TFF’nin başlattığı yasa dışı bahis operasyonu, Türk futbol tarihinin en kapsamlı etik ve disiplin soruşturmalarından biri olarak gündemdeki yerini aldı. TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu 27 Ekim’de “571 aktif hakemden 371’inin bahis hesabı bulunduğu ve 152’sinin aktif olarak bahis oynadığı” bilgisini paylaştı. Soruşturma önce hakemler üzerinden başladı ardından futbolcular, kulüpler ve sporun diğer paydaşlarına doğru genişletildi. 152 hakemden 149’u ceza aldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, “Yasa dışı bahis oyunları hakkında sürekli ve kararlı bir mücadele yürütülmektedir” diyerek soruşturmanın derinleştirileceğini duyurdu. Ardından Eyüpspor Başkanı Murat Özkaya ve 7 hakem, “müsabaka sonucunu etkileme” gerekçesiyle tutuklandı. TFF; Süper Lig, 1. Lig, 2. Lig ve 3. Lig düzeyinde bin 24 futbolcunun bahis oynadığını açıklayıp Disiplin Kurulu’na sevk etti. İlk etapta dün 102 futbolcu 45 gün ile 1 yıl arasında ceza aldı. Sırada başkanların, yöneticilerin ve teknik direktörlerin olduğu konuşuluyor.

MASAK İNCELİYOR - TFF hakemler için ayrı bir disiplin dosyası açtı. Bunun yanı sıra UEFA süreci yakından izliyor. Soruşturmanın parasal yönü ile savcılık ve MASAK ilgileniyor. Bu kapsamda, kulüplerin ve liglerin mali yapıları da MASAK tarafından denetlenmeye başladı. Savcılıkça sürdürülen soruşturma öz itibarıyla; futbolcuların, hakemlerin, yöneticilerin ve futbol ekosistemi içindeki diğer kişilerin yasa dışı bahis platformlarında işlem yaptığı veya bahis oynadığı iddialarına dayanıyor. Bu durum, TFF’nin Disiplin Talimatı, FIFA ve UEFA Etik Kuralları ve Türk Ceza Kanunu’nun 228. maddesi (yasa dışı bahis ve kumar suçları) kapsamında ciddi bir ihlal olarak değerlendiriliyor.
YENİ KRİZİN HABERCİSİ - Bu soruşturma, Türk futbolunun güvenilirliğini, etik bütünlüğünü, uluslararası itibarını ve ekonomik sürdürülebilirliğini olumsuz etkileyebilecek nitelikte. Özellikle klasman hakemlerinin ve oyuncuların bahis oynamaları başta Süper Lig olmak üzere, diğer alt liglerin ve oynanan maçların sonuçları hakkında önemli kuşkuları beraberinde getiriyor. Bu durum önümüzdeki günlerde Türk futbolunda sistemsel bir krizin de habercisi olma olasılığını artırıyor.
YÖNETİM ZAFİYETİ - Futbolumuzda patlayan bahis skandalının arka planında ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik, finansal, sosyolojik, hukuksal koşulların ve politik iklimin büyük etkisi bulunuyor. Soruşturma bize şunu gösteriyor: Bu skandal, sistemin en derinindeki çatlakları, ekonomik dinamikleri hatta kültürel çürümeyi ayna gibi yüzümüze yansıtıyor. Burada mesele sadece birkaç kişinin hatası değil, karşımızda kurumsal yönetim zafiyetleri var, ekonomik baskılar ve yozlaşmış bir spor kültürü var. Hepsi iç içe geçmiş durumda. Bu olumsuzluklar zaman içinde sistemsel bir çürümeye de neden olmuş durumda. Doğal olarak sporsever yurttaş şimdi izlediği oyunun adil bir oyun olduğuna nasıl inanacak? Ya maçı yönetmesi gereken hakem, yönettiği maça bahis oynadıysa; takımı için ter dökmesi gereken oyuncu kendi oynadığı maça bahis yaptıysa!..
İTİBARIMIZ MASADA! - Artık bahis skandalı bizim bir iç meselemiz olmaktan çıktı. Avrupa radarını bu soruşturmaya çevirdi. Yani itibarımız masada. TFF bu süreci şeffaf yönetmemekle; masumiyet karinesini ihlal etmekle suçlanıyor. En evrensel hukuk ilkesi olan “Suçu ispat edilene kadar kişi suçsuzdur” kuralının TFF tarafından ihlal edildiği ileri sürülerek, bazı kulüp ve oyuncular tarafından TFF hakkında suç duyurusunda bulunululması da ortaya trajikomik bir durumu çıkartıyor. Soruşturmayı yürüten yapıya dair en ufak bir şüphe varsa, soruşturma zaten baştan sakattır. Soruşturmadan çıkacak sonuçlar, kamuoyu vicdanında asla kabul görmez.
GARİP SPONSORLUK! - Bu güvensizliğin temelinde çok daha somut ve skandal bir iddia var ki, yıllar önce TFF bir bahis şirketi ile iş birliğine giderek, hakemlerini bu bahis şirketi verileri üzerinden maç takibi yapmaya yönlendirmiş. Yani, dünyanın her yerinde federasyonlar ile bahis şirketleri arasında “Çin Seddi” örülürken, burada bizzat federasyonun hakemleri bir bahis sitesine yönlendiriyor olması, bir çıkar çatışmasını da beraberinde getiriyor. Bu durum bugünkü sorunu çözmeye çalışan kurumun, aslında sorunun bir parçası olduğunu bize gösteriyor. Bu da haliyle TFF’nin böyle bir ortamda yürüttüğü soruşturmanın ne kadar adil işleyeceğine dair insanlarda ciddi bir şüphe uyandırıyor. Bu ise doğal olarak akla şöyle bir soruyu getiriyor: Siz bu işi çözebilecek misiniz yoksa bu soruşturma birilerini aklamak için göstermelik bir süreç mi olacak?