Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Obama'nın 'Kirli Savaş Doktrini' ve İran
Yerkürede coşkulu bir bayram gibi karşılanan ilk karaderili Başkan, Beyaz Saray’a yerleşirken dünyanın yeni bir “Obama doktrini”nin şafağında olduğu söylenmişti…
\nYeni “doktrine” göre çiçeği burnunda ABD Başkanı; Bush’un “ya bizdensin ya bize karşı” kovboyculuğunu bir yana bırakarak yeni sayfa açacak; “ABD’nin ahlaki üstünlüğünü yeniden tesis etmek amacıyla” yalnız “hukuk devleti enstrümanlarına” başvuracak; “Guantanamo’yu kapatacak”, “işkenceyi sona erdirecek”, “askeri sert güç/hard power” kullanmak yerine, bundan böyle “akıllı güç/smart power” adı verilen uzlaşmacı yaklaşımlar benimseyecekti…
\nYeni doktrin uyarınca “havuç” ile “sopa”, sonuç elde etmek için duruma göre değişik alaşımlarda kullanılacaktı. Önceden tanımlanan katı kurallar getirilmeyecek, pragmatik olunacaktı. “Kılavuz” olarak başvurulan tek kural; “çatışmadan” çok, “müzakerecilik” ve “uzlaşmacılığı” devreye sokmaktı. “Dayatmacı tek taraflılık” yerine uluslararası sorunları yönlendirmede “çok taraflılık” benimsenecekti…
\nGenel hatları bu şekilde belirlenen “Obama doktrini”, o gün bugün çok konuşuldu. “Filin tarifi” gibi, herkes “doktrinin” farklı yanına asılıyordu.
\nNamı diğer ‘sükût doktrini’
\nSonunda Roger Cohen “New York Times”ta (NYT) geçen güz tüyler ürpertici bir yazı döşendi.
\n“Sükût Doktrini/Doctrine of Silence” (28 Kasım 2011) başlığını taşıyan yazı; ele avuca gelmeyen “Obama doktrininin”, “hukuk devleti enstrümanlarını kullanmak” şöyle dursun; “kirli savaşın” önde gidenini uyguladığını söylüyordu.
\nYeni “kirli savaş” ya da kibar deyimle “örtülü savaş doktrinine” göre Washington, Bush gibi pahalı, gürültülü savaşlara girmek yerine; sessiz ve derinden, sinsi biçimde yeraltından götürülen kirli savaşları tercih ediyordu.
\nDünyanın en büyük istihbarat servislerinin -CIA, MOSSAD, MI6- işbirliği yaptığı bu savaşta; insansız hava uçaklarıyla gerçekleştirilen deklare edilmemiş askeri kampanyalar, suikastlar, siber sabotajlar kullanılıyordu…
\nBush’un “terörle savaş” kampanyasının yerini; Obama’nın “tilkilikleri” almıştı. Ve bu tilkilikler ABD’nin resmi politikası olmuştu.
\nUluorta kullanılan bu yeni yöntemler hakkında “Amerikan kamuoyuna” en ufak bilgi verilmediğini söyleyen Roger Cohen; bu yoğun gizlilik ve sessizliğin kendisini tedirgin ettiğini söylüyor ve işte bu nedenle ABD dış politikasına yön veren doktrine “sükût doktrini” adını takıyor; “sükût doktrinini” özetle, ABD dış politikasının “İsrailleşmesi” (“Likudization”) olarak tanımlıyordu.
\n“İsrailleşme”den kasıt, İsrail’in kuruluşundan bu yana efsane katmanına varan MOSSAD operasyonlarıydı: “Düşmanı nerede olursa olsun, eline kan bulaştırmak pahasına öldürmekten çekinmeyen İsrail devleti gibi” diyordu Cohen; “ABD de hukuk dışı -‘extrajudicial’- bir dış politikaya yöneliyor.”
\nÖnceki gün Tahran’ın göbeğinde, yanından geçen motosikletli adamlar tarafından, arabasının kapısına takılan manyetik bir bombayla öldürülen nükleer fizikçi bilim adamı Mustafa Ahmedi Ruşen’in haberini gördüğümde, Cohen’in iki ay önce NYT’de çıkan bu yazısını hatırladım…
\nCohen; “sükût doktrinini” zaten son aylarda Tahran’da birbiri ardına gerçekleşen esrarengiz patlamalar, suikastlar ve nükleer tesislerin bilgisayarlarını çökerten “Stuxnet” virüs saldırıları üzerine kaleme almıştı. NYT yazarı, yazının girişinde daha; “Bunların, İran’ın nükleer kapasitesini geliştirmesini engellemek için yapıldığı ortada. Aksine inanmak için çok saf olmak gerekir!” diyordu…
\n‘Valla biz yapmadık!’
\nSüper gücün “hukuk dışı dış politikası” böyle artık kabak gibi ortada konuşulduğu için, Hillary Clinton başta olmak üzere ABD yetkilileri bu defa -reçel kavanozu içinde eli yakalanan suçlu bir çocuk gibi!- derhal öne çıkıp; “Biz yapmadık!” deyip eklediler: “Hâşâ! Bu olayla ilgimiz yoktur. Şiddeti biz lanetliyoruz!”
\nİsrail Savunma Bakanlığı’na bağlı kaynaklar da, Washington’la yarış edercesine ardından hemen; “İranlı bilim adamından kim intikam almak istemiş olabilir, tabii bilmiyoruz? Ama ölümüne de gözyaşı dökmüyoruz” demeçleri verdiler...
\nYerseniz...
\nİran’a karşı yaklaşık iki yıl öncesinde fitillenen bu amansız kirli savaşın nerede sonlanacağı, ne netice vereceği belli değil. ABD için bu malum bir seçim yılı. Yeniden seçilmeyi uman ABD Başkanı, kasımdaki sandık sınavına dek, sırtındaki “nükleer tehdit İran” yükünü atabilmek için; “sükût doktrininin” sağladığı her imkâna sarılacak…
\nBeri yandan -büyük rejim çekişmeleri yaşayan- İranda eli kolu bağlı kalmayacak…
\nTahran da ABD’ye karşı kendi kirli savaşının olanaklarını araştırıyor…
\nBunlardan biri örneğin; “Hürmüz Boğazı’nı” -tüm dünyanın tepkisini alacak biçimde!- doğrudan doğruya kapatmak yerine, “Somalileştirmek!”...
\nİranlı muhaliflerin sitesi “Tehran Burau”da çıkan bir yazı da; İran’ın yanıtının “Hürmüz’e Somali modeli uygulamak” olabileceğini söylüyor.
\nSomali korsanlarının hâkimiyetindeki hukuk dışı sular sayılan kuzeydoğu Afrika kıyıları gibi, Hürmüz’den geçen gemiler, bu plan uyarınca her sabotaja maruz kalacak…
\nİran’ın gücü buna yeter mi bilmem ama, 2012’yi bekleyen şu dünyaya bakın!
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?