İlk yarının son maçında Sivasspor karşısında adeta bir ‘kırılma’ maçına çıkan Galatasaray, 2. yarının ilk mücadelesine aynı ruhla mı çıkacak? Yoksa tatil rehavetini mi sahaya taşıyacak? Yanıtı aranan soru bu. Yanıtsa çok hızlı geliyor. Henüz dakika 1’de sağdan taşınan ve Onyekuru’nun kaleye yolladığı top kaleciden geri dönünce Sinan Gümüş tamamlıyor pozisyonu ve hem G.Saray’ı hem de kendini erkenden ve çok kolayca rahatlatıyor. Bu dakikadan itibaren son düdüğe kadar sürecek G.Saray hâkimiyeti de böylece başlıyor. Bunda değişen taktik dizilişin yani 4-2-3-1’den 4-1-4-1’e çevrilen oyun düzeninin etkisi büyük. Bu düzeni bir maestro gibi yöneten Fernando’nun da... Kanatlar güvenle ileri çıkabiliyor, rakip savunmayı rahatça yıpratabiliyorlar. İki kanattan sağ taraf çok daha etkili uyguluyor bu taktiği. Mariano’nun ustaca dağıttığı paslar bazen Feghouli, bazen de Onyekuru sayesinde hedefe ulaşıyor, tehlike yaratıyor. Ama bu tablodaki en büyük etken, Ankaragücü’nün sahada neredeyse yok hükmünde olması. Bunda hem en golcü futbolcularının hem de kalecilerinin sakatlık nedeniyle sahada olmamasının etkisi büyük ancak 4’lü savunma, gelişen bütün ataklarda eksiksiz yerindeyken G.Saray akınlarına çare bulamamaları onlar adına oldukça düşündürücü. İlk dakikada açılan gol perdesi, 22’de Ndiaye’nin asistiyle Onyekuru; 26’da Mariano’nun asistiyle Sinan sayesinde devam ediyor. 59’daki gol ise maçın belki de en keyif veren golü: Fernando’nun sağ taraftan ustalık dolu bir pasla Onyekuru’ya ulaştırdığı topu o zarifçe ağlara kavuşturuyor. 63’te bu kez Feghouli’nin asistiyle yine Onyekuru bir gole daha imzasını atarak kendi skorunu 3’e, takımının 5’e çıkartıyor. 86’daki 6. golü de Ndiaye imzalıyor. 6 gol atan bir takımın eksiklerinden bahsetmek çok mümkün değil. Zira G.Saray’ın zaafı ve takviye yaptığı tek bölge olan savunmaya bu maçta hiç iş düşmüyor. Ancak Marcao’nun en azından bu maçta takıma uyum sağladığını söylemek mümkün. Özetle G.Saray, 2. yarıya bıraktığı yerden ve keyif vererek başlıyor…
Yazarın Son Yazıları
Galatasaray’ın, ilk düdükten son düdüğe; performansını düşürmeden yüksek tempolu, baskılı ve organize bir futbol sergilediği doğru.
Belki maç başlamadan önce, Galatasaray’ın Avrupa yorgunu olması ve birinci kalecinin sakat olması avantaj gibi gözükmüştür Antalyaspor teknik heyetine.
Galatasaray, maçın ilk 45’te, Samsunspor ligin büyüklerinden rahatça puan koparan, dişli takımlardan biri değilmiş, hatta hiç yokmuş gibi oynuyor.
İstanbul derbilerinden, heyecan, çekişme, güzel futbol beklemeyeli çok oldu... En fazla, “Olay çıkmasa bari” temennisinde bulunabiliyor insan. Maç en azından bu beklentiyi karşılıyor.
Eksik ve tuttuk…
Galatasaray için maç, klişe bir pembe dizi gibi başlıyor…
İki Galatasaray var, Kocelispor deplasmanında. İlk yarıda “Ne de olsa sınıf birincisiyim. Çalışmadan geçerim” rahatlığıyla çıkıyor sahaya. Çabalamıyor, konsantre olmuyor…
Tıpkı, arılar gibi, iki takım da vızır vızır...
Yorgun Galatasaray, önce vasat bir oyun sergilerken pozisyon yaratma işini tek kişiye; maçın en hırslısı Osimhen’e bırakıyor.
Galatasaray maça, yelkeni rüzgâr dolan bir cruiser gibi başlıyor, ilk on dakika böyle devam ediyor.
Milli maçlar sonrası yorgun ya da Şampiyonlar Ligi öncesi heyecanlı; Galatasaray, normaline göre durgun bir futbol oynuyor.
Yorgun Galatasaray ve rakibini iyi çalışmış bir Beşiktaş...
Sırasıyla Yunus (23), Icardi (45+1) ve Torreira’nın (65) golleri, istikrarlı bir baskının değil yakalanan fırsatlara eklenen kişisel becerilerin ürünü.
Heyecanlı ve tedirgin G.Saray maça bocalayarak başlıyor.
Olimpiyat Stadı’nın lanetinden midir, verilen aranın rehavetinden mi bilinmez...
Galatasaray, evinde konuk ettiği Çaykur Rizespor karşısında “dalgalı” bir futbol sergiliyor...
Galatasaray, geçen sene olduğu gibi bu yıl da “her maça bir kahraman” trendini sürdürüyor. Topla oynama oranının yüzde 70’e varması yanıltıcı olmasın.
4 dilimi var G.Saray-Karagümrük maçının.
Gaziantep ile Galatasaray’ın karşı karşıya geldiği sezonun ilk maçının açmazı şu:
Erden Timur, Galatasaray’da yeni bir görev üstlenmeyeceğini açıkladığında, tüm camia endişeyle beklemişti yeni sezonu: Bu futbolcuları kim motive edecek?
Galatasaray, yaşadığı ‘sevinçli telaş’la biraz bocalasa da 26’da Osimhen’in golüyle rahatlıyor.
Yolundan şaşmadı
Birlikte
Tam takım devam
Yürüyeduruyor
‘Çok’ ile ‘hiç yok’
Koltuğunda rahat
Kadıköy hatırası
3 puanın günahı
Taşikardisiz 3 puan
Uyuyan dev
Kim kurtuldu?
Langırt
Yokluğu yara
Mesele
Nasıl olacak?
Tutuk ama istikrarlı
Uyanış
Kilit son maça
Azı dişi!