Müziğe pranga vuramazsınız!

11 Mart 2022 Cuma

“Müzik kısıtlamasını da 24.00’e çekiyoruz. Kusura bakmasınlar, gece kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yoktur.”

Bu cümleleri, geçen yıl 21 Haziran’da Dünya Müzik Günü’nde AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan kurdu. Kabine toplantısından sonra yaptığı açıklamada, koronavirüs salgını kapsamında uygulanan bazı tedbirlerin gevşetildiğini duyuruyordu.

Canlı müzik yasağı, ilk olarak 30 Mayıs 2020’de yayımlanan 8556 sayılı genelge ile lokanta, restoran, dernek lokalleri ve çay bahçeleri gibi mekânlarda başlamıştı. Daha sonra bu yasak, 2 Haziran 2020 tarihli 8591 sayılı genelge ve 21 Aralık 2020 tarihli 21153 sayılı genelge ile yinelenmişti.

3 Mart 2021’de İçişleri Bakanlığı’nın internet sitesinde “Kontrollü Normalleşme Süreci İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular” başlığıyla yayımlanan sayfada da canlı müzik yasağının devam edeceği hatırlatılmış ve “Restoranlarda canlı müzik etkinliğine izin verilmeyecektir” denmişti.

Bundan bir yıl sonra, 2 Mart 2022’de Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye’de Covid-19 salgını nedeniyle alınan önlemlerin ve getirilen kısıtlamaların büyük oranda kaldırıldığını açıkladı. 

Artık açık havada ve fiziksel mesafenin korunabildiği kapalı alanlarda maske zorunluluğu yok. HES kodu uygulaması kaldırıldı. Hastalık belirtisi olmayan kişilerden test istenmiyor. Sinema, tiyatro etkinlikleri yapılıyor. 

Ancak canlı müzik konusunda gece 24.00’ten sonra yasak devam ediyor! Tüm salgın önlemleri kaldırılsa da çok uzun süre hiçbir etkinlik yapılamayan müzik sektöründe şimdi de gece yarısından sonra yasak kalıcı bir şekle sokulmaya çalışılıyor. 

KORONAVİRÜS 24.00’TEN SONRA VAMPİR GİBİ GEZİYOR SANKİ!

Hatırlarsınız, canlı müzik yasağı kararı duyurulduğunda toplumun çeşitli kesimlerinden ve sanatçılardan eleştiriler gelmişti.

Salgın bahanesiyle yaşam biçimine açık bir müdahaleydi bu. Kanıtı da Erdoğan’ın “Kusura bakmasınlar, gece kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yoktur” şeklindeki sözleriydi. Buna karşılık Twitter’da #kusurabakıyoruz etiketiyle paylaşımlar yapılmıştı.

Üstelik yaklaşık on gün önce Sağlık Bakanı Koca’ya bu yasağın ne zaman sona ereceği sorulduğunda, “Müzik yasağı ile ilgili doğrusu Bilim Kurulu’nun bu anlamda aldığı bir karar yoktu. Onun da ben yakın dönemde kalkacağı kanaatindeyim” dedi. 

Bu da gösteriyor ki ortada bilimsel bir gerekçe yoktu; sadece Kabinede alınmış siyasi bir karar vardı. Koca’nın bu yanıtı üzerine konu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya soruldu. Sanki konunun salgın ile ilgisi varmış gibi, “Kültür Bakanlığımız ve Sağlık Bakanlığımızla konuyu değerlendireceğiz” dedi…

YAŞAM TARZINA MÜDAHALE DEVAM EDİYOR

O günden beri hâlâ bekliyoruz. Hiçbir mantıklı gerekçesi olmayan bir karar, keyfi bir şekilde dayatılıyor. Bu, toplumu yobazlaştırmak için alınmış ideolojik bir karardır. Her şeyden önce bunu reddetmek gerekir. 

Müzikle ilgili kısıtlamalar dünyanın her yerinde mekâna ve desibele göre uygulanır; gece yarısından sonra sanki balkabağına dönüşülecekmiş gibi genelleştirilmiş bir canlı müzik yasağı empoze edilemez. 

Bu saçmalığın derhal sona erdirilmesini talep etmek her vatandaşın hakkıdır. Çünkü AKP, hukuksuz yasaklarla toplumu boğmaya devam ediyor. 

Müzik-Sen’in verilerine göre salgının başından beri 100’den fazla müzisyenin, ekmek parası kazanamayan çalışanların, sahneden uzak kalan sanatçıların intihar ettiği bir ülkede, bu haksızlığa karşı daha güçlü ses çıkarmak gerekir.

Müziğe pranga vuramazsınız!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları