Aslında 2022 Dünya Kupası eleme grubu maçındaki galibiyetimiz 46. dakikada netleşmişti! Son yıllarda böylesine kolay ve rahat gol bulduğumuz bir karşılaşma oynamamıştık. İlk 11’e bakınca dikkat çeken önemli gerçek Ozan Tufan ve Uğurcan dışındaki futbolcularımızın yurt dışında oynamaları ve eğitim almalarıdır. Daha önceki maçlarda golcü olan takımımızın yenilgiden, beraberliği gollerle yakaladığını belirtmiş, ve yetinmeyip galibiyeti düşünmemizin başarı getireceği öngörüm vardı. Dünkü sonuç beni teyit etti. Bir ölçüde futbolumuzu, buradan tanısa da Frank de Boer değişime şaşırmıştır. Çünkü futbol oynamak bizim gençlerimize, Hollanda'dan daha çok yakışıyordu. 

Gol atmayı beceren Burak ve Hakan dışındaki zenginliğimizde oyunda, taktik olarak basit ve çabuk oynadığımız zaman başarılıyken, 3-0’dan sonra rakibin baskı ve disipliniyle depreşen  kalıtımsal huyumuz olan gevşeme(!) sonucu yediğimiz iki gole yansıdı. Olmayabilirdi. 

Ama geceye damgasını vuran oyuncularımız frikik golü ile Burak ve son anda penaltıyı kurtaran Uğurcan oldu. Futbolda ekol olan Hollanda karşısında yeniden yapılanma sürecindeki beklentimiz boş değildir. Kolay gol attık ama ucuz yediğimiz gollerin önünü Uğurcan’ın penaltıyı kurtarmasıyla unutulmaz bir mutluluğa döndürdük. 

Şimdi yeniden iki karşılaşmaya odaklanarak, daha özenle rakibi ileride karşılayıp, oynatmama eksiğimizi de biraz daha fazla geliştirerek sert, sağlam ve güvenli bir şekilde 2022’ye katılmamız şarttır. İki önemli maçımız var. Kazanmak için oynayalım! Daha çok mücadele ile oyun disiplinini bozmadan oynamalıyız. Bu başarıya futbolcular kadar hepimizin çok ihtiyacı olduğu da gerçektir.

Gecenin golcüsü Burak, ne kadar şanslı ve başarılı olarak dikkat çektiyse, Uğurcan da “Ben varken kazanırız” dedi. Bazı futbolcularımızın da tempoya uymadığını söylemeyelim. Onu da “öğretmene” bırakalım!