Sermaye artırımı (2)
Tuğrul Akşar
Son Köşe Yazıları

Sermaye artırımı (2)

03.05.2025 04:01
Güncellenme:
Takip Et:

Süper Lig’de bedelli sermaye artırımı, özkaynak açığı veren ve zarar eden kulüplerimizin mali yapılarını olumluya döndürebilmek, finansal dengelerini kurabilmek için sık sık başvurdukları sermaye piyasalarından fon sağlama işlemidir. Bu süreçte SPK’nin verdiği onay ve yetkiyle borsada işlem gören kulüpler bedelli artırımına gidebilmekteler. Bu işlem sürecinde kulüpler 1 TL nominal değerli hisselerine belirledikleri tutar üzerinden mali yatırımcıdan ilave yeni fonlar talep etmekte. Buradan gelen paralar, kulübe kısmi bir finansal rahatlama sağlarken mali yatırımcı ise önemli maliyetlere katlanmak zorunda kalmakta.

Bedelli sermaye artırımı yoluyla sermayeye enjekte edilen yeni fonlar, bu kulüplere rekabet üstünlüğü sağlamakta. Aslında bu sistem Süper Lig’de rekabeti bozan, borsada işlem gören kulüplere haksız rekabet üstünlüğü sağlayan bir fonlama sistemine dönüşmüştür. Zira bu sistemin doğal amacı kulübün mali yapısını güçlendirmek, yatırım yapmak, olası risklere karşı tedbirli olabilmek amacıyla fon sağlamaya yönelik başvurulması gereken istisnai bir sermaye piyasası işlemi olması gerekirken, kulüpler bunu ucuz kaynaklı, kolay yoldan para kazanmanın bir aracı olarak görmüşler ve bu şekilde bu yönteme sıkça başvurmuşlardır. Nitekim yazımızda da ifade ettiğim üzere 4 kulüp halka arzlarından bu yana tam 16 kez bu yolla kendilerine ilave yeni kaynak temin etmişlerdir. Sağlanan kaynak neredeyse bugünkü 4 kulübün toplam gelirlerine eşit tutarda. Bu durum, kulüplerde mali anlamda olumlu bir gelişim sağlaması gerekirken, bu da gerçekleşmemiştir. Çünkü sağlanan bu kaynaklar muhasebe olarak ödenmiş sermayeye eklenmiş ancak kulüplerin hesapsız ve verimsiz harcamalarına devam etmelerine imkân tanıyan bir yapı haline gelmiştir. Bu durum Süper Lig’de bu kulüplerin haksız rekabet üstünlüklerine ulaşmalarına, sürdürmelerine olanak ve ortam sağlayan bir yapıya bürünmüştür. Çok defa bedelli sermaye artışına giderek önemli tutarda yeni kaynak sağlanmasına karşın bu kulüplerin mali yapılarının hâlâ borca batık olmaları, bedelliden gelen fonların amacına uygun kullanılmadığının bir göstergesi olmuştur.

Oysa bu yöntem aslında istisnai bir sermaye piyasası işlemi olması gerekirken adeta kanıksanan bir fon sağlama tekniğine dönüşmüştür. Süper Lig’de borsaya kote 4 kulüp bedelli sermaye artırımı yöntemiyle sermaye piyasasının kendilerine sağladığı bu olanağı fütursuzca kullanma yoluna gitmekten kaçınmamışlardır. TFF ile UEFA bu yöntemle sağlanan fonları sıkı takibe almalı ve buradan gelen sermaye kaynaklarının finansal sürdürülebilirlik kurallarına destek olup olmadığını denetlemelidir. Aksi halde bedelli sermaye artırımı kulüpler için ucuz bir fon sağlama yöntemi olarak varlığını devam ettirecek ve bu kulüplere haksız rekabet üstünlüğü sağlamaya devam edecektir.