Bir ülkede, örneğin Türkiye’de bir baskıcı veya Faşizan ya da doğrudan Faşist bir iktidara karşı nasıl mücadele edileceği, bu iktidarın neler yaptığının, neler yapabileceğinin ve gelecekte neler olabileceğinin kestirilmesiyle olanaklı olur.
I. İktidar neler yaptı?
1) Yargıya el koydu; bağımsız yargıyı ortadan kaldırdı; Hukuk Devleti yapısını bozdu.
2) Medyaya el koydu; en Temel Hak ve Özgürlük olan, ifade özgürlüğünü sınırladı ve kısıtladı.
3) Asker ve sivil bürokrasiye el koydu, “Devlet Geleneğini” çökertti.
4) Üniversitelere el koydu, Akademik özgürlüğü, bilimi ve sanatı zedeledi.
5) Parlamenter Demokratik Rejimi bitirdi.
6) Anayasa’yı ve Rejimi Değiştirdi, kendi yaptığı Anayasa’nın kurallarına bile uymadı.
7) Tek kişiye bağlı, “Şahsım Devleti Rejimi” kurdu.
8) Cumhurbaşkanını “Tek Yetkili” ve “Partili” yaparak “Devlet eşittir Parti, eşittir CB” denklemini oluşturdu.
9) Eski Anayasa’daki yetkisiz cumhurbaşkanına tanınan koruma kalkanını, “Tam ve Tek Yetkili” cumhurbaşkanına tanıdı; kendisinin eleştirilmesini çok zorlaştırdı, sınırladı ve kısıtladı.
10) TBMM’nin, Anayasa Mahkemesi’nin, Adli ve İdari Yargının, Özerk Devlet Kuruluşlarının yetkilerini tırpanladı; tek kişinin yetkilerini artırdı.
11) Bütün bunları yapmak için kullandığı halkoylamalarında, hem adalet, şeffaflık, eşitlik ilkelerine uymadı ve oylamaları baskı altında yaptı hem de oy sayımını, yasalara aykırı olarak gerçekleştirdi.
12) Kendi partisi ve kendi müttefikleri dışındaki partilerin, siyasal özgürlüklerini, dokunulmazlıklarını, sınırladı ve kısıtladı; biri eski biri gelecekti rakibi olan iki Cumhurbaşkanı adayını hapse attı.
13) Kendi adaylarının kazandığı yerel yönetimlere her türlü olanağı kullandırır ve onların yaptıkları tartışmalı işleri görmezden gelirken muhalif partilerin yönetimlerin yetkilerini ve kaynaklarını sınırladı, kısıtladı, yöneticilerini ya görevden aldı ya hapse attı.
14) Yasalarda yaptığı “Gizli tanıklık”, “üye olmamakla birlikte örgüt propagandası yapmak”, “İtirafçılıktan yararlanmak” gibi değişikliklerle, herkesin her an suçlanabileceği ve cezalandırılabileceği bir ortam yarattı.
15) En üst düzeyde “sahte diploma iddiaları” ortalıkta dolaşırken ve bu konuda kitaplar yayımlanmışken, Deprem bahanesiyle tapulara, terör örgütü üyesi olmak gerekçesiyle şirketlere, bazı tartışmalı gerekçelerle diplomalara el koydu.
16) Herkesin, her an, nerede, ne yaptığını, ne konuştuğunu, izlemeye ve kaydetmeye başladı; insanların en mahrem bilgileri legal veya illegal yollarla paylaşıldı ve herkes her an dolandırıcıların, sahtekârların hedefi haline geldi.
17) İktidarın eylemlerini, özellikle de iç ve dış siyasetteki hayati konuları ve mali işlerle ilgili kararları gizledi.
18) Ülkenin birikimlerini, ekonomik ve mali üretim kaynaklarını sattı, yağmaladı, bitirdi; halkı yüksek enflasyona ve geçim sıkıntısına mahkûm etti.
19) Eğitimi dinselleştirdi, çağdaş, laik ve teknik/teknolojik eğitimden uzaklaştırdı; gençlerimizin uluslararası rekabet gücünü yok etti.
20) Doğayı, tarihsel ve kentsel dokuyu tahrip etti; köylerin de kentlerin de yaşam standartlarını düşürdü.
21) Ekonomide dışa bağımlılığı artırdı; ulusal üretim gücünü ve ekonomik bağımsızlığı iyice zedeledi.
22) Dış politikada, Emperyalizmle uzlaştı; özellikle Ortadoğu’da ve komşularımızla ilişkilerimizde, bağımsız ve tarafsız dış politikayı terk ederek, bölgenin istikrarsızlaştırılmasına ve ülkeye yönelik olan güvenlik sorunlarının ve dış tehditlerin artmasına yol açtı.
23) Hem bölgenin istikrarsızlaştırılmasına yol açtı, hem de ortaya çıkan “sığınmacıları”, koşulsuz ve sınırsız bir biçimde, ülkeye aldı, ülkenin nüfus yapısını değiştirdi; bazı toplumsal, ekonomik, kültürel ve siyasal sorunları başa çıkılamaz hale getirdi.
24) Barolar, Meslek Odaları, Sendikalar gibi Demokratik Toplum örgütlerinin işleyişlerini ve Temel Hak ve Özgürlüklerini kullanmalarını sınırladı ve kısıtladı; ortak değerleri ve meslek ahlaklarını yozlaştırdı.
25) En sonunda da, 2024 yerel seçimlerinde gücünü yitirdiği ortaya çıkınca, Emperyalizmin Ortadoğu projesine uygun olarak (DEM Partili belediye başkanlarını görevden alır veya hapse atarken) yılların terör örgütü ile müzakereye oturdu.
“Üniter Devlet yapısındaki Anayasal ve Hukuksal eşit vatandaşlık” yerine, “Etnik ve dinsel/mezhepsel kimliklere bağlı olarak dil ve kültür üzerinden, Federal Devlet içinde farklılıkta eşitlik” konusunda, iki farklı resmi dil önerilerinin tartışıldığı bir ortam yarattı.
***
Değerli okurlarım, İktidarın 23 yıllık envanterini sıralarken bu kadar çok marifet yapmış olacağını doğrusu kestirememiştim.
Bazılarını birleştirmiş olmama rağmen yine de bir köşe yazısı hacmini aştım.
Aslında bu yazıyla, daha önceki iki yazı birlikte okunduğunda “Ne yapmalı” konusunda nasıl bir yol izleneceği derhal ortaya çıkıyor.
Ama yine de yarın, “İktidar Daha Neler Yapabilir?” ve “Gelecekte Neler Olabilir” sorularına yanıt arayarak “Ne yapmalı” konusuna devam edeceğim.