Benim Cumhuriyet Bayramım

29 Ekim 2020 Perşembe

Ben, bayrağım dalgalanırken, İstiklal Marşı hep bir ağızdan söylenirken, Kurtuluş Savaşı ve devrim ilkeleri yüceltilirken, Mustafa Kemal Atatürk özlemim ağır bastığında gözyaşlarını tutamayan kuşaktandım. Çünkü ne güçlüklerden ne olanaksızlıklardan sonra, eşsiz bir bağımsızlık savaşı verdikten sonra, Cumhuriyet “mucizesinin” nasıl gerçekleştiğinin bilincindeyim. 

Cumhuriyetin ilanı, altı yüz yıllık ümmet, yani inanç toplumunun, artık akıl toplumu olma yolundaki ilk adımıydı... Anayasamızda yer alan demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti olma ilkeleri, din ve inancı hayatımızdan çıkarmak için değil, tam tersine, din ve inancı en saygın, en hak ettiği yere oturtmak içindi: Yani bireyin ahlak ve vicdan dünyasına... 

Gelin görün ki bugün Cumhuriyetimiz tehdit altındadır. Devrim ilkeleri tehdit altındadır...

Karşıdevrimi durdurmak zorundayız   

Devletin adı ne olursa olsun, demokrasi olmadan Cumhuriyet olmaz. Laiklik olmadan demokrasi olmaz. Laiklik, demokrasi, sosyal hukuk devleti ilkesi nicedir çok uzaklarda kaldı...   

Bugün ülkemizde adım adım karşıdevrim uygulanmaktadır:

Vatandaşı kula dönüştürmekten eğitimdeki çift başlılığa... 

Medeni Kanunu kemirmekten İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırma çabasına... 

Eşitlik ilkesini yok saymaktan hak, hukuk ve adaleti tanımamaya, anayasayı yok saymaya...

Tarikatlara, cemaatlere öncelik tanıyıp biat etmeyenleri ötekileştirmeye, marjinalleştirmeye...  Unutmayalım ki hak eşitsizliği ŞİDDETTİR!

Cumhuriyeti “parantez”, Cumhuriyet ilkelerini “zulüm” diye nitelemekten, “İslam bize göre değil, biz İslama göre hareket edeceğiz; hayatımızın merkezine dönemin koşullarını değil, dinimizin hükümlerini yerleştireceğiz” diyerek laikliği kaldırmaya uzanan karşıdevrim... 

Bu gidişatı durdurmak zorundayız. Mücadele ederek, daha çok, daha çok çalışarak! Meclis’i göreve çağırarak, yasama-yürütme-yargı organlarını yeniden işlevsel kılarak...

Düşlerimdeki Cumhuriyet

Bugün Cumhuriyet Bayramı. Düşlerimdeki Cumhuriyeti sizlerle paylaşmak istiyorum: 

Cumhuriyet, özgürlüktür, eşitliktir, demokrasidir.  

Cumhuriyet, önce vicdandır. İnsana saygıdır. İnsan yaşamına, insan emeğine, insan onuruna saygıdır... Ve en önemlisi bu saygıda eşitliktir. 

Cumhuriyet, hakkaniyettir. Adalete güvendir. Kanun hükmünde kararnamelerin değil, hukukun üstünlüğüdür.   

Cumhuriyet, ekmek ve emeğin, birilerinin dudakları arasındaki kelama değil, alın terine bağlı olmasıdır. 

Cumhuriyet, yarından korkmamaktır. Çocuklarımızın bugün ya da ilerideki günlerde başlarına gelebileceklerden korkmamasıdır... Her an ölümle, zulümle, hapse tıkılmakla, yoklukla ve yoksullukla sınanacaklarını akla getirmemeleridir.

Cumhuriyet, ayrımcılığı önlemektir. Yaşamın her alanında her tür ayrımcılığa karşı çıkmaktır.

Cumhuriyet çoğulculuktur. Yeryüzü sofrasında çoğulculuğun farklı tatlarını, nimetlerini, renklerini zenginlik saymaktır. Bununla çoğalmaktır. 

Cumhuriyet, sevmektir. Vatanını sevmek, dünyayı sevmek, insanı sevmek, doğayı sevmektir. Doğaya, kentlere, insana ve kendine ihanet etmemektir! Dürüst olmaktır!

Cumhuriyet umuttur. Daha güzel bir dünya, daha güzel bir memleket, daha güzel bir gelecek mümkün umududur.

Cumhuriyet, bu umuda sarılmak, bunu gerçekleştirmek için aydınlanmadan, ilimden, bilimden güç alarak çalışmak, evrensel ve çağdaş değer ölçülerini sımsıkı kucaklamaktır. 

Hepinizin Cumhuriyet Bayramı’nı kutlarken Mustafa Kemal Atatürk ve yoldaşlarını sevgiyle, saygıyla, minnetle anıyorum. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları