Fransa, Katar, Türkiye ve radikal dincileşme

12 Aralık 2021 Pazar

Geçen perşembe günü, Le Monde gazetesinde “Fransa, Katar’a ‘ayrılıkçı’ kuruluşlara finansmanı durdurma çağrısında bulundu başlıklı bir haber yayımlandı. Fakat içeriği çok önemli olmasına karşın bizim medyada yer almadı. 

Philippe Richard imzalı habere göre, Fransa’nın Ulusal İstihbarat ve Terörle Mücadele Koordinatörü Laurent Nuñez, Macron bu ay başında Katar’ı ziyaret ettiğinde, yerel yetkililere, Fransa’nın artık kamu veya özel Katar fonları tarafından finanse edilmemesini talep ettiği kuruluşların listesini verdi. Listenin içinde 15 cami, okul ve dernek de yer alıyordu.

Macron, Körfez ülkelerini ziyaretinde, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Suudi Arabistan ile sadece terörle mücadele işbirliğini güçlendirmek için değil, aynı zamanda bölgeden gelen fonların Fransa’da radikal İslamcı hareketlere aktarılmaması için de görüşmüş. 

Fransa’nın bu girişiminin “dinde radikalleşmeyi önleme çabaları” dahilinde olduğu ve Katar yetkilileri tarafından da olumlu karşılandığı haberde yer alıyor.

***

Hatırlarsanız Macron’un talebi ile Fransız hükümeti, bu konuda “Cumhuriyet İlkelerine Saygıyı Güçlendiren Yasa Tasarısı” hazırlamış ve tasarı geçen yaz Fransız Meclisi’nde kabul edilmişti.

Kapsamı ne derseniz...

Kamu hizmetinde tarafsızlığın ve cumhuriyet ilkelerine uygunluğun sağlanması,

Polis, öğretmen gibi kamu görevlilerini sosyal medyada hedef göstermenin ağır cezalık suç sayılması, 

Çokeşli kişilere oturma izni verilmemesi,

Zorla evlendirmenin önlenmesi için belediye yetkililerinin çiftlerle ayrı ayrı görüşmesi,

İmamlara sıkı denetim, 

Evden eğitimin zorlaştırılması, 

Sözleşme dışı okulların kontrolü, 

Spor kulüplerinin denetimi, 

İnternette yasadışı içerikler ve nefret söylemlerinin denetimi,

Sadece kamu sektörü çalışanlarının değil, özel kamu hizmeti yüklenicilerinde çalışanların da dini semboller taşımaması,

Dini derneklerin faaliyetlerinin ve finansal durumunun saydam ve denetlenebilir olması sayılabilir. 

Ancak radikal İslam ile mücadeleyi esas alan bu yasa, “Müslümanları ötekileştirdiği” gerekçesiyle birçok kişi tarafından da eleştiriliyor.

Bunlardan biri de AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Yasa kabul edildiğinde, “Macron’un zihinsel noktada bir tedaviye ihtiyacı var!” diyerek ateş püskürmüştü. Bunun üzerine Fransa, Ankara Büyükelçisi Hervé Magro’yu Paris’e çağırmıştı. 

***

İslam coğrafyasında yasaya yoğun tepkiler olsa da en sert şekilde Erdoğan’ın karşı çıkmasının asıl nedenini merak ediyor insan...

Çünkü hakaret ettiği Macron’a, yaklaşık iki ay sonra (Türkiye’ye yaptırım uygulanması için uzlaşılan AB zirvesinden bir hafta sonra), “Sevgili Macron” diye hitap eden bir mektup göndermiş ve görüşme davetinde bulunmuştu!

Acaba sorun, yasanın, Türkiye gibi ülkelerin DİTİB (Diyanet İşleri Türk İslam Birliği) gibi kuruluşlar aracılığıyla Fransa’daki cami ve dernekler üzerindeki nüfuzunun sınırladırılmasına ilişkin düzenlemeleri de içermesi miydi? 

Kanuna göre, Türkiye, Katar veya Suudi Arabistan gibi ülkelerden gelen dini fonların kısıtlanması için derneklerin 10 bin Avro’nun üzerindeki bağışları beyan etmesi ve hesaplarını belgelendirmesi isteniyor. 

Katar ve Türkiye’nin radikal İslama verdikleri destek, İhvan’ın dünya çapında fonlanıp kollanmasına yol açarken diğer taraftan Macron’un “Radikal İslamcı kuruluşları fonlamayı durdurun” talebinin Katar’da olumlu karşılanması ilginç...

Bir diğer ilginç husus da Fransa Katar’dan fonların kesilmesini isterken Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun, aynı ülkede “Katar’a mali destek mi talep etmeye geldiniz” sorusuna maruz kalması...

İhvancı dış politikası ve ekonomisi çöken ülkenin hali bu!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları