Eğitimde utanç yılı
Ali Apaydın
Son Köşe Yazıları

Eğitimde utanç yılı

13.06.2024 08:33
Güncellenme:
Takip Et:

Platon’un ünlü  Symposion (Şölen) adlı eserinin başlarında, ev sahibi Agathon, öncesinde birkaç kez çağrılmasına rağmen geç bir şekilde salona gelen Sokrates’in kendi yanına oturmasını ister. Böylece filozofa temas ederek ondaki bilgilerden nasiplenebilmeyi dilemektedir. Sokrates bu sitemli ve alaycı dileğe “Bilgi, doludan boşa doğru akabilen bir şey olsaydı ne büyük mutluluk olurdu” diye karşılık verir. (Platon, Şölen, 174d–175e)

Platon’un ve Sokrates’in düşünsel evreninde pek çok anlam katmanını içeren bu söz, eğitimin ne denli zor ve birbirine bağlı ne denli çok etkeni içinde barındırdığını zarif ve titiz bir şekilde ifade eder.

Eğitim zordur, bu yüzden çok titiz bir şekilde organize edilmesi gerekir. Eğitim söz konusu olduğunda üzerinde uzun uzun düşünülüp, programlar, planlamalar, araştırmalar ve daha onlarca, hatta yüzlerce çalışma yapılması gerekir.

Okul yaşamına ne zaman başlanmalı, ilk olarak hangi şeyler öğretilmeli, hangi dersler hangi yaşlarda verilmeli, derslerin içeriği ne olmalı, dersler nasıl bir yöntemle işlenmeli, öğretmenler nasıl hareket etmeli, okul yaşantısı nasıl yönetilmeli, okullar arası ilişkiler ne şekilde yürütülmeli, bakanlık hangi sorumlulukları üstlenmeli vb gibi onlarca, yüzlerce bileşeni vardır eğitimin. Bu yüzden eğitimde bir şeyleri değiştirmek ya da yeniden düzenlemek gerektiğinde özenle hareket etmek gerekir. Çünkü eğitim sadece zor olan bir etkinlik değil; insanların birlikte, bir arada yaşama olanaklarını var etme, koruma ve geliştirme işlevleri bakımından toplumsal hayatın en önemli unsurudur da.

Eğitim, bir kişinin değil, bir toplumun ve dahası bütün bir insanlığın cehaletin birer ürünü olan kötü ve çirkin olan yerine iyi ve güzelin yeşermesini sağlayan etkinliktir.

Gelgelelim ülkemizde tam da bunun aksini yaşıyoruz! Varoluş amacı cehalete karşı mücadele etmek olan eğitim sistemimiz, cumhuriyetimizin yüzüncü yılında cehaletin kalkanına dönüştürülmeye çalışılıyor. Ve yarın tamamlayacağımız bu ders yılı yüz yıllık cumhuriyet tarihimizin en utanç verici yılı olarak tarihe geçiyor.

Öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin canına kıyılıyor. Gerçekten daha ötesi var mı; okullarımızda öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin canına kıyılıyor ve bu cümlenin ifade ettiği anlamda hiçbir mecaz bulunmuyor. Çünkü gerçekten öğretmenlerimizin, öğrencilerimizin canına kıyılıyor!

Evet, bu ders yılımız, eğitim tarihimizde en utanç verici, en karanlık yıllardan biri olarak yerini alacak. Ancak bundan daha ürkütücü olan gelecek ders yıllarının bu yıldan çok daha utanç verici ve çok daha karanlık olmaya aday olması.

