Yargı nasıl tahrip edildi?

19 Kasım 2023 Pazar

Katiller, tecavüzcüler dışarıda, masumlar içeride, kamuoyu isyanda; yargı bu hale nasıl geldi?

***

İktidarların, “Rejim Darbelerini” ordu ve/veya Meclis ve yargı mekanizması eliyle yapması, diktatörlüklerin evrensel bir alışkanlığıdır.

Elbette tarihsel örnekleri İkinci Dünya Savaşı öncesindeki Almanya, İtalya ve Japonya’dır.

En son örnek 1979’da İran’da yaşandı.

Komünistlerle İslamcıların ittifakıyla düşürülen Şah rejiminden sonra Humeyni mahkemeleri ele geçirdi ve Komünistlerle laikleri, sokaklarda vinçlerle astı.

Bu operasyonda en büyük rolü de “Cellat” lakaplı bir yargıç oynadı:

İlgilenenler, kimi infazları makineli tüfekle bizzat yaptığı söylenen Cellat Yargıç Muhammed Sadık hakkında yazdığım yazıyı internet sitemde okuyabilirler.

***

Türkiye, hem Cumhuriyet Devrimi ve Atatürk Reformları hem Çok Partili Rejim denemesi hem de 1961 Anayasası sayesinde, tüm İslam Âlemi içinde “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti” yazan Anayasası ile bir yıldız gibi parlamıştır.

Nitekim AKP/Erdoğan/Cemaat ittifakı “İleri Demokrasi” vaatleriyle iktidara geldi.

Ama iktidara geldikten sonra Demokratik Rejimi, yargıyı da kullanarak tahrip etti: 

1) Anayasa’nın hem ruhuna ve felsefesine hem de lafzına aykırı olan, dolayısıyla yapılamaması gereken 12 Eylül 2010 tarihli halkoylamasıyla, bağımsız olması gereken yargı, siyasetin etkisine açıldı.

2) Anayasa’nın ruhuna, felsefesine ve lafzına aykırı olan ve oy sayımı da yasaya aykırı olarak yapılan 16 Nisan 2017 halkoylamasıyla, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Yüksek Seçim Kurulu, Hâkimler Savcılar Kurulu gibi kurumlar başta olmak kaydıyla, tüm yargı Cumhurbaşkanı’nın emrine verildi.

3) Cumhurbaşkanı beğenmediği yargı kararlarına açıkça karşı çıktı ve uygulamaları etkiledi.

4) Çeşitli yasalarda, “Terör örgütüne üye olmadan...” gibi muğlak ifadelerle, herkesin suçlanmasına yol açabilecek değişiklikler yapıldı; çok istismar edilen gizli tanık uygulaması devreye sokuldu.

5) Cumhurbaşkanına hakaret suçlaması eleştirileri önlemek için kullanıldı. 

6) Sanıkların tutuksuz yargılanmaları esasken Sulh Ceza Hâkimlikleri aracılığıyla, “Önce tutukla, sonra yargıla” uygulaması devreye sokuldu.

7) Çok önemli davalarda, hem davaların görüldüğü mahkemeler hem de iktidarın istediği yönde karar vermeyeceği anlaşılan mahkemelerdeki savcılar, yargıçlar, üstelik dava devam ederken değiştirildi.

8) İktidarın emrini dinleyen savcı ve yargıçlar hızla terfi ettirildi, dinlemeyenler hemen sürüldü, cezalandırıldı.

9) Şimdi de tümü iktidarın atadığı yargıçlardan oluşan Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasında suni ve Anayasa’ya aykırı bir anlaşmazlık yaratıldı ve buna dayanarak yeni bir Anayasa hazırlıkları başlatıldı.

***

Otoriter yöneticiler, yolsuzluklar ve baskılarla halkı yoksullaştırıp bunalttıkça, adaleti yok ettikçe tepkiler artar, onlar da bu tepkilere karşı daha çok yetki ve baskı olanağı isterler...

Ve bunları aldıkça, güçleri arttıkça ülkeyi daha da koyu bir karanlığa mahkûm ederler!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

1 Mayıs 2024 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları