’ün açtığı yoldan, getirdiği düzenden yararlanarak günümüzde belli orunlara gelmiş, yaşam düzeyleri yükselmiş, ekonomik güç edinmiş olanlar, vicdanlara da şunu sorgulamalıdırlar. “Atatürk ve silah arkadaşları olmasaydı, onların öncülük ettiği milli mücadele yapılmasaydı biz bugün ne olurduk” sorusunun yanıtını aramalıdırlar. Bırakın o işgal ettikleri mevkileri, taşıdıkları sıfatları, isimleri bile sürücü arkadaşın uyardığı gibi bugünkünden farklı olabilirdi.
\nAtatürk, Nutuk’tan da anlaşıldığı gibi, iki tür davranıştan, iki gruptan yakınır. İlki bazı cemaat ve tarikatların dış emperyal güçlerin desteği ile de başlattıkları iç isyanlar, diğeri mütareke basını diye nitelenen basının, fikir adamı ve entel geçinen bazı kişilerin milli mücadeleye ve cumhuriyete karşı tutumları...
\n***
\nAslında aradan birkaç kuşak geçse de cumhuriyet karşıtları bellidir. Emperyal güçlerin yerli uzantıları, sesyayarları, dış güçlerle iç içe girmiş uzaktan kumandalı cemaat ve tarikatlar, cumhuriyet ve laiklik nedeniyle çıkarları azalmış, toplumdaki statüleri bozulmuş kişiler, mütareke basınını aratmayan yazar-çizer takımı, ikinci cumhuriyetçi, liberal aydın gibi sıfatlarla kamuya tanıtılan kişi ve gruplar... Milli mücadele sırasındaki ayrım, sıfatlar değişik de olsa günümüz için de aynen geçerli olmaktadır.
\nBir yanda Atatürk’e minnet duyan, yol gösterici olarak tanıyan, onun idealleri uğrunda yürüme savaşımını veren, Türk bayrağını sallamaktan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan gurur duyan bir kesim, öte yandan bu yazıda özetlemeye çalışılan karşıt gruplar.
\nBence bizim en büyük toplumsal ayıbımız, yüzkaramız Atatürk’ü Koruma Kanunu’dur. Atatürk’ü kanunla korumak, utanç vericidir. Gerçi Atatürk mü yoksa onun büstüne, resmine, eserlerine saldıran meczuplar mı korunuyor? Bu da ayrı bir sorudur.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması