Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Limit cezası
Futbolun çökmesinin ve rant batağına batmasının iki nedeni var. Birincisi borç ertelemeler. Küçük esnafın küçük kredisinin peşine düşerken çok cevval ve acımasız olan bankalar nedense iş futbol kulüpleri olunca bol keseden kredi saçıyor sonra da ertelemekte bir sakınca görmüyor. Aslında yatırıma, eğitime, sağlığa gitmesi gereken bu kamu kaynakları böyle heba ediliyor. Futbolda ikinci büyük yozlaşma kaynağı ise şu meşhur limitler. Aslında kulüpleri denk bütçeye kavuşturmayı amaçlayan harcama limitleri tam bir keyfiliğe ve limitsizliğe dönüşmüş durumda. Ve futbolda eşitsizliğin hem ilanı hem de körükleyicisi durumunda şimdi.
Bir kere, müflis kulüplerin şişirilmiş ve oynanmış rakamlarla bu limitleri artırmaya çalıştıkları herkesin malumu. Büyük kulübün şişirmesi de büyük oluyor. Bunun üstüne TFF kulüplere gerçekçi olmayan limitler üzerinden bir de yüzde otuz artırma (kamufle deyimle “sapma”) payı tanıyor. Gerçekte bu yüzde otuz yeni borçlanma demek. Çünkü bu paralar kimsede yok. Rakamı büyük olan büyük borçlanabilir.
EŞİTSİZLİKTE REKOR
Bir de limitlerdeki eşitsizliğe bakın; yeni sezonda Galatasaray yüzde otuz sapma ile 1 milyar 926 milyon, Fenerbahçe 1 milyar 920 milyon harcayabilecek. Ama Süper Lig’e yeni çıkan takımlar sadece 255’şer milyon harcayabilecek. Ligi yedinci sırada bitiren Karagümrük’e ise ne hikmetse sadece 177 milyon limit tanınmış. Yani Süper Lig’e yeni çıkmış takımlardan bile az. Ligi birinci bitiren takımın onda biri bile değil!
LİG YOK Kİ DEĞERİ OLSUN
Gelin, eşitler arası mücadele anlamına gelen “Lig” kavramından ve TFF başkanının pek sevdiği “ligin marka değeri”nden söz edin şimdi. Aslında borçlanmayı ve rantı teşvik anlamına gelen, eşitsizliği körükleyen limitler şimdi bir de cezaya dönüşmüş durumda. Fenerbahçe ve Galatasaray’ın her birine 2 milyara yakın limit verilirken, altıncı Trabzonspor 1 milyar 290 milyon alırken Beşiktaş’a bahşedilen sadece 1 milyar 72 milyon. Yani ezeli rakiplerinin yarısı kadar. Dürüstlük bu kadar cezalandırılabilir ancak. Anlaşılan TFF başkanı “Beşiktaş’la beyaz bir sayfa açacağız” derken bunu kastetmiş. İnsan düşünmeden edemiyor; TFF ve kurulları olmasa bizim ülkede futbol daha adil, daha eşitlikçi ve tabii daha güzel oynanmaz mı? Ya da futbolumuz bu ayak bağlarından kurtulsa, pek sevilen deyişle futbolun marka değeri iyice yükselmez mi? Hayat bayram olmaz mı? Hayatın ve futbolun bayram olması özlemiyle bütün dürüst, adil, çalışan insanlara iyi bayramlar.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'