Siyasal mahkûmlar ve cezaevleri-11

21 Ağustos 2022 Pazar

Bir toplumun uygarlık düzeyi üç yere bakarak hemen anlaşılır:

Kadınlar...

Trafik...

Cezaevleri.

1) Kadınların o toplum içindeki yeri, saygınlığı, topluma katılımı nedir?

Çalışan kadınların özellikle de kamu hizmetinde ve özel teşebbüste yönetici olarak çalışan kadınların oranı nedir?

Kadın hakları ve özgürlükleri o toplumda en gelişmiş ülkelerdeki temel insan hak ve özgürlükleriyle eşit düzeyde korunmakta ve uygulanmakta mıdır?

Kadına yönelik şiddet, tecavüz ve cinayet olaylarının oranı nedir?

2) Trafik, kurallara uygun olarak akıcı bir biçimde işlemekte midir?

Sürücüler trafik kurallarına uymakta mıdır?

Yeterince park yeri var mıdır?

Yollar trafiğe uygun genişlikte ve standartta mıdır?

Yaya kaldırımları, bisiklet yolları yeterli midir?

Trafik polisleri yeterli midir?

3) Cezaevlerindekilere “insanca”, “uygarca”, “temel hak ve özgürlüklere uygun olarak” davranılmakta mıdır?

Engelliler, hasta ve yaşlı insanlar, kadınlar, çocuklar sağlık hizmetlerinden yeterince yararlandırılmakta mıdır; cezaevinde yaşaması olanaksız olanlar tahliye edilmekte midir?

Cezaevlerinde anneleriyle birlikte kalan bebekler çocuklar var mıdır; varsa bunlar için ne gibi hizmetler sağlanmaktadır?

Mahkûm ve tutukluların yemek yemek yıkanmak, uyumak gibi temel ihtiyaçları uygarlık standartlarına uygun olarak karşılanmakta mıdır?

Cezaevindekilerin gazete ve kitap okuma, televizyon seyretme, dışarıyla iletişim kurma olanakları yeterli midir; içerdeki sorunlar kamuoyuna yeterince yansıtılabilmekte midir?

Cezaevindekileri ziyaret olanakları yeterli midir?

***

Türkiye’de cezaevlerinde haksız ve hukuksuz kararlarla yatan siyasal mahkûm ve tutukluların yargı sorunlarıyla, engellilerin, hastaların, yaşlıların, kadınların, çocukların durumları, sağlık, beslenme ve yaşam sorunları üst üste çakışıyor:

Çünkü gerek adalet gerek infaz kurumları, iktidarın rövanşist yaklaşımının etkisi altında!

Haksız ve hukuksuz yargılanmaya karşı açlık grevi yapanlar...

Sağlık hizmetlerinden yeterince yararlanamayan engelli, çok yaşlı ve hasta olanlar...

AİHM kararlarına rağmen serbest bırakılmayanlar...

“Denetimli serbestlik” hakkından mahrum edilenler...

Ve bütün bu sorunları aynı anda, üst üste yaşayan siyasal mahkûm ve tutuklular!

***

Ne yazık ki haksızlık ve hukuksuzluklarla ilgili adalet sorunları ve cezaevlerindeki yaşam koşullarından kaynaklanan sorunlar çözülmediği için “dışardakiler” bu sorunları kanıksıyorlar.

Ben bu nedenle Silivri Trajedileri başladığından beri, yıllardır hemen hemen her Pazar günü, haksızlık ve hukuksuzluklar ile tutuklu ve mahkûmların maruz kaldıkları kötü muameleler hakkında yazı yazmaya, sorunların çözülmesi için, insanların bunları kanıksamalarını önlemeye çalışıyorum.

Bu son günlerde Atatürkçülük ve Sosyal Demokrasi üzerinde bir dizi yazıya başladım.

Bu yazılarım Pazar günleri de devam ediyor.

İçerideki okurlarım lütfen bu yazıları küçümsemesinler:

Unutmasınlar ki onları içeride tutan iktidar, siyasetteki hatalı seçimlerden, ideolojik konulardaki yanlışlardan dolayı bu güce erişti.

Dolayısıyla içeridekilerin sorunlarının çözümü de bu iktidardan kurtulmaya ve sandıkta bu kurtuluşu sağlamak için geçmişteki yanlışlardan ders alınmasına bağlı.

Karınca kararınca, onu sağlamaya çalışıyorum...

Ama Demokrasiden, Hukuk Devletinden, Adaletten yana olanların birbirleriyle kavgalarını engelleyemiyorum.

Bu yüzden bazen kendimi çok yorgun ve çaresiz hissediyorum...

Ama yine de çabalamaya devam ediyorum...

Çünkü www.kongar.org adresli sitemde belirttiğim gibi:

“Ben yazılarımı, bütün yaşamımla bile bu dünyada hiçbir şeyi etkileyemeyeceğimi bilerek umutsuzca, ama tek bir makale ile tüm dünyayı değiştirebilecekmiş gibi bir sorumlulukla yazıyorum.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Havanda su mu dövüldü? 14 Haziran 2024

Günün Köşe Yazıları