“Altılı Masa” denilen “Millet İttifakı” ülkede Demokratik Rejim’in yeniden kurulması için bir umut yarattı.

“Millet İttifakı” Kılıçdaroğlu’nun, MHP’den kopan ve demokrasiye inanan milliyetçilere, 2018 seçimlerine girebilmeleri için 15 milletvekilini ödünç vermesiyle başladı.

“Altılı Masa”nın mimarı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’dur:

CHP ve İYİ Parti ittifakına, dini kullanan Erdoğan/AKP iktidarının otoriter uygulamalarına karşı olan  Saadet Partisi de katıldı.

İçişleri Bakanı Soylu’nun bir zamanlar Genel Başkan olduğu Demokrat Parti de, Gültekin Uysal’ın liderliğinde “Demokratik Rejim” için bu ittifaka katıldı, böylece “Dörtlü Masa” oluştu.

2019 sonunda Davutoğlu’nun Gelecek ve 2020 başında da Babacan’ın DEVA partileri kuruldu.

AKP’nın Dışişleri Bakanı, Davutoğlu, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra AKP’yi ve hükümeti emanet ettiği Başbakan ve AKP Genel Başkanı idi. Türkiye’nin yanlış Suriye politikasının üreticisi ve yürütücüsüydü.

Siyasal tarihimizin en karanlık ve en kanlı dönemi olan 7 Haziran-1 Kasım 2015 seçimleri arasında Başbakanlık yapmıştı ve 7 Haziran seçimlerinden sonra, kendisinin kuramadığı hükümeti kurma görevinin CHP’ye verilmemesi için bahaneler uyduran liderdi.

Babacan ise 2015’e kadar Erdoğan/AKP iktidarının hazine ve maliye politikalarının sorumlusuydu.

Bu ikili de bir süre sonra “Dörtlü Masaya” katıldı ve “Millet İttifakı” “Altılı Masa” oldu.

Fakat Türkiye’nin yazgısını belirleyecek olan 2023 seçimleri yaklaşırken, bu masadan garip çıkışlar ve aykırı iddialar gündeme gelmeye başladı.

***

Bu yazıda bu garip ve aykırı çıkışlar yerine, kamuoyunun bu “Altılı Masadan” genel beklentilerini özetleyeceğim:

1) Demokratik Rejimi kurmak kararlılıkları konusunda umut vermeliler.

2) Temel Hak ve Özgürlükleri korumak için neler yapacaklarını anlatmalılar.

3) Yargı bağımsızlığını gerçekleştirmek için gerçekçi ve geçerli önlemler açıklamalılar.

4) Yolsuzluk ve rüşvetlerin, haksızlık ve hukuksuzlukların hesabının sorulacağı konusunda güvence vermeliler.

5) Demokratik Rejim’in altını oyan, toplumu bölen, ırkçı ve dinci söylemlerden kaçınmalılar.

6) Kendi egolarını öne çıkarmamalılar.

7) Seçimlerden sonra oluşacak TBMM’de tartışılacak ve çözülecek sorunlar hakkında şimdiden kendi özel beklenti ve çözümlerini empoze etmemeliler.

8) Sandık güvenliğini sağladıkları konusunda gerçekçi ve geçerli önlemleri açıklayarak kamuoyunu ikna etmeliler.

9) Kendi ittifakları dışında kalan ama Demokratik Rejimi savunan öteki partilerle de uzlaşma ve işbirliği aramalılar.

10) “Şahsım Devleti”ni kuran iktidarın kötü taklidi olan, onu andıran eylem ve söylemlerden kaçınmalılar.

***

2023 seçimlerinin Demokratik Rejim taraftarlarınca kazanılmasını engelleyecek hatalar yapanlar tarihin karanlıklarında boğulacaklardır.