Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Afganistan, Neo-Emperyalizm ve Türkiye 5

24 Ağustos 2021 Salı

Afganistan konusunda bilinen pek çok gerçek yeterince ya gündeme getirilmiyor ya da tartışılmıyor.

Önce bunlardan bazılarını anımsayalım:

(Atatürk ile Afganistan’ın bağımsızlığını ilan eden ve kadın hakları gibi ülkeyi çağdaşlaştırma yolundaki reformlarından dolayı dinci aşiretler tarafından iktidardan düşürülen Emanullah Han arasındaki ilişkiler çok konuşulduğu için onu bir yana bırakarak sadece son krizin tarihine bakacağım)

1) Afganistan’daki ABD işgali, aslında ABD ve müttefiklerinin birlikte yaptığı bir NATO harekâtıydı.

Dolayısıyla, yenilgi, sadece ABD’nin değil, NATO’nun da yenilgisidir ve Orta Asya’dan başlayarak bütün dünyayı etkileyecektir.

2) ABD’nin Afganistan’a müdahalesi, daha Sovyetler Birliği zamanında, Afgan Hükümetinin Sovyetler’i davet etmesi üzerine başlamıştır.

Bölgeye Sovyet askerleri o sırada yönetimde olan Komünist Afganistan Hükümeti’nin daveti üzerine 24 Aralık 1979’da Brejnev’in emriyle gönderildi.

Bunun üzerine ABD ve Suudi Arabistan sonradan “Radikal Siyasal İslam Terörü” diyerek savaş ilan ettikleri İslamcıları “El Kaide Mücahitleri” olarak örgütleyip eğittiler.

Sadece Hindistan tarafından desteklenen Afgan Hükümeti ve Sovyetler, Amerika Birleşik Devletleri, Suudi Arabistan, Pakistan, Çin tarafından desteklenen El Kaide tarafından mağlup edildi.

14 Nisan 1988’de Cenevre’de imzalanan Anlaşmayla, Sovyet güçleri 15 Mayıs’ta çekilmeye başladı ve 5 Şubat 1989’da, Sovyet güçleri arkalarında 14 bin 453 ölü ve 451 uçak bırakarak ülkeden çıktı.

3) ABD-NATO tarafından Afganistan’ın işgali, 11 Eylül 2001 tarihinde ABD’ye, El Kaide tarafından yapılan “İkiz Kuleler Saldırısı” üzerine G. W. Bush tarafından başlatılan “Radikal Siyasal İslama Karşı” bir “Haçlı Seferi”ydi.

4) Bu harekât aslında Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra, “İslam Uygarlığını” düşman olarak gören ve bunun somut örneklerini de yaşayan ABD’nin, Küreselleşme bağlamında başlattığı “Küresel Teröre Karşı Savaş”ın ilanıydı.

5) “Afganistan harekâtı” ile “Arap Baharı” uygulaması aynı amaçla yürürlüğe kondu.

Bu bağlamda Ortadoğu’da ve Kuzey Afrika’da, Irak’a, Mısır’a, Suriye’ye, Libya’ya, (bu projenin Türkiye ayağı olan AKP/Erdoğan iktidarının da içine balıklama daldığı) müdahaleler ile Afganistan harekâtı aynı projenin birbirine bağlı parçalarıydı.

Özellikle bu konu, yani Ortadoğu/Kuzey Afrika ile Afganistan ilişkisi, medyada ve kamuoyunda hiç gündeme getirilmedi ve tartışılmadı.

6) Obama da Bush’un bu projesini, Türkiye’ye Erdoğan/AKP iktidarı ile biçilen “model ülke” rolü dahil, daha şiddetlendirerek sürdürdü.

İlk adımlar başarılı gibi de görüldü:

Türkiye’de, Erdoğan/AKP iktidara getirildi, Irak’ta Saddam, Mısır’da Mübarek, Libya’da Kaddafi iktidardan düşürüldü.

Afganistan’da 11 Eylül saldırılarından sorumlu El Kaide militanlarına ev sahipliği yapan Taliban da NATO’nun müdahalesiyle kentlerden hızla sürüldü.

Ama sonra Taliban birkaç yıl içinde yeniden toparlandı ve 2004’te ABD/NATO işgaline ve yeni Afgan yönetimine karşı bir savaş yürütebilecek duruma geldi.

Bu sırada, Türkiye’de iktidar Demokrasi’den baskı rejimine kayıyor ve halk desteğini kaybediyor, Irak kan gölüne dönüyor, Mısır’da Mursi-Sisi skandalı yaşanıyor, Libya bir aşiretler savaşı içinde istikrarsızlaşıyor ve Suriye’de Esad yerinden kıpırdatılamıyordu.

Hem Ortadoğu/Kuzey Afrika’da hem de Afganistan’da “Siyasal Radikal İslam Terörizmi” dedikleri ama aslında kendilerinin yarattığı örgütlere karşı “Ilımlı (Amerikancı) İslam” modeliyle ve doğrudan işgallerle başlatılan “Haçlı Seferi” böylece başarısızlıkla sonuçlanıyordu.

Bu durumda, Taliban’ın artan saldırıları karşısında Obama, 2009’da Afganistan’da asker sayısını artırdı. Bu sayı bir ara 140 bine kadar çıktı. Böylece Taliban bir kez daha püskürtüldü.

Ama bu tırmanma da uzun vadede ABD/NATO güçlerinin yenilgisini engelleyemedi.

Açıklanan resmi sayılara göre Afganistan savaşının ABD’ye maliyeti 1 trilyon (bin milyar) dolar ve 2 bin 500’e yakın asker kaybıydı.

Gayri resmi sayılar, maliyetin en az iki trilyon dolar olduğunu söylüyor. Afganların kayıpları ise resmen 50 binin üzerinde deniliyor ama gerçek sayı tahmin edilemiyor.

7) ABD Afganistan’dan çekilme ve ülkeyi Taliban’a terk etme kararını, Trump döneminde Taliban ile bir yıl önce 2020 Şubat ayında yaptığı anlaşma ile bütün dünyaya ilan etmişti. Askerler çekilir çekilmez devlet başkanının ve onu destekleyenlerin kaçması, Taliban’ın da Kâbil’i derhal ele geçirme başarısı, bu bir yıllık hazırlık döneminden kaynaklanmaktadır

ABD Afganistan’dan çekilişini bir yıl önceden ilan ederek kendi ipini bizzat kendisi çekmiştir.

8) Askerlerimiz, NATO harekâtı bağlamında ve kaçan hükümetin daveti üzerine Afganistan’dadır.

Ama Afganistan’da ne NATO kalmıştır ne de askerimizi davet eden “Meşru Hükümet”.

***

Sonuç yazısı perşembeye!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Filler savaşında Türkiye 12 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları