Artık ne BES’teki emekliliğini düşünen var ne de sağlık sigortasını.
Dolar bazlı birikimli hayat sigortalarında parasını biriktirenler bankalardan kredi alamayınca ilk iş sigorta şirketlerindeki birikimlerine yöneliyorlar.
Vadesi gelmiş mi, gelmemiş mi hiç bakmadan oluşacak yüksek kesintileri de göze alarak sigortalarını sonlandırma yoluna gidiyorlar.
2008 krizinde de aynı senaryo yaşanmıştı. İnsanların ilk başvurduğu çıkar yol bu birikimleri oldu. 2008 yılındaki iptal oranları pik yapmıştı.
Özel sağlık sigortalarında da bu duruma benzer gelişmeler yaşanmaktadır.
25-30 yıldır sistemde olan yaşlı sigortalılar poliçelerini sürdürmekte zorlanmakta.
Birçoğu plan düşürerek hak kaybı olmaması adına primlerini ödeyememe pahasına devam ettirmeye çalışıyorlar.
Özel hastanelerdeki fiyat artışları dövize endeksli olduğundan sigorta şirketleri de bu süreci yönetmekte zorlanıyorlar.
ŞİRKETLER DE ZORDA!
Hastane fiyatlarında, ilaç, implant, test kitleri hepsi dövize bağlı olduğundan dövizdeki artış hem özel hastaneleri hem de özel sigorta şirketlerini zor durumda bıraktı.
Özel sağlık sigortaları ikinci sosyal güvenlik sistemi olup bu sistemin çarklarının bozulması durumunda tüm alt sektörlerden laboratuvarlar, özel klinikler, hastane sarf malzemesi satan şirketler etkilenmektedir.
Sigorta şirketleri yaşamak için aylık bazda yeni sigortalı girişi yapmak zorundadır.
Amaç portföyü gençleştirmek ve hasar-prim oranını düşürmek.
Ama bu yeni girişlerin mevcut ekonomik koşullar sebebiyle yüzde 60’lara varan oranda düştüğü gözlemlenmektedir.
Bunların sonuçları da ileride karşımıza daha yüksek poliçe fiyatları olarak çıkacak.
Yılbaşında sağlık sigorta şirketleri merkez bankasının dolar kurunu 18 TL olarak baz alıp fiyatlandırma yapmışlardı. Şimdi ise dolar kuru daha temmuzun başında 27 civarında. Daha yılın sonuna da çok var.
9 Eylül 2021'de sağlık sigortam için 14 bin TL ödemiştim. Tam 1 yıl sonra 2022 de bu rakam 44 bin TL’ye çıktı. Bu senenin 9 Eylül’ünü korkarak bekliyorum. Belki de çıkacak rakamı ödeyemeyeceğim ve poliçemi sonlandırmak zorunda kalacağım.
Sağlık sigorta şirketlerinin yeni sigorta giriş adetleri yüzde 60 civarında düştü.
Türkiye’nin en büyük sağlık sigortası Allianz şu anda satış rakamları aylık 4 binlerden 1.500’lere düşmüş durumda.
Öteki sigorta şirketlerinin durumunu siz düşünün.
Anadolu, Acıbadem, Ak Sigorta da bu düşüşten payını alanlardan. Bu sigorta şirketleri de aylık satmış rakamları 1.500 adetlerden 500 adetlere kadar düştü.
Özel hastaneleri şu anda ayakta tutan hasta profili yabancılar.
Bu durum özel hastanelerin muayene ve yatak ücretlerini de yerli hasta için ulaşılmaz hale getirmiş durumda.
Burada isimlerini de vereceğim. Liv Hastanesi’nde 1 gecelik standart oda ücreti 9.500 TL. Süit oda fiyatı ise 13.000 TL. Dolar olarak söyleyeyim. 500 dolar. Bu ücretin içinde ne doktor ne hemşire ne ilaç ne de başka bir şey dahil değil. Sadece oda ücreti. Böyle bir ücreti İstanbul’un en iyi 5 yıldızlı bir otelinde ödersiniz.
Öteki hastanelerde de farklı değil. Acıbadem Hastaneleri’nde 1 gecelik standart oda ücreti 7.500 TL, Florence Nightingale Hastaneleri’nde standart oda ücreti 8.577 TL, Memorial Hastanesi’nde 1 gecelik standart oda fiyatı 8.000 TL.
Bu yazdığım oda ücretleri dikkat ederseniz standart oda fiyatları için. Lüks oda ücretleri çok daha yüksek.
HİÇBİR ŞEYDE SINIRIMIZ YOK
Fiyatları enflasyon çıktı deyip yükseltiyoruz, dolar çıktı deyip yükseltiyoruz, çalışanlara zam geldi deyip yükseltiyoruz.
Unutmayın bunun da bir sınırı olmalı. Bu fiyatlara bir şekilde dur demeliyiz.
Bu ülkede sadece yabancılar yaşamıyor biz de yaşıyoruz. Daha doğrusu yaşamaya çalışıyoruz.
