Siyasette tabancaya karşıyım!

Siyasette tabancaya karşıyım!

21.06.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Demokratik Siyaset”te tabancaya, tüfeğe, kalaşnikofa, her türlü ateşli ve kesici silaha, şiddet kullanılmasına, karşıyım.

Bunların kullanılmalarına karşı olmayanlara da karşıyım!”

“Demokratik siyaset” diye özellikle vurgu yapıyorum, çünkü Demokratik olmayan siyasette, kaba kuvvet, şiddet, terör, iktidara gelmek ve iktidarda kalmak için daima kullanılmıştır.

Demokratik siyasetin tek silahı ise iletişimdir:

Seçmenle iletişim!

Topluma daha çok özgürlük, daha çok eşitlik, daha çok adalet, daha çok barış, daha çok güvenlik, daha çok dayanışma ve daha çok refah vaat eden bir iletişim.

Atatürk’ün Cumhuriyet Devrimi, toplumu dine, geleneğe ve kaba kuvvete dayalı bir iktidardan kurtarıp, eşit yurttaşlık ilkesi bağlamında seçmen iradesine dayalı Demokratik bir iktidara kavuşturmak hedefine yönelikti.

Ne yazık ki, 1950-1960 arasındaki Çok Partili Düzen’e geçiş, toplumun yeterince gelişmemiş olmasından dolayı bu sonucu doğuramadı.

1950-1960 dönemindeki hatalardan ve deneyimlerden yararlanarak hazırlanan 1961 Anayasası ülkeye tam bir Demokratik Rejim getirdi.

Fakat, Anayasa çok “Demokratik”ti ama toplum hâlâ tam bir Demokratik Rejim olgunluğuna (sınıfsal yapıya ve Demokrasi bilincine) erişmemişti.

Önce 12 Mart 1971 Askeri Darbesi, sonra 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi, 1961 Anayasası’nı çöpe attı.

1961 Anayasası’nı ortadan kaldıran süreç içinde en belirleyici olan etkinlik, Birinci ve İkinci Milliyetçi Cephe Hükümetleri sırasındaki siyasal kamplaşma ve siyasal cinayetlerdi:

Doç. Dr. Orhan Yavuz, Erzurum, 15 Haziran 1977.

Ankara Savcısı Doğan Öz, Ankara, 24 Mart 1978.

Doç. Dr. Bedrettin Cömert, Ankara, 11 Temmuz 1978.

Türkiye İşçi Partisi üyesi Latif Can, Efraim Ezgin, Hürcan Gürses, Osman Nuri Uzunlar, Serdar Alten, Faruk Ersan, Salih Gevence, Ankara, 8 Ekim 1978.

Prof. Dr. Bedri Karafakioğlu, İstanbul, 20 Ekim 1978.

Doç. Dr. Necdet Bulut, 26 Kasım 1978’de Trabzon’da saldırıya uğradı, 8 Aralık’ta öldü.

Kahramanmaraş Katliamı, 19-26 Aralık 1978.

Abdi İpekçi, İstanbul, 1 Şubat 1979.

TİP Adana İl Başkanı Ceyhun Can, Adana, 10 Eylül 1979.

Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul, Adana, 28 Eylül 1979.

Prof. Dr. Ümit Doğanay, İstanbul, 20 Kasım 1979

Prof. Dr. Cavit Orhan Tütengil, İstanbul, 7 Aralık 1979

Yurdakul ailesinin avukatı Halil Güllüoğlu, Adana, 3 Şubat 1980.

Ümit Kaftancıoğlu, İstanbul, 11 Nisan 1980.

CHP Adana İl Başkanı avukat Ahmet Albay, Adana, 3 Mayıs 1980.

CHP Kayseri İl Başkanı avukat Mustafa Kulkuloğlu, Kayseri, 7 Mayıs 1980.

Sevinç Özgüner, İstanbul, 23 Mayıs 1980.

Çorum Katliamı, Mayıs-Temmuz 1980.

Kemal Türkler, İstanbul, 22 Temmuz 1980.

12 Eylül 1980 darbesiyle bu cinayet dalgası son buluyor.

Derken “Dinci katiller”, “Derin Devlet” ve/veya “Terör” kılığında 1990’larda yeniden harekete geçiyor. 

Prof. Dr. Muammer Aksoy, Ankara, 31 Ocak 1990.

Çetin Emeç, İstanbul, 7 Mart 1990.

Turan Dursun, İstanbul, 4 Eylül 1990.

Politikacı, şair ve yazar Musa Anter, Diyarbakır, 20 Eylül 1992.

Doç. Dr. Bahriye Üçok, Ankara, 6 Ekim 1990.

Uğur Mumcu, Ankara, 24 Ocak 1993.

Sivas Madımak Katliamı, 2 Temmuz 1993.

Gümüşhane Baro Başkanı Ali Günday, Gümüşhane, 25 Temmuz 1995.

Gonca Kuriş, Konya,Temmuz 1998.

Şemsi Denizer, Zonguldak, 6 Ağustos, 1999.

Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, Ankara, 21 Ekim 1999.

Necip Hablemitoğlu, Ankara, 18 Aralık 2002.

Rahip Andrea Santaro, Trabzon, 5 Şubat 2006.

Danıştay Yargıcı Mustafa Yücel Özbilgin, Ankara, 17 Mayıs 2006.

Hrant Dink, İstanbul, 19 Ocak 2007.

Tahir Elçi, Diyarbakır, 28 Kasım 2015.

Suruç Katliamı, Şanlıurfa, 20 Temmuz 2015.

Gar Katliamı, Ankara, 10 Ekim 2015.

***

Ne yazık ki bu cinayetlerin önemli bir bölümünde Ülkü Ocakları mensuplarının sorumlu olduğu mahkeme kararlarıyla tarihe geçmiştir!

***

Sinan Ateş cinayeti hakkında Özgür Özel ile giriştikleri polemik bağlamında, MHP yöneticileri tarafından X platformunda kullanılan tabanca armağanı fotoğrafı ve alttaki “Pusat” (silah) yorumu (bakınız dünkü yazım) bana yukarıdaki listeyi anımsattı!

Sadece yaptıkları “Büyük Demokrasi Ayıbı”nı teşhir ettiğim için bu politikacılar tarafından bana yapılan hakaret, saldırı ve tehditleri yanıtlamaya tenezzül etmeyeceğim.

Ama Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’in “Adalet Mücadelesi”ne desteğimi elbette sürdüreceğim!

Yazarın Son Yazıları

Mezhepçilik ve tarikatçılık da demokratik rejim düşmanlığıdır!

Dün Etnikçiliğin Demokratik Rejim karşıtlığını (düşmanlığını) yazmıştım.

Devamını Oku
05.12.2025
Etnikçilik demokratik rejimi yıkar!

Etnikçilik, insanların tarih boyunca sahip oldukları Aile, Aşiret, Din, Mezhep, kimlikleri üzerine, Endüstri Devrimi’nin getirdiği “Ulusal” ya da “Milliyetçi” kimliğin, Totaliter bir anlayışla istismar edilmesinden kaynaklanan Faşist bir ideolojidir.

Devamını Oku
04.12.2025
Siyasette Stockholm Sendromu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel Kurultay konuşmasında, “Stockholm Sendromu” anımsatmasını yapmadan önce, İktidarın, “Terörsüz Türkiye” sloganı bağlamında başlattığı “Sürecin” bütün çelişkilerini vurgulayan bir konuşma yapmış.

Devamını Oku
02.12.2025
Darağacı edebiyatı ve terör gölgesinde yeni yargı paketi

25 Kasım 2025 tarihinde MHP lideri Devlet Bahçeli TBMM Meclis Grubu konuşmasında şöyle demiş...

Devamını Oku
30.11.2025
Faşistliğin dini mezhebi ırkı milliyeti yoktur

Faşizm ve Faşistlik, gerek Rejim gerek Kişilik yapısı olarak Demokrasi ve Demokratlık karşıtlığıdır.

Devamını Oku
28.11.2025
İki hukuk profesörü konuşurken...

“Anayasa”, “Hukuk” ve “Yargı” bir devletin omurgasıdır..

Devamını Oku
27.11.2025
CHP’nin savunması için Okkam’ın usturası!

“Okkam’ın Usturası” bir önermedir:

Devamını Oku
25.11.2025
Çıldırtan çelişki!

Emperyalizmle işbirliği yapan İktidar: “Barış” sloganı ile halkı aldatarak...

Devamını Oku
23.11.2025
CHP, kendisini ve demokrasiyi etnikçiliğe kurban edemez!

Emperyalizm ve İktidar ittifakı, hem dıştan hem içten son derece güçlü bir biçimde çeşitli baskılar uygulayarak, Türkiye’yi, “Ortadoğu Bataklığında” parçalanarak boğulacağı bir “Sürece” sürüklüyor!

Devamını Oku
21.11.2025
'Kişiye özel rejim' önerisinin çıkmazı

Devlet Bahçeli aynı anda üç öneride bulundu...

Devamını Oku
20.11.2025
Atatürk üzerine birkaç kitap

Son zamanlarda, Atatürk’e, İstiklâl Savaşı’na ve Cumhuriyet Dönemi Tarihi’ne ilişkin saldırılar, saptırmalar ve iftiralar çok artınca, bu konulardaki gerçek tarih araştırmaları, kitapları da çoğaldı.

Devamını Oku
18.11.2025
İddianame, devlet yönetimine yansıtıldığında?...

Cuma günkü yazımı şöyle bitirmiştim...

Devamını Oku
16.11.2025
Başarılı politikacılık ve avukatlık suçlanınca?...

Lafı dolandırmaya gerek yok...

Devamını Oku
14.11.2025
İddianame, Atatürk, Haberal ve umut!

Bugünlerde, tam 10 Kasım Atatürk’ü anma törenlerinin ertesi günü açıklanan...

Devamını Oku
13.11.2025
Atatürk: İki yalan dört düşman

Dün Atatürk’ü andık; bu vesileyle, bugün, Atatürk konusundaki çok önemli iki yalana ve dört düşmana değinmek istiyorum.

Devamını Oku
11.11.2025
İkinci Silivri trajedisinde anayasa ihlalleri

“Birinci Silivri Trajedisi Dönemi”, Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanlığından ayrılma zamanı olan Haziran 2007 tarihinde başladı.

Devamını Oku
09.11.2025
İktidarın çelişik operasyonları

İktidar, “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ni tanımlayan Anayasa’ya Cumhuriyet rejimine aykırı ve birbirlerine ters birkaç operasyonu aynı anda yapıyor ve böylece zaten düşmekte olan seçmen desteğini iyice kaybediyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Casusluk tartışması tırmanıyor

Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ’a yapılan “Casusluk suçlaması” akıllara derhal FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetlerini ele geçirmek için “Birinci Silivri Trajedisi” bağlamında yaptığı “Casusluk” suçlamalarını ve yine FETÖ’nün “Kozmik Oda”ya girişini ve oradaki bilgilerin yurtdışına sızdırılışını anımsattı!

Devamını Oku
06.11.2025
Casusluk bahane hapis ve kayyım şahane

24 Ekim 2025 Cuma sabahı Merdan Yanardağ “Casusluk” suçlamasıyla göz altına alındı.

Devamını Oku
04.11.2025
İntihar ve çöküş (3) Anomi ve anarşi

Önce kavramları tanımlayalım: Anomi: Kuralsızlık. Anarşi: Devlet otoritesinin yokluğu.

Devamını Oku
02.11.2025
Bir iktidarın intiharı (2)

Dünkü yazıdan devam: Önce bir iktidarı intihara sürükleyen beş temel belirleyiciyi anımsayalım...

Devamını Oku
31.10.2025
Bir iktidarın intiharı (1)

Bir iktidar ne zaman çöküşe yönelir, intihar eder?

Devamını Oku
30.10.2025
Cumhuriyetin koruyucusu AYM! (mi?)

Yarın CUMHURİYET Bayramı.

Devamını Oku
28.10.2025
Abdülhamit’in ulu hakanlığı ve Yanardağ’a casusluk suçlaması

İktidar, medyayı ve yargıyı da etkisine alarak hem güncel hem de tarihsel gerçekleri saptırmaya, kendi ideolojisine uygun bir tarih ve var olmayan bir güncel dünya imgesi yaratmaya çalışıyor...

Devamını Oku
26.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti? (2) Ültimatom

Dünkü yazımda, İngiltere tarafından, Abdülhamit’in yardım isteği üzerine kendisine verilen ültimatomdan söz etmiştim.

Devamını Oku
24.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti?

Emekli Büyükelçi Süha Umar, dün Cumhuriyet’teki köşesinde, Kıbrıs seçimleri konusunda, benim görüşlerimle de aynı çizgide olmalarından memnuniyet duyduğum çözümlemelerini şu sözlerle bitirmişti...

Devamını Oku
23.10.2025
Kıbrıs seçimleri üzerinden tehdit mi?

Türkiye’de de Kıbrıs’ta da seçmenin bu İktidardan bıktığı anlaşılıyor.

Devamını Oku
21.10.2025
Faşizmle mücadelede dokuz ilke! Ne yapmalı (6)

Otoriterlikten totaliterliğe giden İktidar, yaşam biçimlerimizi de tehdit eden ve yeni cezalar oluşturan 11. Yargı Paketi’ni hazırlarken...

Devamını Oku
19.10.2025
Seçime doğru uygulama önerileri: Ne yapmalı? (5)

1) Ana stratejinin “Millet İradesi”nin gerçekleştirilmesi için, eşit, adil ve şeffaf bir seçim hedefine yönelik olduğu asla unutulmamalıdır.

Devamını Oku
17.10.2025
Boş tencere dolmalı, dayak durmalı! Ne yapmalı (4)

İnsanlık tarihi iki kavgadan oluşur: Birinci kavga ekmek kavgasıdır...

Devamını Oku
16.10.2025
Ortadoğu’daki gelişmeler bağlamında ne yapmalı? (3)

Bu yazı yazılırken Hamas ile İsrail arasında rehine takası yapılıyor ve hem Dünya’da hem Ortadoğu’da barış sesleri duyuluyordu.

Devamını Oku
14.10.2025
Ne yapmalı? (2) CHP’ye eleştiri ve destek!

Cuma günkü “Yedi Düvel’e Karşı...” başlıklı yazımda “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti olan Cumhuriyet Rejimi’mizi iç ve dış saldırılara karşı nasıl koruyacağız?”

Devamını Oku
12.10.2025
‘Yedi düvel’e karşı nasıl direneceğiz? (1)

Önce yazımın başlığını açıklayayım: “Yedi düvel”, “bütün devletler, herkes, bütün dünya” anlamında kullanılan bir deyimdir.

Devamını Oku
10.10.2025
Nadir elementler, emperyalizm ve ‘ileri demokrasi’

Emperyalizmin araçları, dostları ve düşmanları nelerdir, kimlerdir?

Devamını Oku
09.10.2025
‘İleri demokrasi’: Yine ve yeniden

Cumhuriyet’in dünkü manşeti, CHP’nin Abant toplantısından sonra, Gökhan Günaydın’ın “Merkez parti olma kimliğimiz giderek oturuyor” demesi üzerine “CHP merkez parti oluyor” biçimindeydi.

Devamını Oku
07.10.2025
‘Meşruiyet’in iç ve dış kaynakları (5)

Bugüne kadar “Meşruiyet” kavramının iç kaynakları üzerinde durdum.

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet kaynağı olarak Anayasa Mahkemesi ve bağımsız yargı (4)

İsrail’in, Gazze’ye giden Sumud (Direniş) Filosuna karşı giriştiği “Gayri Meşru” müdahale sürerken Trump, bizim Cumhurbaşkanımıza “Meşruiyet” desteği vereceğini belirtti.

Devamını Oku
03.10.2025
Meşruiyet Gazze’de mi seçimde mi (3)

Önce “Meşruiyet” kaynağı olarak Gazze: Trump 25 Eylül’de Erdoğan ile görüştü.

Devamını Oku
02.10.2025
Meşruiyet üzerine (2) Adil ve serbest seçim

Bir iktidarın meşruiyetinin iki kaynağı vardır: Anayasa ve seçim. Meşruiyet Üzerine (1) başlıklı yazımda, Anayasa üzerinde biraz durmuştum.

Devamını Oku
30.09.2025
Meşruiyet üzerine düşünceler (1) Ana Kavramlar

ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, 24 Eylül’de New York’ta bir panelde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve “Meşruiyet” ile ilgili olarak tartışmaya yol açan bir ifade kullanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025