Öztin Akgüç

Ekonomide Gerçekler III

03 Ocak 2014 Cuma

Zaman zaman dünyanın en hızlı kalkınan ikinci veya beşinci ülkesi, ekonomide çağ atlayan ülke, dünya krizde iken hızla büyüyen ülke, IMF’den borç alırken borç veren ülke gibi övünmeler, övgülerden manşetlere rastlar, yorumları okuruz. Bu bağlamda, kredi değerleme kurumları gibi şaibeli bazı kurumlar yalakalığı iş veya yayın yaşamını sürdürmenin bir yöntemi, sanatı haline getirmiş olanları, kamuoyuna iktisatçı olarak sunulan iktisatçılığı belli çevrelerin söyleminden kaynaklanan kişilerin yorumlarını bir yana bırakarak, IMF gibi, Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (EUROSTAT) The Economist dergisi gibi daha güvenli kaynaklarda yer alan bilgilere, değerlere dayanarak Türkiye’nin global ekonomide gerçek yerini “Ekonomide Gerçekler III” başlığı altında özetlemeye çalışayım.

Yavaş büyüme hızı
IMF’nin Ekim/2013 tarihinde revize edilen World Economic Outlook raporunda yer alan tablolardaki bilgilerden yararlanarak Türkiye’nin büyüme hızı açısından global ekonomideki konumunu belirleyelim.
2013 yılı için gelişmekte olan ve yükselen (gelişen) piyasa ekonomilerinde IMF’nin ortalama büyüme hızı tahmini yüzde 4.5’tir. Gelişen Asya ülkelerinde büyüme hızı yüzde 6.3’e, Çin’de yüzde 7.6’ya yükselmektedir. Türkiye için tahmin yüzde 3.8’dir.
2014 yılında büyüme hızının dünya genelinde artması beklenmekte, gelişmekte olan yükselen piyasa ekonomilerinde büyüme hızının yüzde 4.5’ten yüzde 5.1’e; gelişen Asya ülkelerinde yüzde 6.3’ten yüzde 6.5’e yükselmesi beklenmektedir. Raporda Çin’de büyüme hızının yüzde 7.6’dan yüzde 7.3’e hafifçe gerileyeceği öngörülmektedir.
Türkiye için 2014 yılı büyüme hızı tahmini yüzde 3.5 olarak, gelişmekte olan ülkeler ortalamasının çok gerisinde olduğu gibi, dünya genelinden de ayrışmaktadır. 2014 yılında dünya genelinde ekonomik büyümenin daha çok, gelişmiş ülkelerden kaynaklanmak üzere hızlanması öngörülürken Türkiye’de yavaşlaması beklenmektedir. Türkiye hızla değil, yalnız kendi geçmiş yıllar ortalama performansına göre değil; bırakın gelişmekte olan Asya ülkelerini, Çin’i bir yana gelişmekte olan ve yükselen (emerging) piyasa ekonomilerine göre daha yavaş büyüyen bir ülkedir.

Kişi başına düşük gelir
Türkiye’nin AB ve EFTA ülkelerini kapsayan Avrupa ülkeleri arasında kişi başına gelir açısından son sıradaki yeri değişmemektedir. Türkiye OECD (Organizatinon for Economic Cooperation; İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) üyeleri arasında kişi başına satın alma gücü açısından 2002 yılında son sırada iken, 2012 yılında da durum değişmemiştir
EUROSTAT’ın 28 AB ülkesi ile 3 EFTA ülkesine de (European Free Trade Area-İsviçre, İzlanda, Norveç) kapsayan araştırmasında hesaplanan kişi başına GSYH endeksinde, Türkiye, söz konusu otuz bir ülkeden sonra otuz ikinci sırada yer almakta ve sıralamadaki yeri de değişmemektedir. EUROSTAT araştırmasına göre, 2012 yılında kişi başına GSYH endeksi, kriz içindeki Yunanistan’da 75, İspanya’da 96, İtalya’da 101 iken Türkiye’de ancak 54’tür.
Övünüyoruz, krizdeki ülkelere acıyoruz, ama Avrupa ülkeleri arasında sıralamadaki yerimizi değiştiremiyoruz. Son sıraya demir atmış durumdayız, aradaki farkı da kapatamıyoruz.

Hızlı enflasyon
Sözü edilen IMF raporuna göre 2013 yılında tüketici fiyatlarında (TÜFE) artış olarak fiyat artış hızı gelişmiş ekonomilerde yüzde 1.4 gelişmekte olan Asya ülkelerinde ortalama yüzde 5.0, Çin’de yüzde 2.7 iken, Türkiye’de hedef yüzde 6.8 Kasım/2013 sonu itibarıyla gerçekleşme yüzde 7.32’dir.
Türkiye’de fiyat artış hızı, ABD’de yüzde 1.4, Avro bölgesinde yüzde 1.3 bir yana, gelişmekte olan Asya ülkelerinden de çok yüksektir. Yalnız Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde, Pakistan ve Afganistan’ı kapsayan bölgesel grupta ortalama fiyat artış hızı yüzde 11.7 olarak Türkiye’den daha yüksektir.

Düşük tasarruf oranı
Yollama yapılan IMF raporunda, 2013 yılında dünya genelinde tasarruf oranı, GSYH yüzdesi olarak yüzde 25.1’dir. Bu oran gelişmekte olan ve yükselen piyasa ekonomilerinde yüzde 33.5, Çin dahil gelişen Asya ülkelerinde yüzde 44.5’e kadar yükselmektedir. Türkiye’de ise toplam yurtiçi tasarrufların GSYH içindeki payı hedef olarak dahi yüzde 15’tir.
Veriler, Türkiye ekonomisinin dünya ekonomisi içinde yavaş büyüyen, kişi başına gelir düzeyi düşük, fiyat artış hızı yüksek, tasarruf oranı yetersiz bir konumda olduğunu göstermektedir.
Tefrika haline dönüşüyor, ama ekonomide gerçekler uyandırılmaya çalışılan yanlış algılamalar nedeniyle Türkiye’nin olumsuz yönde dünya genelinden ayrıştığı sonraki yazılarımızda da ortaya konulacaktır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İktidar olma hedefi 29 Mayıs 2024
Yeni anayasa alalaması 15 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları