Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı adaylığına doğru başarılı ve emin adımlarla ilerliyor:

Son Balıkesir mitingi bu açıdan önemli mesajlar içeriyordu.

Konuşmanın genel stratejisi, 1) Antiemperyalizm 2) Kucaklaşma 3) Hesaplaşma ve 4) İktidarda hemen yapılacaklar diye dört konu üzerine inşa edilmişti.

Geçen gün “İstanbul Sözleşmesi’ni 24 saat içinde yürürlüğe koyacağız” diye iktidara doksandan attığı golden sonra, çıban başı haline gelmiş olan konularda “derhal” diye yapacaklarını da anlattı.

Sanıyorum bu strateji, hem iktidarın hem de muhaliflerin “Programınızı ilan edin” baskılarına karşı oluşturulmuş doğru bir çizgiydi.

Bu çizgi, altılı masa içinde gereksiz ve zamansız tartışmalara yol açacak olan soyut Anayasa maddelerine değil, EYT gibi, bayram ikramiyesi gibi, çiftçi borçları gibi somut sorunların çözümlerine ağırlık vermesi bakımlarından çok doğru bir stratejiyi vurguladı.

Üstelik, bu strateji, “Bay Kemal” konusunda Erdoğan’a attığı gol gibi son derece zekice hamleyle süslenmişti.

Üstüne üstlük bütün bunları hem Lozan hem de Kuvayı Milliye ruhu üzerine oturtarak Balıkesir halkına da ülke seçmeninin Atatürkçü ve Antiemperyalist bir çizgisine de hitap etti...

Kılıçdaroğlu, geçmiş deneyimlerinden de yararlanarak gün geçtikçe, çok daha etkili bir liderlik eylemi ve söylemi sergilemeye başladı:

Örneğin, Balıkesir konuşmasında, dini istismar eden bir iktidarın seçmenine de hitap etme taktiği çerçevesinde kimilerince mazur görülebilen ama tarihsel açıdan yanlış kullanıldığı için seçmenin tepkisini çeken “helalleşme” yerine “kucaklaşma” gibi 2019 yerel seçimlerinde başarısı kanıtlanmış bir kavramı devreye soktu.

Bence “Bay Kemal” konusunda attığı harika gol, “Kucaklaşma” konusundaki doğru siyasal mesaj, Kuvayı Milliye ve Lozan konularına dayalı strateji ise onu sadece CB adaylığına değil, CB seçimini kazanmaya da çok daha yaklaştırdı.

***

Balıkesir mitingindeki mesajların, sadece önemlilerini, şöylece özetleyebilirim:

1) “Ey Kuvayı Milliyecilier. Meclis açıldığında ilk yapacağımız iş, Lozan’ın kabulünün yıldönümünü bayram ilan etmektir. Türkiye bütün mazlum milletlere örnek olan ülkedir. Bir istiklal madalyasını hak ediyor Balıkesir. Burası sömürü ülkesi değildir. Burası Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu görkemli Türkiye Cumhuriyeti devletidir” diyerek seçim stratejisini İstiklal Savaşı, Atatürk, Bağımsızlık ve Antiemperyalizm gibi kavramların üzerine oturttuğunu ilan etti.

2) “Artık kucaklaşma, beraber olma zamanı. Alevidir, Sünnidir, Lazdır, Çerkestir bir ayrım yapmadan kucaklaşma zamanı” diyerek yanlış kullanılan ve tepki çeken “Helalleşme” kavramı yerine doğru olan “Kucaklaşma” kavramını ikame etti.

3) “O rüşvet alan büyükelçileri derhal görevlerinden alacağım. Uyuşturucu baronları, onlarla mücadele edeceğim. Beşli çetelere, devletin soyulmasına asla izin vermeyeceğim” diyerek hırsızlık, yolsuzluk yapanlardan hesap soracağını ilan etti.

4) “Devletin dini adaletse, adaleti yeniden getirmek zorundayız. Adalet için bu kardeşiniz yürüdü. Helal olsun, eşlik etti bana milyonlar” diyerek yargı mekanizmasındaki çürümeyi düzelteceğini belirtti.

5) Seçim öncesindeki en önemli golünü “Bay Kemal” konusunda attı: “Bay Kemal olmak için bütün hayatımı verdim. Bay Kemal olmak için önce ahlaklı olacaksın, kul hakkı yemeyeceksin, adaletli olacaksın, emperyal güçlerin karşısında diz çökmeyeceksin, para bulurum diye Körfez ülkelerine gidip el avuç açmayacaksın. Bay Kemal olmak için İstanbul Sözleşmesi’ni bir hafta içinde yürürlüğe koyacaksın. Sen kim, Bay Kemal kim” ifadelerini kullandı ve Erdoğan’ın “Bay Kemal” söylemini kendi lehine çevirdi.

***

Konuşmada, taşeron işçiler, üniversite öğrencileri, çiftçiler, EYT’liler, emekliler gibi ezilen guruplar için somut başka öneriler de vardı.

Ertesi gün, yani dün de Twitter’dan bir mesaj yayımlayarak (bence) artık tarihe geçmek üzere hazırlık yaptığını açıkladı:

“Mafyalar, yolsuzlar, 5’li çeteler, çantacılar, örgütler, uyuşturucu baronları, komisyoncular, soysuzlar...

Size sesleniyorum, hepinizin canı cehenneme! Her tarafı lağım kokusu sardı.

Bu devleti sizden temizleyeceğiz.

Pirüpak bir ülke bırakacağım gençlere.

Mirasım bu olacak.”

***

Balıkesir mitingi sadece içerik olarak değil, üslup ve tavır olarak da Kılıçdaroğlu’nu Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı olmaya daha çok yaklaştıran bir hamledir.