Geçen salı yazımda “Büyük çöküşün halka yansımaları: Derinleşen toplumsal yıkım”a yönelik örnekler vardı. Örnekler sayısal, yıkımı akıllarda netleştiriyor. Bugün yıkımın diğer boyutlarını okuyacaksınız.
2026’da ücretlinin alım gücü muhtemelen daha da eriyecek. Neden? Yıl sonu enflasyon, MB tahmini üst bandında, yüzde 29 gerçekleştiği takdirde, 6 aylık enflasyon yüzde 10.57 gerçekleşecek. Açlık sınırı da aynı oranda artsa, 28 bin 614 TL’ye ulaşmış olacak. 2026 enflasyon hedefi ise yüzde 16. Emekli maaşı zammı yüzde 10.6 olurken asgari ücret zammı da yüzde 18 olsa, 26 bin 082 TL olacak ve yıla yüzde 9’a yakın açlık sınırı altında başlamış olacak. Açlık sınırına eşitlemek için, asgari ücret zammı minimum yüzde 29.5 olmalıdır ki, bunu yapmaları ihtimal dışı. 2026’da ücretli için alım gücünün daha da eriyeceği anlamı taşıdığının altını çiziyorum. (İris Cibre)
Mehmet Şimşek ekonomi yönetimini devraldığında halkın yüzde 63.50’si enflasyonun düşeceğine inanmıyordu. Bugün bu oran yüzde 72.45. Halk Mehmet Şimşek’e de AKP iktidarına da inanmıyor. (İnan Mutlu)
KONUT ALMAK HAYAL
Üniversite mezunlarımız AB ortalamasının sadece 4’te 1’i kadar net gelir elde edebiliyor. Üniversite mezunlarımızın yıllık net medyan geliri 7 bin 542 Avro iken, AB’de bu rakam 29 bin 490 Avro. 2024 verilerine göre, Avrupa’da bizden kötüsü yok. (İnan Mutlu)
NASIL KONUT ALAMAZ HALE GELDİK?

Bankaların yasal takibinde olan borç sayısı tarihimizin en yüksek seviyelerinde. Son 12 ayda 3 milyon 196 bin bireysel kredi ya da kredi kartı borcu bankaların yasal takibine düştü. (İnan Mutlu)
Üniversite fiyatlarındaki artış, TÜFE’nin üç katı. Diğer eğitim kademelerinde fiyat artışları, TÜFE’nin iki katı. Yurt ücretlerindeki artış ise TÜFE’nin bir buçuk katı. Bu tablo, AKP’nin eğitimi ve eğitimle ilgili hizmetleri piyasaya bırakmasının bir sonucu. (Yalçın Karatepe)

Çok çocuklu aileler protein tüketemiyor. İkiden fazla çocuk sahibi aileler arasında iki günde bir etli yemek tüketemeyenlerin oranı yüzde 52.3 ile açık ara önde: Yüzde 52.3. Bizi Malta (34.5) ve Bulgaristan (28.6) izliyor. En iyiler G. Kıbrıs, Danimarka, İrlanda, yüzde 1 ve altı. (İnan Mutlu)
Sefalet yüzyılı... Türkiye’de nüfusun yüzde 39.3’ü iki günde bir et veya balık ürünü tüketemiyor. Avrupa’da açık ara lideriz yüzde 39.3 ile. Avrupa ortalaması yüzde 8.5. (İnan Mutlu) 2 milyon üniversite mezunu işsiz! Son on yılda üniversite mezunu işsizlerin sayısı iki katına çıktı. (Yalçın Karatepe)
KRİZ DEĞİL GELİR TRANSFERİ
Türkiye’de 6 yaş altı çocukların yüzde 38.5’i yoksulluk ya da sosyal dışlanma riski altında. 2 milyon 498 bin bebek... Bu çocuklara belediyeler süt, mama, gıda dağıtamasınlar diye belediye başkanlarını tutukladılar. (İnan Mutlu)
“Türkiye bir ekonomik krizde değil. Bu bir ekonomik kriz olsa biterdi. Bu yaşadığımız bir gelir transferi. Milyonlarca insandan, birkaç bin kişiye gelir transferi yapılıyor.” (Emin Çapa)
Evet bu bir siyasal kriz. Devlet mekanizmasının kamu yararına çalışabilmesi için konulmuş tüm denetleme mekanizmaları ortadan kaldırılmış durumda. Küçük bir zümre de devlet aygıtını ve “yasa” mekanizmasını kullanarak milli serveti kesesine aktarmakla meşgul. Devleti yöneten siyasal iktidarla bu zümreyi birbirinden ayırmak mümkün değil. Ekonominin düzelmesi için önce gündemi bu milli servet hortumlamasını geriye çevirmek, milli serveti korumak, sosyal adaleti sağlamak ve devlet mekanizmasını düzeltmek olan ve çok güçlü toplumsal desteğe sahip yeni bir hükümetin iktidara gelmesi gerek. Bu reformlardan sonra işin finans kısmına gelinir. (Murat Somer)
(Bu toplumsal yıkım sürecini göstergelerle sürdüreceğiz.)