Bugünlerde yaşanan siyasal gerginliklere karşın; ekonomik konular/sorunlar, ülkemizin ve halkımızın başat gündemi olmayı sürdürüyor. Nasıl olmasın ki hemen her an ve her yerde, hayatın, ekonominin gerçekleri ile yüz yüze kalıyoruz. Üstelik CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na yönelik operasyonun ekonomide yaptığı tahribatın faturası da halka çıkıyor.
Vatandaşın başat gündemi bayram günlerinde de değişmiyor. Siyasal iktidar istediği kadar gündemi değiştirmeye çalışsın, gerçekler balçıkla sıvanmıyor! Bayram günlerinde bile vatandaş, ister istemez, adeta ekonomi ile yatıp ekonomi ile kalkıyor! Durum böyle olunca da bize “Al gözüm seyreyle ekonomiyi” demek düşüyor.
HAYATIN İÇİNDEN
Yazımızın başlığını belirlerken esinlendiğimiz “Al Gözüm Seyreyle Salih” isimli roman, ünlü edebiyatçımız-yazarımız Yaşar Kemal’in çok bilinen ve sevilen bir eseridir. Kendisini saygıyla andığımız değerli usta, ülkenin ve vatandaşın bugünkü halini görse buradan nice büyük yapıtlar çıkarırdı diye düşünmeden edemiyoruz.
Bir başka ünlü düşün ve sanat insanımız Bedri Rahmi Eyüboğlu, bir şiirinde “Al gözüm seyreyle” deyip bizi Denizli pazarına, hayatın ve ekonominin tam da ortasına taşır: “Al gözüm seyreyle Denizli pazarını/ Bursa’da, Gönen’de, Çorum’da/ Artvin’de görmedim benzerini/ Pazar dediğin böyle kurulur/ Şehrin ortasına allı pullu/ Uçsuz bucaksız bir kilim serilir/ Kilimde kaç çeşit nakış varsa/ Bal olur, petek olur, bakraç olur/ Bebek olur, beşik olur dizilir.”
KIŞ ZORLU GEÇTİ
Bayram öncesinde pazaryerleri, marketler ve alışveriş merkezleri, gerçekten tam anlamıyla bir insan denizidir. Oralarda hayatın tüm renklerini görür ve tüm seslerini işitiriz. Ekonomi açısından oldukça zorlu geçen bu dönemde, hayatın tüm zorlukları ve sıkıntıları işte bu alanlara yansıyor. Yüzleri gülmeyen insanlar, buralarda adeta burunlarından soluyorlar!
Kış mevsimi ve ramazan ayı gerçekten sıkıntılı geçti. Halkın büyük çoğunluğunun gelir düzeyi ve satın alma gücü düştükçe bu durum pazarlara, alışveriş merkezlerine ve dolayısıyla mutfaklara yansıdı. Bütün bu olumsuzluklara bir de mevsimin ve dönemin zorlukları eklenince hayat gerçekten çekilmez ve katlanılmaz hale geliyor. Yaşanan olumsuzluklar bayram günlerini de etkiliyor.
VATANDAŞI ELEKTRİK ÇARPTI!
Hele emekçilerin ve emeklilerin, günlük kazancıyla geçinmek zorunda kalan ve sosyal güvencesi olmayanların işi hepten zor! İnsanlarımız bugünlerde en çok elektrik, doğalgaz ve akaryakıta gelengelecek zamlardan yakınıyorlar. Bayram sonrası için öngörülen zam yağmurunu göğüslemeye hazırlanıyorlar.
Vatandaşın gözü elektrik ve doğalgaz faturalarına odaklanmış durumda. Faturalardaki zamlı tutarları görünce doğrusu dar gelirli insanlarımızın beti benzi atıyor! Bu kabarık faturalarla, gerçekten vatandaşı elektrik çarpıyor! Bütün bu olumsuzluklar, insanların geçim koşullarını ağırlaştırıyor ve ödeme gücünü zorlaştırıyor.
AÇLIK-YOKSULLUK SINIRI
Türk-İş verilerine göre mart ayında dört kişilik ailenin açlık sınırı 23 bin 615 TL’ye, yoksulluk sınırı da 76 bin 922 TL’ye yükseldi. Birleşik Kamu İş Konfederasyonu’nun Mart 2025 araştırması ise açlık sınırını önceki aya kıyasla 1516 lira artırarak 25 bin 720 liraya yükseltti. Yoksulluk sınırı da 78 bin 230 liraya ulaştı. Asgari ücret, açlık sınırının çok altında kaldı.
Açlık ve yoksulluk araştırmalarının sonuçları bu verileri ortaya koyarken emeklinin, emekçinin, asgari ücretlinin, dar ve sabit gelirlinin durumu gerçekten yürekleri acıtıyor! Bayramda torunlarına harçlık vermekte zorlanan emeklinin bayram ikramiyesine yapılan komik artış ise emekliyi canevinden vuruyor!
KARTLA YAŞIYORUZ
Yüksek enflasyon nedeniyle alım gücü düşen yurttaşın borcu büyüyor. Bankalara tüketici kredisi ve kredi kartı borcu bulunanların sayısı da artıyor. Ocak 2025 sonu itibarıyla, 41 milyon 882 bin kişinin bireysel kredi, 38 milyon 775 bin kişinin de kredi kartı borcu bulunuyor. Ortalama kart borcu kişi başı 50 bin TL’yi aşıyor.
BDDK’nin verilerine göre takipteki kredilerin büyüklüğü, 7 Mart’la biten hafta itibarıyla geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 77.7 artarak 339.1 milyar liraya ulaştı. Takipteki tüketici kredileri yüzde 118.5, bireysel kredi kartları ise yüzde 253.6 artışla 72.7 milyar liraya yükseldi. Böylesi zorlu koşullarda, her şeye karşın tüm okurlarımızın bayramını içtenlikle kutluyor; aynı zamanda dar ve sabit gelirli yurttaşlarımıza günlük yaşamlarında kolaylıklar diliyoruz.