Politikleştirilen eğitim sistemimiz, cehaletle mücadele etmek için değil, cehalet üretmek için kullanılıyor artık. Eğitim kurumlarımız karşıdevrim güçlerinin elinde can çekişiyor. Hatta politik unsurları bir yana bırakın, görevi, sorumluluğu ve varoluş amacı öğrencileri cehaletten kurtarmak olan Millî Eğitim Bakanlığı cahiller tarafından yönetiliyor. Bakan, eğitim nedir bilmiyor; bakanlıkta çalışan, adı uzman olan kişiler eğitim nedir bilmiyor! ÇEDES ve Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli diye ortaya atılan saçmalıklara, yobazlıklara ve ihanete karşı okullarımızdaki öğretmenlerin büyük çoğunluğu tepki vermiyor, çünkü okullarımız öğretmen sıfatını taşıyan ama öğretmen olmayan insanlarla dolup taşmış durumda çoktan ve onlar da eğitim nedir bilmiyor!

***

Son yıllarda bazı politikacılar sık sık beka kavramını kullanıyor. Bir eğitimci olarak net bir şekilde belirteyim, bir ülkenin bekası demek eğitimi demektir. Çünkü bir ülkenin geleceğini eğitimle güvence altına alırsınız. Sözgelimi ülkenizde bir deprem olursa ne olacak diye korkmazsınız artık, çünkü bilirsiniz ki depremlerde çocuklara, gençlere, yaşlılara, kadınlara, erkeklere, hayvanlara mezar olmayan, yıkılmayan binalar, yıkılmayan kentler inşa etmiştir eğitim sayesinde var ettiğiniz mimarlarınız, mühendisleriniz. Bir salgın çıkarsa ne olur diye korkmazsınız artık, çünkü bilirsiniz ki, gecesini gündüzüne katıp tedaviyi bulacak, insanların hayatını kurtaracak bilim insanlarınız, doktorlarınız, hemşireleriniz, sağlık çalışanlarınız vardır eğitim sayesinde. Bu ülkeye saldırırlarsa ne olacak diye korkmazsınız artık, çünkü bilirsiniz ki, sizi koruyacak askerleriniz, subaylarınız vardır eğitim sayesinde. Bir felaket yaşanırsa ne olur diye de korkmazsınız artık, çünkü bilirsiniz ki, birbirlerine yardım etmek için koşa koşa hareket edecek yurttaşlarınız da vardır eğitim sayesinde!

İşte şimdi, eğitim sayesinde elde ettiklerimizi eğitim için kullanma zamanı! Çünkü karşıdevrim karşısında her şeyden önce eğitimimizi kurtarmalıyız!

Yazarın Son Yazıları

‘Tutarsızlığın Tutarsızlığı’

21. yüzyıl Türkiye’sinde kendi içinde kısmen ayrışan cumhuriyet karşıtı politik çizgileri ilk kez birleşmiş bir şekilde buluyoruz karşımızda: AKP, MHP, DEM, PKK ve diğerleri…

Devamını Oku
27.11.2025
Bir metnin 'yapı'sı

İçinde 969 kez “Hatırladığım kadarıyla”, 774 kez “Bilmiyorum”, 691 kez “-mışlar, -mişler, -muşlar” gibi...

Devamını Oku
13.11.2025
Düşünme aralıkları açmak için

Politika üretimi, derinlemesine düşünülmüş temel ilkeler etrafında şekillenen bir süreçtir.

Devamını Oku
30.10.2025
‘Sahtelikler Tiyatrosu’ iflasın eşiğinde

‘Sahtelikler Tiyatrosu’ iflasın eşiğinde

Devamını Oku
16.10.2025
Dijital çatlaklar

Dijital çatlaklar

Devamını Oku
02.10.2025
İhanetler ve hainler

İhanetler ve hainler

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasi diploması

Eğitim sosyolojisi içerisinde yaygın bir tez, bir ülkenin gelişmişlik düzeyini belirlemek için basit bir kriteri dikkate alır...

Devamını Oku
04.09.2025
Eleştiri, demagoji ve zırvalama

Eleştiri, demagoji ve zırvalama

Devamını Oku
21.08.2025
Gerçeklik iğnesi

Tıpkı kökleriyle ormanı zehirleyen bir mantar gibi toprağımızı, havamızı, geleceğimizi sarmalayıp zehirleyen bir iktidarla yaşıyoruz.

