Şiddet
Zülal Kalkandelen
Son Köşe Yazıları

Şiddet

03.10.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Şiddetsizlik kavramı üzerine kafa yorar mısınız?

Nedir şiddetsizlik? Tutum, davranış veya yaşam biçimlerinde şiddetin yer almadığı durumu tarif eden bir yöntemdir. 

Norveçli sosyolog Johan Galtung’a göre şiddet, doğrudan, yapısal ve kültürel olarak ortaya çıkar. Fiziksel ve duygusal şiddet gibi hedefi belli olan şiddet türü doğrudandır. Cinsiyet eşitsizliği, ekonomik eşitsizlik veya ırkçılık gibi sistemsel şiddet yapısaldır. Kültürel şiddet ise bu ikisine kabulü kolaylaştıran her tür kültürel gerekçedir.

Sık sık düşünürüm: Bir insanın içinde yaşadığımız bu hoyrat dünyada şiddetten arındırılmış bir yaşam sürdürmesi mümkün müdür? 

İNSANIN KENDİ TÜRÜNE ŞİDDETİ 

Şiddet denilince çoğu insanın aklına, insan türünün diğer insanlara yönelik söz, tutum ve eylemleri gelir. Şiddetsizlik mücadelesi de genel olarak bu kapsamda düşünülür. 

Bu açıdan bakarsak...

Erkeğin kadına...

Yobazların LGBTİ+ toplumuna...

Dincilerin farklı mezhep ve inançta olanlara ya da inançsızlara...

Azgın milliyetçilerin farklı etnik kimliklere...

Faşistlerin herhangi bir konuda farklı düşünenlere...

Kimi anne ve babanın çocuğuna...

İşyerindeki patron ya da amirin çalışanlara...

En yaygın olarak da devlet gücünü arkasına alan siyasetçilerin ve memurların halka uyguladığı şiddetin tavan yaptığı bir toplumda yaşıyoruz.

Daha da fenası, AKP gibi siyasal İslamcı bir partinin son 19 yıldır her gün yurttaşlara ekonomik, fiziksel, psikolojik şiddet kullandığı bir ülkenin halkıyız.

Demek ki Türkiye’de hepimiz şiddet kurbanıyız!

DOĞAYA KARŞI ŞİDDET 

Acaba insan türünün şiddeti sadece insana mı yöneliyor?

İnsan uygarlığı, kendi türü arasındaki savaşların yanı sıra, insanın doğaya ve insan dışı hayvanlara uyguladığı şiddet sonucunda ortaya çıktı. 

Antroposen çağında ormanlar yok edilip betonla kaplandı; çevre katliamları öylesine arttı ki toprak, denizler ve hava kirliliği yüzünden nefes alınamaz oldu. Binlerce bitki ve hayvan türü yok oldu; su kıtlığı başladı. 

Doğa bu yıkıma karşı isyan bayrağını çekti; çevre ve hayvan katliamı sonucunda iklim krizi ortaya çıktı, ardı ardına virüsler türedi.

İnsanlar şimdi bu şiddeti durdurup kendi türlerini koruma çabasında. Ne var ki iklim krizinin en büyük faktörlerinden hayvancılık görmezden geliniyor...

TOPLUMSAL ŞİDDETİN EN ZAYIF HALKASI: HAYVANLAR 

İnsan türünün insan dışı hayvanlara yönelik şiddeti, giderek artan bir şekilde varlığını sürdürüyor. 

İşkence edilen sokak hayvanları...

Esir edilip hayvanat bahçesinde ve yunus parklarında sergilenen hayvanlar...

“Spor” ya da “turizm” denilerek devlet eliyle katledilen yaban hayvanları...

“Kültür” denilerek zorla dövüştürülen, güreştirilen hayvanlar...

Laboratuvarlarda üzerlerinde deney yapılarak öldürülen hayvanlar...

Kumar için yarıştırılan hayvanlar...

Petshop’larda kafes ya da akvaryum içine tıkılıp mal gibi satılan hayvanlar...

Yük taşıtılarak köle gibi çalıştırılan hayvanlar...

Mal ya da eşya konumuna indirgenerek kullanılan ama gerçekte bilinç sahibi duyguları olan hayvanlar hepsi.

İnsanın insan dışı hayvanlara karşı şiddeti, son yıllarda hayvan hakları mücadelesinin gelişmesiyle dünya çapında fark edilir oldu. Daha alınacak çok yol var ama en azından toplumların daha aydın kesimleri, bu şiddeti de eleştirmeye başladı.

GÖRMEZDEN GELİNEN EN BÜYÜK ŞİDDET: HAYVAN SOYKIRIMI

Ancak çoğunluğun görmezden geldiği ve aslında korkunç zulümlere maruz kalan bir grup hayvan daha var.

Onlar mezbahalarda canı alınan ve insan türünün “yemek malzemesi” olarak gördüğü hayvanlar... Ne yaşamak için attıkları çığlıklar duyuluyor ne de çırpınışları görülüyor. Adeta görünmez kılınmışlar ama aslında her yerdeler: Kasap vitrinlerinde, tabaklarda, marketlerin paketlenmiş ürün raflarında.

Bu canları ürün haline getiren şiddet, yüzyıllardır süren hayvan soykırımının sonucudur. Yılda en az 100 milyar kara hayvanı (balıkların sayısı hesaplanamıyor), bu amaçla yapay dölleme yoluyla eşya gibi üretilip öldürülmeye devam ettiği sürece, bu gezegende şiddet hüküm sürecektir.

Her yıl 2 Ekim günü, Gandhi’nin doğum gününde, Dünya Şiddetsizlik Günü olarak kutlanıyor. Aynı gün Dünya Çiftlik Hayvanları Günü; yani insanların mal ve araç olarak yetiştirip kullandığı hayvanların günü. 2 Ekim’de susan çoğunluk, yarın evde besledikleri hayvanlarla fotoğraflar paylaşıp “hayvansever” olarak 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü’nü kutlayacak...

Öyleyse yazıyı Gandhi’nin bir sözüyle noktalayayım:

“Hissediyorum ki bir safhaya geldiğimizde, artık manevi ilerlememiz, fiziksel tatminimizden vazgeçerek hayvan dostlarımızı öldürmemekle sağlanacak. Bir kuzunun hayatı, bir insanın hayatından daha az değerli değildir.”

Gandhi’nin bahsettiği manevi ilerlemeyi henüz sağlayamadı insanlık. Günümüzde fiziksel tatmin sağlansın diye birçok uzman, yapay et üretmek için çalışıyor. Belli ki çoğunluk bir süre daha şiddeti finanse etmeyi sürdürecek.

Yazarın Son Yazıları

5 Aralık 1934’ten bugüne kadın hakları!

Yıl 1934...

Devamını Oku
05.12.2025
AYM, bilimsel gerçekleri reddetti!

Hani bazen hayatınızı adadığınız bir mücadelede öyle bir an gelir ve yıllarca yalnızca duvarlara bağırdığınızı düşünürsünüz..

Devamını Oku
03.12.2025
Türkiye üzerine karanlık planlar!

Yaklaşık bir yıldır birçok yazımda uyardığım bir tehlike, DEM Partisi çevresinden ilk kez açık açık dile getirildi.

Devamını Oku
30.11.2025
Hapishane ‘doğal yaşam alanı’ değildir!

İçinde yaşadığımız dönemin en berbat özelliklerinden birisi, kavramlara farklı anlamlar yükleyerek insanları kolayca kandırmanın çok yaygınlaşmış olması.

Devamını Oku
28.11.2025
Teröristler ana muhalefeti tehdit ediyor!

Sonunda bu da oldu.

Devamını Oku
26.11.2025
Tarih bu yıkım ittifakını yazacak!

Cuma günü TBMM’de yapılan İmralı oylamasından sonra bir TV kanalında bir siyasal iletişimcinin konuşmasına rastladım.

