Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Dalkavuk tetikçilik ‘zanaat’ mıdır ‘sanat’ mı?

18 Mart 2021 Perşembe

İktidarın son günlerde yine gündeme gelen iç ve dış politikada, birbirine zıt tutum ve davranış değişikliklerini içeren...

Keskin virajlar alması sonunda...

Bu virajlara göre belli aralıklarla, sürekli olarak kendi kendilerini olumsuzlayan, yalanlayan, suçlayan, hatta mahkûm eden yazılar yazmak, yorumlar yapmak zorunda kalan...

Dalkavuk tetikçi yazar ve yorumcuların trajedileri, yazınsal ve sözel cambazlık becerileri üzerine bir deneme!

(Terbiyem izin vermediği için “Yalakalık” demedim, “Dalkavuk tetikçilik” dedim.)

***

Önce biraz dil dersi:

“Zanaat”ın anlamı nedir, nasıl yazılır?

Rahmetli ve sevgili dostum Aydın Sami Güneyçal’ın güncelleyerek genişlettiği Ferit Devellioğlu’nun Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat’ine göre:

“Zanaat”, Arapça “Sınâat” kelimesinin halk arasındaki söylenişidir.

“San’at”, zanaat, ustalık, mahâret anlamına gelir.

“Sınâât” biçiminde her iki a harfi de uzun okunduğunda, çoğul olur, san’atlar, zanaatlar anlamına gelir.

Türk Dil Kurumu Sözlüğü’ne göre “Zanaat”:

1- İnsanların maddeye dayanan gereksinimlerini karşılamak için yapılan, öğrenimle birlikte deneyim, beceri ve ustalık gerektiren iş, sınaat.

2- El ustalığı isteyen işler.

Anlamına gelir.

Yine TDK’nin sözlüğüne göre “Zenaat” biçiminde değil, “Zanaat” olarak yazılır.

Görüldüğü gibi, “Sınâat” biçimindeki orijinal kelime hem “Zanaat” hem de “Sanat” anlamına gelir.

Ama Türkçede, “Sanat” ile “Zanaat” birbirinden farklılaştırılmış anlamlarda kullanılır!

Devellioğlu’na göre “San’at”:

1- Sanat, ustalık; hüner, marifet.

2- Bir şeyi güzel yapmak, bir şeyin güzel beğenilir olması için uygulanan kurallar.

Anlamına gelir.

Yine Devellioğlu’na göre ikinci a uzun okunduğu zaman “San’ât” çoğul olur, sanatlar, ustalıklar, hünerler, marifetler anlamına gelir.

TDK’ye göre “Sanat”:

1- Bir duygu, tasarı, güzellik vb’nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık.

2- Belli bir uygarlığın veya topluluğun anlayış ve zevk ölçülerine uygun olarak yaratılmış anlatım.

3- Bir şey yapmada gösterilen ustalık.

4- Bir meslekte uyulması gereken kuralların tümü.

***

Şimdi bu açıklamaların ışığında soralım:

Bu kadar sık politika değiştiren, her değiştirdiği politika bir öncekine zıt olan ve izlediği politikayı eleştirenlere ya da bir önceki politikasını savunanlara “hain” muamelesi yapan bir iktidarın yazar ya da yorumcu dalkavuk tetikçilerinin yaptıkları iş, “Zanaat” mıdır, “Sanat” mı?

Çok kısa zamanda birbirine çok ters yazılar yazmak, yorumlar yapmak çok zor bir iştir.

Bunu becerebilmek için bazı hünerlere, ifade yeteneğine sahip olmak yetmez:

Özsaygı, saygınlık, şeref, haysiyet, dürüstlük, inandırıcılık, güvenilirlik, tutarlılık, iyilik, doğruluk, güzellik gibi bazı kişilik ve karakter özelliklerinden de soyunmuş olmak gerekir!

Dolayısıyla, dalkavuk tetikçi yazar ve yorumcuların “güzellik” vurgusuyla belirlenen “Sanat” kavramı ile yakından, uzaktan, hiçbir ilişkisi olamaz.

Olsa olsa (insanların değil) “Kendilerinin maddeye dayanan gereksinimlerini karşılamak için yapılan iş” anlamına gelen ilkel bir iştir yaptıkları.

Elbette bu dalkavuk tetikçi yazar ve yorumcular, gerçek zanaatkârların yanında da çırak bile olamazlar, hatta onlara “zanaatkâr” bile denemez:

Yani dalkavuk tetikçilik, ne zanaattır ne de sanat!

Dalkavuk tetikçiler, olsalar olsalar, bütün gerçek “Sanatkârların” ve gerçek “Zanaatkârların” şamar oğlanları olabilirler.

***

Bir de son söz olarak, dalkavuk tetikçilerden uzak durulması gerektiğini...

Çünkü bugün övdüklerine yarın söveceklerini...

Gerçek “Sanatkâr” ile gerçek “Zanaatkâr” arasında ise bence pek bir fark olmadığını...

Hangisi yaratıcılıkta ve güzellikle mükemmelliğe yaklaşıyorsa, onun tercih edilmesi gerektiğini vurgulamalıyım.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları