Vakıf, belli bir amacı, hizmeti yerine getirmek için bağışlanmış, tüzelkişiliği olan mal varlığıdır.
Vakfın oluşması için belli koşulların yerine getirilmesi gerekir.
Ayrı bir varlığı, kişiliği olmak üzere bir malın belirli bir amacı, hizmeti gerçekleştirmek üzere bağışlanması, özgülenmesi gerekir.
Vakfın amacı sürekli olmalı, gerçekleştirilmesi olanaksız olmamalı, kamuya hizmet niteliğinde eğitime, sanata yönelik olmalıdır.
Vakfın, amacının gerçekleştirilmesine yeterli mal varlığı, gelirleri, hakları bulunmalıdır.
Vakfın gelirleri, bağışlanan malların devamlılığını sağlayacak boyutta düzenli ve sürekli olmalı, vakfın amacının gerçekleştirilmesine özgülenmeli, tahsis edilmelidir.
Vakıflar, mülhak ve mazbut olmak üzere sınıflandırılmaktadır. Mülhak vakıflar mütevelli heyetler tarafından yönetilmekte olup yönetimleri mütevellilere bırakılırken mazbut vakıflar, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yönetilmektedir.
Vakıf İslam hukukunda gelişmiş bir kurumdur. Kişinin malını vakfetmesiyle, mal üzerindeki mülkiyet hakkı sona ermekte, mal Allah’ın mülkiyeti altına girmektedir. Bu nedenle alınıp satılamamakta, vakfeden kişi dahi mal üzerine tasarruf edememektedir.
Vakfedilen mallardan sağlanan yararlar, vakfın amacının gerçekleştirilmesine tahsis edilmelidir.
İslam hukukunda vakıf kurumunun gelişmesinde, iyilik, hasanet ana amaç olmakla beraber, mallar Allah’ın mülkiyetinde olduğundan müsadereye, el koymaya karşı korunma da sağlanmaktadır.
AKP iktidarı ile birlikte vakıfların yaygınlaştığı görülmektedir. Ancak bazı kurumlar vakıf olarak isimlendirilse, etiketlendirilse de öz olarak vakıf niteliği taşımamaktadır.
Son dönemde kurulan vakıfların en azından bir bölümü amaç, mal varlığı yeterliliği, gelirleri açılarından bir vakfın sahip olması gereken niteliklerden yoksun bulunmaktadır.
Vakıf, özel, siyasal yarar sağlama amaçlı olmamalı, amaç kamusal yarar sağlamak olmalıdır. Vakfın mal varlığı özel kişilerin bağışlarından oluşmalı, kamu kaynakları ile vakıf desteklenmemeli, beslenmemelidir.
Vakıf, kamusal hizmetler sağlayarak kamunun yükünü paylaşmalı, kamuya yük olmamalıdır. Vakıf yönetiminde kamu yararını ençoklamak amaçlanmalıdır.
Mal varlığı amaç için yeterli olmayan, sürekli geliri bulunmayan vakıflar bir şekilde kamudan destek, bağış almaktadır. Mal varlıklarını kişisel bağışlar, düzenli gelirleriyle değil, kamu destekleriyle artırmakta, kamuya yük olmakta, kamusal amaç yerine, özel, kişisel amaçla yönetilmektedirler.
Vakıf üniversiteleri, yeterli mal varlıklarının, düzenli gelirlerinin bulunmaması, yönetim anlayışları, kapasitelerinin sınırlı oluşu nedeniyle bir vakıftan beklenen toplumsal katkıyı sağlayamamakta, gerekli eğitim hizmetini de verememektedirler.
Çoğu vakıf üniversitesi, mal varlıkları, yerleşke oluşturacak, teknik donanım kuracak, düzenli gelir sağlayacak düzeyde olmadığından, bir hanı veya bir hanın birkaç katını kiralayarak toplama eğitim kadrosuyla, kâr amaçlı yönetim anlayışıyla faaliyetini sürdürmektedir. Vakfın kendine özgü yeterli geliri bulunmadığından, gelirin hemen hemen tamamı öğrencilerden alınan ücretlerden oluşmakta, eğitim kalitesine özen gösterilmemekte, diploma sağlamakta ödün verilmektedir. Düşük puanlı, öğrenme isteği ile değil, diploma alma amacıyla oluşan öğrenci topluluğu, derleme öğretim kadrosuyla yeterli eğitimi alamamakta, bu yaklaşım, eğitim değil diploma ticareti yapılıyor izlenimini vermektedir. Şirket yönetimi anlayışıyla yönetilen vakıf üniversiteleri, birkaçı hariç, dünya üniversiteleri sıralamasında ilk beş yüz, hatta ilk bin içinde dahi yer alamamaktadır.
Vakıf etiketi taşımakla beraber, vakıf niteliğinden yoksun, gerçekte şirket veya dernek statüsünde olması gereken kuruluşların çoğalmasıyla ülkede vakıf enflasyonu yaşanmaktadır. Toplumsal açıdan yararlı olması gereken vakıflar, ne yazık ki saygınlık yitirmekte, özel, hatta siyasal amaçlı kuruluşlar haline dönüşmekte, kamudan aldıkları desteklerle de kamuya yük olmaktadırlar.
Vakıf enflasyonu
Yazarın Son Yazıları
Terör, bir iktidarı, bir gücü zorla kabul ettirmek amacıyla sistemli şekilde şiddet kullanma, yıldırma, korkutma, tedhiştir.
Enflasyon, en yalın tanımıyla arztalep dengesizliği nedeniyle fiyatların yükselme sürecidir.
Kuvayı Milliye, Milli Mücadele, bağımsızlık savaşımıyla eşanlı din motifli dış destekli karşı hareket başlamıştır.
Sosyal demorasi, halkın katılımıyla sosyal refahı, gönenci ençoklama; halkın egemenliği, özgürleşmesi amaçlı siyasal düzendir.
Kolonyalizm, sömürgecilik bir devletin kendi sınırları dışındaki ülkeler üzerinde hegemonya, egemenlik kurarak ideolojik, kültürel, siyasal, ekonomik baskılarla siyasal, ekonomik çıkar sağlamasıdır.
Ödemeler dengesinde “net hata noksan” kalemi...
Başlık Halkın Haberi renkli sunucusu Ekrem Açıkel’den esinleme; ama fikir Montaigne “Halk doğru olan çok şeyi bilmemeli; yanlış olan çok şeye inanmalıdır”.
Korku kültürü, bireyin; özgüvenini yitirmesine, söyleneni yapmasına, özgürce seçimini önlemeye, özsaygısından yoksunlaştırmaya, değersizleştirilmesine yöneliktir.
Trump’ın büyükelçi Barrack’a “Erdoğan’a meşruiyet verelim” talimatı, meşruiyet tartışmasına yol açtı.
Bilgilendirmede amaç, kamuoyunu aydınlatma, bilgi eksikliğini, oluşan veya oluşturulmak istenen bilgi kirliliğini gidermektir.
İttifak, tek taraflı irade beyanı ile gerçekleşmez.
Planlı kalkınma
Önerilerde bulunurken geçmişte yaşanan olaylardan, deneyimlerden ders alarak gelecekte olabilecek kötü gelişmelerden kaçınmak, uyarıda bulunmak gerekir.
Planlanan, vaat edilen büyük işlerden, söylemlerdense yapılan ufak işler daha yararlıdır.
Çözüm için soruna doğru tanı koymak, amacı belirlemek, süreci amaç doğrultusunda ilerletmek gerekir.
Ekonomi politikasının ana amaçlarından biri de gelirin yeniden dağılımı, dağılımın eşitlikçi yöne evrilmesidir.
Barışçıl, eşitlikçi, gönenç düzeyi yüksek, doğası, çevresi korunmuş bir kürede yaşamak olanaklı ve hedeflenmiş iken savaşların sürdüğü, yoksulluğun, açlığın yaygınlaştığı, haksızlığın arttığı çevrenin, doğanın sürekli kirletildiği, ortalama yaşam kalitesinin düştüğü bir kürede yaşıyoruz.
Barışçıl, güvenli, insan kaynağı gelişmiş, eşitlikçi, çevre ve doğal kaynakları korunmuş bir dünya hedeflenirken iklim krizine girmiş, çevresi, doğası giderek kirlenen, açlığın, yoksulluğun yaygın olduğu, eşitsizliğin, şiddetin arttığı, kuralsız, düzensiz, güvenli olmayan bir dünyada yaşıyoruz.
Birleşmiş Milletler’e üye ülkeler, 2000 yılında yeni girilen döneme ilişkin sürdürülebilir kalkınma hedeflerini kabul ettiler.
CHP’li olabilmek, CHP etiketi taşımayı değil, etik değerlere, niteliklere sahip olmayı gerektirir.
Ülkede barış, terörsüz Türkiye mottosu ile de bezenmiş bir BOP (GOP) kurgusu sahneleniyor.
Kolonyalizm, sömürgecilik döneminde kolonilerde başat sömürgeci güçlerle işbirliği yapan...
2018 cumhurbaşkanlığı seçiminde, yine parti örgütünün onayı olmadan, Muharrem İnce, Kılıçdaroğlu tarafından biraz da gayri ciddi şekilde kürsüye çağrılarak resen aday ilan edilmiş; İnce seçimde genel merkez tarafından desteklenmediği yakınmasıyla partiden ayrılmıştır.
Ekonomi politikasının başarısı tartışmalarında başarısızlık kanıtı cari işlem açığı.
ABD’nin BOP (GOP) kapsamında Irak ve Suriye’yi hallettikten sonra güncel olarak İran, ardından da sıranın Türkiye’ye geleceği yorumları yapılıyor.
Ekonomik kalkınma, büyüme konusuna odaklanıldığında ağırlıklı olarak yatırım, sermaye birikimi, finansman, teknoloji gündeme getirilir.
Klasik iktisat öğretisinde faiz etkili araçtır...
Bir ekonominin kalkınma aşamasına geçmeden önce gayri safi yurtiçi ve milli hasılasının (GDP-GNP) artması gerekir.
PKK’nin karalama, itham, yol gösterme, övünme ile dolu bildirgesi veya memorandumu; devletin egemen karakteri, bağımsız üniter, ulusal yapısı, Türkiye devletini uluslararası olarak tanıyan Lozan Antlaşması konularında tartışmalara yol açtı.
TC Merkez Bankası’nın brüt, net rezervi arttı, eksildi bilgisinden çok, merkez bankaları niçin rezerv bulundururlar, rezerv yeterliliğinin ölçütleri nelerdir, rezerv nasıl değerlendirilmeli, kullanılmalıdır sorularının yanıtları bilgilendirmede yararlı olur.
Sözcükler büyülüdür. Etki altına alır, belirli somut bir amaca yönlendirir, umuda kaptırır. “Barış” da büyülü bir sözcüktür.
İktisatta irdelenmeyen, bulgularla da kanıtlanmayan bir inanç, has, dogma da yabancı sermaye yatırımıdır. Yabancı sermaye yatırımı bir “panacea”, her derde deva olarak önerilir. Yabancı sermaye gelecek, üretim, istihdam artacak, enflasyon hız kesecek, döviz, teknoloji, yönetim deneyimi girişi olarak kriz sonlanacak.
Olaylar ve anılar
Faşizan hukuk düzeni
Türkiye’nin temelinin atıldığı gün
Gelir dağılımı ekonomik kalkınma
Diploma
Çevresel sermaye varlığı
Dış politikada sağgörü
Devletin onarımı