Sezona iki travma ile başlamıştı G.Saray. Biri Süper Kupa. Diğeri Şampiyonlar Ligi’nin Young Boys’a kaptırılması. İlkini sadece 6’da 6 galibiyet yaparak değil ezeli rakibini hem skor hem psikolojik olarak yenerek çözmüştü Sarı-Kırmızılılar. 2. travmayı ise tedavi etmekte. Değişen formatıyla yeni maceralara vesile olacak Avrupa Ligi’nde maç yapacağı 8 takımdan ilkinin; PAOK’un karşısında 20 dakika boyunca ciddi bir konsantrasyon eksikliğiyle oynuyor G.Saray. Neyse ki toparlanıyor, hızlanıyor, karşılık veriyor. Ancak girilen sayısız pozisyon, ya 4-2-3-1’le oynayan PAOK’un kalabalık defansına ya da kalecisine takılıyor.
İlk 45 dakikası bitmeyen bir enerji ve sayısız pozisyonla oynanan ama skor üretmeyen maçın golleri ikinci yarıda geliyor. 48’de istatistiğin Baba’ya ama kalplerin Osimhen’e yazdığı pozisyonla ilk golü buluyor G.Saray. Ancak PAOK’un vazgeçmeye niyeti yok. Uzun ve hızlı toplarla zorladıkları G.Saray kalesini 67’de Konstantelias’ın golüyle avlıyorlar. Ama G.Saray oldukça kararlı galibiyet serisine devam etmekte. Nitekim 76’da son 3 maçın yıldızı Yunus eşitliği bozuyor. PAOK’un en azından 1 puan almak için son dakikalarda kurduğu baskı G.Saray’ı yıpratsa da hata yaptıramıyor. Mühürü sonradan oyuna giren Icardi basıyor. 3 gollü galibiyetle G.Saray ilk sınavını pekiyi ile geçiyor.