Devamını Oku
23.11.2025
Bahçeli’nin daha çok işi var!

Dün gazetemizde Aytunç Ürkmez imzasıyla yayımlanan bir haber...

Devamını Oku
21.11.2025
'Açın Bahçeli'nin yolunu, İmralı'ya gitsin!'

Tarih 31 Temmuz 2025.

Devamını Oku
19.11.2025
Şiddete tanıklık etmek

Geçen hafta Uluslararası Hayvan Politikaları Konferansı’na katılmak için ilk kez Marakeş’e gittim.

Devamını Oku
16.11.2025
Mesele 1923 Cumhuriyeti’nin tasfiyesi!

AKP-MHP koalisyonunun CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na karşı yürüttüğü operasyon...

Devamını Oku
14.11.2025
Hadi oradan!

Yazımın başlığına güzel Türkçemizde birçok düşünce ve duyguyu aynı anda iki sözcükle anlatabilen işlevsel bir deyimi koydum.

Devamını Oku
09.11.2025
Sosyalizm en kapitalist ikinci partiyle gelmez!

Kendisini “demokratik sosyalist ve Müslüman” olarak niteleyen Uganda asıllı 34 yaşındaki Zohran Mamdani’nin New York Belediye başkanlığına seçilmesi hakkındaki bazı yorumlar, birkaç yılda bir yinelemem gereken gerçekleri hatırlattı.

Devamını Oku
07.11.2025
Ümmetçi çakma ‘sosyalistler’!

1923 Cumhuriyet Devrimi’ni hedefe koyanlar, 102. yıldönümünde de boş durmadı.

Devamını Oku
05.11.2025
Türkiye, goril Zeytin’i de esir etti!

22 Aralık 2024’te Nijerya’dan Tayland’a kaçak olarak götürülmek istenirken İstanbul Havalimanı’nın kargo biriminde travma halinde yavru bir goril bulundu.

Devamını Oku
02.11.2025
Casusluk davası ve déjà vu!

Geçen hafta hayatımıza bir casusluk davası girdi ve beş gün önce de Ekrem İmamoğlu, İmamoğlu’nun seçim kampanyası direktörü Necati Özkan ile Tele1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ hakkında tutuklama kararı verildi.

Devamını Oku
31.10.2025
Cumhuriyetçi geçinenler ve gerçekler!

“En hafif rüzgârdan bile korunması lazım gelen yeni doğmuş yavrunun, onu beslediğini söyleyenler tarafından böyle hırpalanması caiz miydi?”

Devamını Oku
29.10.2025
Diziden al haberi!

İsrail’in büyük dostu ABD Başkanı Trump, bir süredir kameralar önünde Erdoğan’a övgüler yağdırıyor, buluşurken Beyaz Saray’ın kapısında ayakta bekliyor, “iyi dostuz” diyor, rahat otursun diye sandalyesini tutuyor ve ayrılırken kapıya kadar uğurluyor.

Devamını Oku
26.10.2025
Cumhuriyet Yürüyüşü!

2025 yılında, Cumhuriyet Devrimi’nin 102. yıldönümünde Türkiye’de cumhuriyetçilere düşen önemli görevler var.

Devamını Oku
24.10.2025
Cumhuriyeti kuranlar!

Geçen hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaşanan rezalet, ülkenin içine sokulduğu durumun vahametini tam olarak gözler önüne serdi.

Devamını Oku
22.10.2025
Siyasetçilerin anayasayı çiğneme özgürlüğü mü var?

Başlıktaki soruyu sormak zorunda kalmamın sayısız nedeni var.

Devamını Oku
19.10.2025
Alçak düzenin resmi!

ABD Başkanı Trump, 13 Ekim’de İsrail Parlamentosu’unda ayakta alkışlandığı bir konuşma yaptı.

Devamını Oku
17.10.2025
Paçalardan akan ‘demokrasi’ yalanı!

“Sayın Öcalan, bu son görüşmede çok rahatsız olduğu bir mesele üzerinde durdu.