Devamını Oku
07.08.2025
MEB ve ÖSYM’nin karanlığı

MEB ve ÖSYM ısrarla “adil ve bilimsel” sınavlar yaptığını iddia ediyor.

Devamını Oku
24.07.2025
Yarım önlemleri reddedin!

Çok geç kaldığımız doğru! Çok doğru. Uyanış en geç 2023’te başlamalıydı...

Devamını Oku
10.07.2025
Mücadeleyi baltalayanlarla mücadele etmek

Veganizm ve feminizm gibi çağımızın en değerli ve en etkili mücadele alanları bir tür “seküler din”e dönüşüyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Yaşayan umutlar olmayı sürdürmek

Yaşayan umutlar olmayı sürdürmek

Devamını Oku
12.06.2025
Kötülüğün sıradanlaşması

Kötülüğün sıradanlaşması

Devamını Oku
29.05.2025
'Ben Marksist değilim'

“Ce qu'il y a de certain c'est que moi, je ne suis pas Marxiste” – “Kesin olan şu ki, ben Marksist değilim.” - Karl Marx

Devamını Oku
15.05.2025
İşçi sınıfı ve bugünümüz

İşçi sınıfı ve bugünümüz

Devamını Oku
01.05.2025
Liseliler ve öğretmenleri

Liseliler ve öğretmenleri

Devamını Oku
17.04.2025
Direnişin felsefesi

Direnişin felsefesi

Devamını Oku
03.04.2025
Mutsuz Adam

Mutsuz Adam

Devamını Oku
20.03.2025
Karanlık eğitim çalıştayı

Karanlık eğitim çalıştayı

Devamını Oku
06.03.2025
Akademisyenlerin suskunluğu

Akademisyenlerin suskunluğu

Devamını Oku
20.02.2025
Kayıp zamanın içinde

Kayıp zamanın içinde

Devamını Oku
06.02.2025
Meşruiyet meselesi ve faşizm tehlikesi

Meşruiyet meselesi ve faşizm sorunu

Devamını Oku
23.01.2025
Sol, solsuzluk ve 'solcular'

Sol, solsuzluk ve 'solcular'

Devamını Oku
09.01.2025
Ders olsun!

Ders olsun!

Devamını Oku
26.12.2024
-ım, -im, -üm’lerden kurtulmak

-ım, -im, -üm’lerden kurtulmak

Devamını Oku
12.12.2024
‘Sessizliğin Cumhuriyeti’

‘Sessizliğin Cumhuriyeti’

Devamını Oku
28.11.2024
Politika gösterisi değil politika yapmak!

Politika gösterisi değil politika yapmak!

Devamını Oku
14.11.2024
Türkiye bu değil!

Türkiye bu değil!

Devamını Oku
31.10.2024
Tarihte tatile çıkma zamanı değil!

Tarihte tatile çıkma zamanı değil!

Devamını Oku
17.10.2024
Cumhuriyet ve gençlik

Cumhuriyet ve gençlik

Devamını Oku
03.10.2024
Veli zorbalığı

Veli zorbalığı

Devamını Oku
19.09.2024
Cumhuriyet öğretmenlerinin sorumluluğu

Cumhuriyet öğretmenlerinin sorumluluğu

Devamını Oku
05.09.2024
'En zorunlu harcamaların ihmali'

'En zorunlu harcamaların ihmali'

Devamını Oku
22.08.2024
Cumhuriyet Türkiye’nin DNA’sıdır!

Cumhuriyet Türkiye’nin DNA’sıdır!

Devamını Oku
07.08.2024
Maraton, demokrasi ve eğitim

Maraton, demokrasi ve eğitim

Devamını Oku
25.07.2024
Ali Apaydın yazdı...

Kırksekiz ve Duygu

Devamını Oku
11.07.2024
Ali Apaydın yazdı...

Cehalet ve tehdit

Devamını Oku
27.06.2024
Eğitimde utanç yılı

Eğitimde utanç yılı

Devamını Oku
13.06.2024
Devrimi kurtarmak

Devrimi kurtarmak

Devamını Oku
30.05.2024