Aman tadımız kaçmasın Devlet Bey
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Aman tadımız kaçmasın Devlet Bey

14.05.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Dertlilerin dermanı Güzin Abla’yı okur musunuz? Sanki ruh halimizi özetliyor. 8 Mayıs’ta “Kafamdaki soru işaretleri” rumuzlu 23 yaşındaki okuru ona soruyordu: “Babamın başka bir kadına sevgi mesajları attığını yakaladım. Bunu anneme söyleyemedim. Babamla konuşmalı mıyım, yoksa sessiz mi kalmalıyım?” Güzin Abla şöyle yanıt verdi: “Sevgili kızım, şu sırada ortalığı karıştırmanın hiç zamanı değil. Toplum olarak çok kritik günler yaşıyoruz. Bir de şimdi aile içinde çok büyük sorunlar yaşamanın hiç âlemi yok.”

Devlet Bahçeli “ekonomi kötü” diyenlere ertesi gün çıkışmasaydı, “işte bu” demeyecektim. Bahçeli’ye göre ekonomi iyi yönetiliyordu, sorunu operasyon yapanlar yaratıyordu. Ancak şu sözleri önemliydi: “2000 ve 2001 krizlerinde hangi ayak oyunları, hangi karanlık senaryolar devreye alındıysa şimdilerde benzerleri uygulanmaktadır.” Bahçeli, idareyi eleştirenlere “Kemal Derviş’in yardakçıları” diye de hakaret etti.

Derviş’i kim getirdi?

Öyle ya, 2001 krizinin üzerinden 19 yıl geçti. Bugünün gençleri neler olduğunu bilmiyor. Sahi, o gün hangi “ayak oyunları” oynanmıştı?

Bahçeli’nin kastettiği 19 Şubat 2001 günü MGK’de yaşanan tartışmanın ardından, kurumuş yaprak gibi sallanan Türk ekonomisinin düşmesiydi. Aslında o gün de kötü yönetilen ekonomi, patlamak için bir sebep arıyordu. Lira yüzde 130 değer kaybetti, enflasyon yüzde 90’a çıktı. 20 bankanın kapanışını, milyonlarca yeni işsiz izledi.

İşte o gün hükümette Bülent Ecevit ve Mesut Yılmaz’la birlikte Devlet Bahçeli’nin kurduğu koalisyon vardı. Zaten IMF kıskacındaki ekonomi yönetiminin başına üç partinin de oluruyla Kemal Derviş getirildi. Üç parti, IMF’nin istediği, Derviş’in uyguladığı yasaları hızla Meclis’ten geçirdi.

Resmiyetsiz ABD gezisi

Ancak çözüm daha derindeydi. Türkiye’ye hem “ABD ile uyumlu” hem de “istikrarlı” bir yönetim hazırlanıyordu. Irak’a operasyon yaklaşırken beklenen buydu. 22 Haziran 2001’de Fazilet Partisi kapatıldı. 14 Ağustos’ta Milli Görüş’le yollarını ayıranlar AKP’yi kurdu.

İşte buradan sonrasını dönemin tanığı, Milliyet gazetesinin eski Washington temsilcisi Turan Yavuz’un Çuvallayan İttifak kitabından aktaralım.

Tarih: 26 Ocak 2002. Başbakan Bülent Ecevit’in Washington ziyaretinden sadece 10 gün sonra aynı şehre gelen, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve partisinin kritik isimleriydi. Kuşkusuz ülkenin başbakanının ardından hiçbir resmi temsiliyeti olmayan bir siyasetçinin ağırlanması yakışıklı değildi. Ama ABD’nin elinde tıpkı şimdi yaptırdığı gibi, AKP ve Erdoğan’ı önde gösteren anketler vardı.

Erdoğan ve AKP kurmayları görüntüde 31 Ocak - 4 Şubat arasında New York’ta yapılacak Davos toplantıları için ABD’ye gelmişti. Hazır oradayken Washington’a uğrayıp “mühim” görüşmeler de yapacaklardı.

Richard Perle’ün evinde

Erdoğan, önce CSIS’de Washington bürokrasisinin karşısına çıkacaktı. Ardından CIA ve Dışişleri’nin tanıdık isimleri Graham Fuller, Morton Abramowitz ve Henri Barkey gibi uzmanlarla yemek yenecekti. Evet, evet, şimdilerde tesadüfen karşılaşanın bile yargılandığı Barkey’le. Sonrasında meşhur darbe raporunu tartıştığımız Rand Corporation ve ekonomide kritik yer tutan Lehman Brothers yetkilileri ile buluşacaktı. Ayrıca Amerikan Yahudi Kongresi’yle görüşerek İslamcı siyasete dair korkuların tozunu da alacaktı.

Bu programa çok özel bir toplantı daha monte edildi. 27 Ocak sabahı Erdoğan ve onu Batı’ya sunan Cüneyd Zapsu, Washington siyasetini belirleyecek Richard Perle’ün evinde konuktu. Evde olmasının nedeni tabii ki Erdoğan’ın resmi sıfatının olmamasıydı. Öte yandan Turan Yavuz’un anlattığına göre evdeki misafirlik samimiydi. Erdoğan; Irak politikası, AB’ye üyelik perspektifi, IMF programını uygulama, Kıbrıs ya da Kürt meselesi gibi konularda ABD ile paralel düşündüklerini Perle’e anlattı. Pentagon bünyesindeki Savunma Siyaseti Kurulu’nun başında olan Perle de Erdoğan’a 11 Eylül’den sonra ılımlı İslam siyasetinin artan önemini hatırlattı.

Davos’a Erdoğan takdimi

Erdoğan, 30 Ocak akşamı yıllar sonra “bir daha da gelmem” diyeceği Davos toplantıları için New York’a geçti. Toplantılar o yıl 11 Eylül’e tepki olarak Davos’ta değil New York’taydı. Erdoğan, Merrill Lynch ve Morgan Stanley gibi ABD sermayesinin önemli kuruluşları ile buluştu. Hepsinin merakı Türkiye’deki tüm muhalefetin söylediği “IMF’ye karşıyız” sözünü ondan duyup duymayacaklarıydı. Erdoğan, IMF programından sapmayacağı konusunda uluslararası sermayeyi ikna etti.

3 Şubat Pazar akşamı Waldorf Astoria Otel’de “Türk Görünümü” başlığı altında yemekli toplantı vardı. Konuşmacılar Dışişleri Bakanı İsmail Cem, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş ve Özelleştirme İdaresi Başkanı Uğur Bayar’dı. Salondaki 7 büyük masadan biri Erdoğan ve AKP heyetine ayrılmıştı. Erdoğan’ın yanında ABD Hazine Bakan Yardımcısı John Tylor oturuyordu.

Kemal Derviş’in konuşması sırasında ilginç bir şey oldu. Sözünün arasında şunları söyledi:

“Ekonomik reform paketi ile ilgili TBMM’de yapılan çalışmalarda muhalefette olan AKP’nin ve onun lideri Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük katkıları olmuştur.”

Derviş salona eliyle Erdoğan’ı takdim ediyordu.

AKP’yi iktidar yapan operasyon

Erdoğan’ı iktidara taşıyan ABD gezisinden basına yansıyanlardan bir kısmı böyle. Kim bilir daha neler konuşuldu. Erdoğan, Türkiye’ye dönerken artık iktidar olacağını biliyordu. Tek eksik acil bir seçimdi.

O da oldu. 9 Mayıs’ta Kemal Derviş erken seçim bahsini açtı. 8 Temmuz’da ardı ardına istifalar başladı. Erken seçime direnen Ecevit’e karşı Meclis’te eski DSP’liler 63 vekilli YTP’yi kurdu. Tüm anketler hükümetteki partilerin aleyhindeyken Devlet Bahçeli herkesi şaşırtan erken seçim çıkışını yaptı. Kasım ayında AKP’nin tek başına iktidar olması sanki dışarıdan ve içeriden bir makineyle hazırlanmıştı. Erdoğan’ın Washington’da uçaktan inişiyle Türkiye’de iktidar oluşu arasında 282 gün vardı.

Kemal Derviş’i kurduğu hükümete bakan yapan, onun programını uygulayan, IMF politikalarını takip etmeyi taahhüt eden AKP’yi iktidar yapacak kritik adımı atan Devlet Bahçeli’nin CHP’ye yapacağı bir eleştiri var tabii. O da YTP’de gelecek görmeyen Kemal Derviş’i CHP’nin kabul edip vitrinine koyması.

Sınıfsız, imtiyazsız, kaynaşmış bir zümre olalım istiyoruz ama kimimiz ihaleli saraylarda kimimiz köhne kulübelerde yaşıyor. Ayda bin lirayla geçinmeye zorlananlar “dam akıyor” dediğinde “şimdi zamanı değil” yanıtıyla karşılanıyor. İnsanın kendi günahlarını işlemesi zevkli, başkalarının günahlarını konuşması kolaydır.

2001, operasyon, Kemal Derviş diyen Bahçeli’nin durup düşünmesi gerekmiyor mu: Benim hiç mi günahım yok!

Yazarın Son Yazıları

Ne olduğunu görmüyor musunuz?

Her “Bak” dediğimizde gözler kapanıyorsa işaret ettiğimizi gösterebilir miyiz?

Devamını Oku
11.12.2025
Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025