Devamını Oku
15.10.2025
Selam olsun Kubilay’lara!

Cuma günü yazımı şu satırlarla bitirmiştim: 7 Ekim’de TBMM’de yaşanan rezalete seyirci kalan siyasi partiler ve siyasetçiler meşruiyetini kaybetmiştir.

Devamını Oku
12.10.2025
Habur’dan beter bir rezalet!

7 Ekim 2025, Türkiye’nin tarihine Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde terörist başı Abdullah Öcalan için “Biji serok Apo” yani Türkçesi ile “Önder Apo çok yaşa” anlamına gelen sloganların atıldığı gün olarak geçti.

Devamını Oku
10.10.2025
CHP yerine AKP’yi yalnızlaştırsanıza!

Ayakta karşıladılar, hayran hayran baktılar, etrafına dizildiler, yanına oturup gülümsediler; toplumdan tepki görünce de seçmenleri suçlayıp tehdit savurdular.

Devamını Oku
08.10.2025
Böyle medya varken Trump’a ne gerek var ki!

İktidar yandaşı medyanın halini anlatmaya pek gerek yok.

Devamını Oku
05.10.2025
180 derece savrulanlar!

2024 yılının 1 Ekim gününden 2025’in 1 Ekim gününe kadar geçen tam bir yılda Türkiye’de siyasette büyük bir kasırga yaşandı ve zemini sağlam olmayanlar 180 derece savruldu.

Devamını Oku
03.10.2025
Camide cihat, ticarette takiye mi?

Tarih 26 Eylül 2025. Yer Çamlıca Camisi. Cuma namazı sonrasında camide elinde mikrofon birisi konuşuyor...

Devamını Oku
01.10.2025
Türkiye emperyalizmin kıskacında!

Erdoğan’ın altı yıl sonra Beyaz Saray’da Trump ile görüşmesi, tarihe skandallarla geçti.

Devamını Oku
28.09.2025
Kuyu tipi hapishane işkencedir!

Gazetecilere hapishanelerdeki mahkûmlardan çok sayıda mektup gelir.

Devamını Oku
26.09.2025
Emperyalizmin teröristleri

New York’ta Concordia Zirvesi’nde bir oturum...

Devamını Oku
24.09.2025
Ahlakçıların ahlaksızlığı

Son birkaç hafta içinde Türkiye’de kültür ve sanat alanındaki baskı iyice arttı.

Devamını Oku
21.09.2025
Eğitiyor, donatıyor, destekliyor!

Kim kime yapıyor bunu?

Devamını Oku
19.09.2025
İkinci Cumhuriyetçiler ve CHP

T24 internet sitesi, üç gün önce Hasan Cemal’in “Özgür Özel Tandoğan’dan haykırıyor, tam bir heyecan fırtınası, gözlerim yaşarıyor!” başlıklı bir yazı yazdığını duyurdu.

Devamını Oku
17.09.2025
Bahçeli’ye sorular ve bir gencin isyanı

"Sosyal medyanın kökü kazınmalı."

Devamını Oku
14.09.2025
Üniversiteye hazırlanan bir gençten mektup

Her gazeteci gibi ben de okuyucularımdan çok sayıda ileti alıyorum.

Devamını Oku
12.09.2025
Demokrasicilik, koltuk kavgası ve sınıf kavgası

Herkes bir koltuğun peşinde.

Devamını Oku
10.09.2025
Açılım ve çelişkiler

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne operasyon düzenlenen 19 Mart’tan bu yana iktidarın CHP’ye yönelik baskısını artırması, deyim yerindeyse dört taraftan kuşatmak için yoğun bir çaba harcaması, aynı anda açılım süreci devam ederken bazılarınca çelişkili bulunuyor.

Devamını Oku
07.09.2025
Bunun adı totalitarizm!

Önce bir gerçeğin altını çizelim...

Devamını Oku
05.09.2025
Ortadoğu kazanı fokurduyor

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) bugünlerde çok hareketli, Türkiye’den bölgeye giden gidene...

Devamını Oku
03.09.2025