Süper Lig, gelirlerini bu sezon da artırma başarısı gösterebildi. Yarattığı 700 milyon Avro’ya yakın gelirle bu alanda Avrupa’da 8. konumundayız. Önümüzde Portekiz, Rusya ve Hollanda var. Süper Lig sahip olduğu bonservis bedelleri üzerinden 1.2 milyar Avro değeriyle Avrupa’da 7.’liğe yükseldi. Ligimiz Avrupa’nın çekim merkezine dönüştü. Vergi avantajının etkisiyle önemli oyuncular Süper Lig’i tercih ediyor. Süper Lig’de yetişen genç yeteneklerimizi, önemli tutarlarla Avrupa kulüplerine satabiliyoruz.
Bu artılarımız Süper Lig’i Avrupa’yla rekabette ayakta tutabiliyor. Ne var ki olumlu yanlarımızın dışında Türk futbolunun kronikleşmiş önemli ekonomik, yönetsel, örgütsel, sportif sorunları var. Süper Lig yüksek maliyetlerle çalışan ama ortaya sportif performans koyamayan lig pozisyonunda. Ligimizin finansal sürdürülebilirliği önemli bir sorun. Siyasetin spora etkisi her geçen gün daha da artıyor. Finansal disiplini sağlamada, mali istikrarı yakalamada ve düzenli gelir elde etmede problemlerimiz mevcut. Yıllardır pençesinde boğuştuğu sorunlara çare bulmakta zorlanan Türk futbolu bu süreçte, finansal dengesini kaybetmiş durumda.
Her geçen gün kulüp borçlanması büyüyor. Futbol faaliyetlerinden gelir yaratamayan, sürekli zarar eden patolojik bir kulüp yapımız var. Artan zararlar kulüplerin öz kaynaklarını eritiyor. Kulüpler negatife dönen öz kaynaklarını artıya geçirebilmek için bedelli sermaye artırımı gibi sürdürülebilir olmayan finansman tekniklerine yöneliyor. Rekabetini borçlanmaya dayalı sürdüren ancak bu maliyetleri karşılayacak kârlılığa ulaşamayan, dengesiz rekabetin, büyük kulüpler lehine haksız rekabete dönüştüğü bir lig yapılanmamız var.
Artıları ve eksileri değerlendirince ne yazık ki sonuçta; borçlanmaya dayalı, reytingi düşük, futbol kalitesi vasat, rekabeti zayıf bir lig ortaya çıkıyor. Bu süreçte Süper Lig’de büyüklerin lehine küçüklerin aleyhine müthiş bir ekonomik, sportif, haksız, dengesiz rekabet karşımızda. Büyük kulüpler olanaklarını kullanıp yeni kaynak yaratarak bu eşitsizliği artırma imkânına sahip. Bu da Süper Lig’de eşitsizlik ekonomisini büyütüyor. Zengin kulüpler daha da zenginleşirken küçük kulüpler iyice yoksullaşıyor. Süper Lig’de gelirlerin ve kaynakların paylaşımında büyük bir eşitsizlik var. Bu da futbolumuzun kalitesini ve rekabetçi yeteneğini aşağıya çekiyor. Sürdürülebilir olmayan bir zemindeki lig yapılanmasıyla kalıcı başarıya ulaşmaya çalışıyoruz. Bu futbol yönetim yapısıyla, kulüplerimizin Avrupa’da başarıya ulaşmaları pek mümkün görünmüyor.