Türkiye somutunda ne yapmalı (3)

Türkiye somutunda ne yapmalı (3)

07.08.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bir ülkede, örneğin Türkiye’de bir baskıcı veya Faşizan ya da doğrudan Faşist bir iktidara karşı nasıl mücadele edileceği, bu iktidarın neler yaptığının, neler yapabileceğinin ve gelecekte neler olabileceğinin kestirilmesiyle olanaklı olur.

I. İktidar neler yaptı?

1) Yargıya el koydu; bağımsız yargıyı ortadan kaldırdı; Hukuk Devleti yapısını bozdu.

2) Medyaya el koydu; en Temel Hak ve Özgürlük olan, ifade özgürlüğünü sınırladı ve kısıtladı.

3) Asker ve sivil bürokrasiye el koydu, “Devlet Geleneğini” çökertti.

4) Üniversitelere el koydu, Akademik özgürlüğü, bilimi ve sanatı zedeledi.

5) Parlamenter Demokratik Rejimi bitirdi.

6) Anayasa’yı ve Rejimi Değiştirdi, kendi yaptığı Anayasa’nın kurallarına bile uymadı.

7) Tek kişiye bağlı, “Şahsım Devleti Rejimi” kurdu.

8) Cumhurbaşkanını “Tek Yetkili” ve “Partili” yaparak “Devlet eşittir Parti, eşittir CB” denklemini oluşturdu.

9) Eski Anayasa’daki yetkisiz cumhurbaşkanına tanınan koruma kalkanını, “Tam ve Tek Yetkili” cumhurbaşkanına tanıdı; kendisinin eleştirilmesini çok zorlaştırdı, sınırladı ve kısıtladı.

10) TBMM’nin, Anayasa Mahkemesi’nin, Adli ve İdari Yargının, Özerk Devlet Kuruluşlarının yetkilerini tırpanladı; tek kişinin yetkilerini artırdı.

11) Bütün bunları yapmak için kullandığı halkoylamalarında, hem adalet, şeffaflık, eşitlik ilkelerine uymadı ve oylamaları baskı altında yaptı hem de oy sayımını, yasalara aykırı olarak gerçekleştirdi.

12) Kendi partisi ve kendi müttefikleri dışındaki partilerin, siyasal özgürlüklerini, dokunulmazlıklarını, sınırladı ve kısıtladı; biri eski biri gelecekti rakibi olan iki Cumhurbaşkanı adayını hapse attı.

13) Kendi adaylarının kazandığı yerel yönetimlere her türlü olanağı kullandırır ve onların yaptıkları tartışmalı işleri görmezden gelirken muhalif partilerin yönetimlerin yetkilerini ve kaynaklarını sınırladı, kısıtladı, yöneticilerini ya görevden aldı ya hapse attı.

14) Yasalarda yaptığı “Gizli tanıklık”, “üye olmamakla birlikte örgüt propagandası yapmak”, “İtirafçılıktan yararlanmak” gibi değişikliklerle, herkesin her an suçlanabileceği ve cezalandırılabileceği bir ortam yarattı.

15) En üst düzeyde “sahte diploma iddiaları” ortalıkta dolaşırken ve bu konuda kitaplar yayımlanmışken, Deprem bahanesiyle tapulara, terör örgütü üyesi olmak gerekçesiyle şirketlere, bazı tartışmalı gerekçelerle diplomalara el koydu.

16) Herkesin, her an, nerede, ne yaptığını, ne konuştuğunu, izlemeye ve kaydetmeye başladı; insanların en mahrem bilgileri legal veya illegal yollarla paylaşıldı ve herkes her an dolandırıcıların, sahtekârların hedefi haline geldi.

17) İktidarın eylemlerini, özellikle de iç ve dış siyasetteki hayati konuları ve mali işlerle ilgili kararları gizledi.

18) Ülkenin birikimlerini, ekonomik ve mali üretim kaynaklarını sattı, yağmaladı, bitirdi; halkı yüksek enflasyona ve geçim sıkıntısına mahkûm etti.

19) Eğitimi dinselleştirdi, çağdaş, laik ve teknik/teknolojik eğitimden uzaklaştırdı; gençlerimizin uluslararası rekabet gücünü yok etti.

20) Doğayı, tarihsel ve kentsel dokuyu tahrip etti; köylerin de kentlerin de yaşam standartlarını düşürdü.

21) Ekonomide dışa bağımlılığı artırdı; ulusal üretim gücünü ve ekonomik bağımsızlığı iyice zedeledi.

22) Dış politikada, Emperyalizmle uzlaştı; özellikle Ortadoğu’da ve komşularımızla ilişkilerimizde, bağımsız ve tarafsız dış politikayı terk ederek, bölgenin istikrarsızlaştırılmasına ve ülkeye yönelik olan güvenlik sorunlarının ve dış tehditlerin artmasına yol açtı.

23) Hem bölgenin istikrarsızlaştırılmasına yol açtı, hem de ortaya çıkan “sığınmacıları”, koşulsuz ve sınırsız bir biçimde, ülkeye aldı, ülkenin nüfus yapısını değiştirdi; bazı toplumsal, ekonomik, kültürel ve siyasal sorunları başa çıkılamaz hale getirdi.

24) Barolar, Meslek Odaları, Sendikalar gibi Demokratik Toplum örgütlerinin işleyişlerini ve Temel Hak ve Özgürlüklerini kullanmalarını sınırladı ve kısıtladı; ortak değerleri ve meslek ahlaklarını yozlaştırdı.

25) En sonunda da, 2024 yerel seçimlerinde gücünü yitirdiği ortaya çıkınca, Emperyalizmin Ortadoğu projesine uygun olarak (DEM Partili belediye başkanlarını görevden alır veya hapse atarken) yılların terör örgütü ile müzakereye oturdu.

“Üniter Devlet yapısındaki Anayasal ve Hukuksal eşit vatandaşlık” yerine, “Etnik ve dinsel/mezhepsel kimliklere bağlı olarak dil ve kültür üzerinden, Federal Devlet içinde farklılıkta eşitlik” konusunda, iki farklı resmi dil önerilerinin tartışıldığı bir ortam yarattı.

***

Değerli okurlarım, İktidarın 23 yıllık envanterini sıralarken bu kadar çok marifet yapmış olacağını doğrusu kestirememiştim.

Bazılarını birleştirmiş olmama rağmen yine de bir köşe yazısı hacmini aştım.

Aslında bu yazıyla, daha önceki iki yazı birlikte okunduğunda “Ne yapmalı” konusunda nasıl bir yol izleneceği derhal ortaya çıkıyor.

Ama yine de yarın, “İktidar Daha Neler Yapabilir?” ve “Gelecekte Neler Olabilir” sorularına yanıt arayarak “Ne yapmalı” konusuna devam edeceğim.

Yazarın Son Yazıları

Mezhepçilik ve tarikatçılık da demokratik rejim düşmanlığıdır!

Dün Etnikçiliğin Demokratik Rejim karşıtlığını (düşmanlığını) yazmıştım.

Devamını Oku
05.12.2025
Etnikçilik demokratik rejimi yıkar!

Etnikçilik, insanların tarih boyunca sahip oldukları Aile, Aşiret, Din, Mezhep, kimlikleri üzerine, Endüstri Devrimi’nin getirdiği “Ulusal” ya da “Milliyetçi” kimliğin, Totaliter bir anlayışla istismar edilmesinden kaynaklanan Faşist bir ideolojidir.

Devamını Oku
04.12.2025
Siyasette Stockholm Sendromu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel Kurultay konuşmasında, “Stockholm Sendromu” anımsatmasını yapmadan önce, İktidarın, “Terörsüz Türkiye” sloganı bağlamında başlattığı “Sürecin” bütün çelişkilerini vurgulayan bir konuşma yapmış.

Devamını Oku
02.12.2025
Darağacı edebiyatı ve terör gölgesinde yeni yargı paketi

25 Kasım 2025 tarihinde MHP lideri Devlet Bahçeli TBMM Meclis Grubu konuşmasında şöyle demiş...

Devamını Oku
30.11.2025
Faşistliğin dini mezhebi ırkı milliyeti yoktur

Faşizm ve Faşistlik, gerek Rejim gerek Kişilik yapısı olarak Demokrasi ve Demokratlık karşıtlığıdır.

Devamını Oku
28.11.2025
İki hukuk profesörü konuşurken...

“Anayasa”, “Hukuk” ve “Yargı” bir devletin omurgasıdır..

Devamını Oku
27.11.2025
CHP’nin savunması için Okkam’ın usturası!

“Okkam’ın Usturası” bir önermedir:

Devamını Oku
25.11.2025
Çıldırtan çelişki!

Emperyalizmle işbirliği yapan İktidar: “Barış” sloganı ile halkı aldatarak...

Devamını Oku
23.11.2025
CHP, kendisini ve demokrasiyi etnikçiliğe kurban edemez!

Emperyalizm ve İktidar ittifakı, hem dıştan hem içten son derece güçlü bir biçimde çeşitli baskılar uygulayarak, Türkiye’yi, “Ortadoğu Bataklığında” parçalanarak boğulacağı bir “Sürece” sürüklüyor!

Devamını Oku
21.11.2025
'Kişiye özel rejim' önerisinin çıkmazı

Devlet Bahçeli aynı anda üç öneride bulundu...

Devamını Oku
20.11.2025
Atatürk üzerine birkaç kitap

Son zamanlarda, Atatürk’e, İstiklâl Savaşı’na ve Cumhuriyet Dönemi Tarihi’ne ilişkin saldırılar, saptırmalar ve iftiralar çok artınca, bu konulardaki gerçek tarih araştırmaları, kitapları da çoğaldı.

Devamını Oku
18.11.2025
İddianame, devlet yönetimine yansıtıldığında?...

Cuma günkü yazımı şöyle bitirmiştim...

Devamını Oku
16.11.2025
Başarılı politikacılık ve avukatlık suçlanınca?...

Lafı dolandırmaya gerek yok...

Devamını Oku
14.11.2025
İddianame, Atatürk, Haberal ve umut!

Bugünlerde, tam 10 Kasım Atatürk’ü anma törenlerinin ertesi günü açıklanan...

Devamını Oku
13.11.2025
Atatürk: İki yalan dört düşman

Dün Atatürk’ü andık; bu vesileyle, bugün, Atatürk konusundaki çok önemli iki yalana ve dört düşmana değinmek istiyorum.

Devamını Oku
11.11.2025
İkinci Silivri trajedisinde anayasa ihlalleri

“Birinci Silivri Trajedisi Dönemi”, Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanlığından ayrılma zamanı olan Haziran 2007 tarihinde başladı.

Devamını Oku
09.11.2025
İktidarın çelişik operasyonları

İktidar, “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ni tanımlayan Anayasa’ya Cumhuriyet rejimine aykırı ve birbirlerine ters birkaç operasyonu aynı anda yapıyor ve böylece zaten düşmekte olan seçmen desteğini iyice kaybediyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Casusluk tartışması tırmanıyor

Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ’a yapılan “Casusluk suçlaması” akıllara derhal FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetlerini ele geçirmek için “Birinci Silivri Trajedisi” bağlamında yaptığı “Casusluk” suçlamalarını ve yine FETÖ’nün “Kozmik Oda”ya girişini ve oradaki bilgilerin yurtdışına sızdırılışını anımsattı!

Devamını Oku
06.11.2025
Casusluk bahane hapis ve kayyım şahane

24 Ekim 2025 Cuma sabahı Merdan Yanardağ “Casusluk” suçlamasıyla göz altına alındı.

Devamını Oku
04.11.2025
İntihar ve çöküş (3) Anomi ve anarşi

Önce kavramları tanımlayalım: Anomi: Kuralsızlık. Anarşi: Devlet otoritesinin yokluğu.

Devamını Oku
02.11.2025
Bir iktidarın intiharı (2)

Dünkü yazıdan devam: Önce bir iktidarı intihara sürükleyen beş temel belirleyiciyi anımsayalım...

Devamını Oku
31.10.2025
Bir iktidarın intiharı (1)

Bir iktidar ne zaman çöküşe yönelir, intihar eder?

Devamını Oku
30.10.2025
Cumhuriyetin koruyucusu AYM! (mi?)

Yarın CUMHURİYET Bayramı.

Devamını Oku
28.10.2025
Abdülhamit’in ulu hakanlığı ve Yanardağ’a casusluk suçlaması

İktidar, medyayı ve yargıyı da etkisine alarak hem güncel hem de tarihsel gerçekleri saptırmaya, kendi ideolojisine uygun bir tarih ve var olmayan bir güncel dünya imgesi yaratmaya çalışıyor...

Devamını Oku
26.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti? (2) Ültimatom

Dünkü yazımda, İngiltere tarafından, Abdülhamit’in yardım isteği üzerine kendisine verilen ültimatomdan söz etmiştim.

Devamını Oku
24.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti?

Emekli Büyükelçi Süha Umar, dün Cumhuriyet’teki köşesinde, Kıbrıs seçimleri konusunda, benim görüşlerimle de aynı çizgide olmalarından memnuniyet duyduğum çözümlemelerini şu sözlerle bitirmişti...

Devamını Oku
23.10.2025
Kıbrıs seçimleri üzerinden tehdit mi?

Türkiye’de de Kıbrıs’ta da seçmenin bu İktidardan bıktığı anlaşılıyor.

Devamını Oku
21.10.2025
Faşizmle mücadelede dokuz ilke! Ne yapmalı (6)

Otoriterlikten totaliterliğe giden İktidar, yaşam biçimlerimizi de tehdit eden ve yeni cezalar oluşturan 11. Yargı Paketi’ni hazırlarken...

Devamını Oku
19.10.2025
Seçime doğru uygulama önerileri: Ne yapmalı? (5)

1) Ana stratejinin “Millet İradesi”nin gerçekleştirilmesi için, eşit, adil ve şeffaf bir seçim hedefine yönelik olduğu asla unutulmamalıdır.

Devamını Oku
17.10.2025
Boş tencere dolmalı, dayak durmalı! Ne yapmalı (4)

İnsanlık tarihi iki kavgadan oluşur: Birinci kavga ekmek kavgasıdır...

Devamını Oku
16.10.2025
Ortadoğu’daki gelişmeler bağlamında ne yapmalı? (3)

Bu yazı yazılırken Hamas ile İsrail arasında rehine takası yapılıyor ve hem Dünya’da hem Ortadoğu’da barış sesleri duyuluyordu.

Devamını Oku
14.10.2025
Ne yapmalı? (2) CHP’ye eleştiri ve destek!

Cuma günkü “Yedi Düvel’e Karşı...” başlıklı yazımda “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti olan Cumhuriyet Rejimi’mizi iç ve dış saldırılara karşı nasıl koruyacağız?”

Devamını Oku
12.10.2025
‘Yedi düvel’e karşı nasıl direneceğiz? (1)

Önce yazımın başlığını açıklayayım: “Yedi düvel”, “bütün devletler, herkes, bütün dünya” anlamında kullanılan bir deyimdir.

Devamını Oku
10.10.2025
Nadir elementler, emperyalizm ve ‘ileri demokrasi’

Emperyalizmin araçları, dostları ve düşmanları nelerdir, kimlerdir?

Devamını Oku
09.10.2025
‘İleri demokrasi’: Yine ve yeniden

Cumhuriyet’in dünkü manşeti, CHP’nin Abant toplantısından sonra, Gökhan Günaydın’ın “Merkez parti olma kimliğimiz giderek oturuyor” demesi üzerine “CHP merkez parti oluyor” biçimindeydi.

Devamını Oku
07.10.2025
‘Meşruiyet’in iç ve dış kaynakları (5)

Bugüne kadar “Meşruiyet” kavramının iç kaynakları üzerinde durdum.

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet kaynağı olarak Anayasa Mahkemesi ve bağımsız yargı (4)

İsrail’in, Gazze’ye giden Sumud (Direniş) Filosuna karşı giriştiği “Gayri Meşru” müdahale sürerken Trump, bizim Cumhurbaşkanımıza “Meşruiyet” desteği vereceğini belirtti.

Devamını Oku
03.10.2025
Meşruiyet Gazze’de mi seçimde mi (3)

Önce “Meşruiyet” kaynağı olarak Gazze: Trump 25 Eylül’de Erdoğan ile görüştü.

Devamını Oku
02.10.2025
Meşruiyet üzerine (2) Adil ve serbest seçim

Bir iktidarın meşruiyetinin iki kaynağı vardır: Anayasa ve seçim. Meşruiyet Üzerine (1) başlıklı yazımda, Anayasa üzerinde biraz durmuştum.

Devamını Oku
30.09.2025
Meşruiyet üzerine düşünceler (1) Ana Kavramlar

ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, 24 Eylül’de New York’ta bir panelde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve “Meşruiyet” ile ilgili olarak tartışmaya yol açan bir ifade kullanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025