Bilimden yana edebiyata doğru

Bilimden yana edebiyata doğru

28.06.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bizlerin yaşam döngüsü tam otuz iki yıldır ortaçağ karanlığı olarak nitelendirdiğimiz Sivas katliamının yaşandığı o kara günde saklı. Bu ülkede bellek ve toplumsallık arasındaki kusurlu ilişkinin bizi yorduğu, incittiği gerçeğini sakınmadan söze başlamak gerekiyor. Buna karşın itirazımızı zaman zaman yüksek sesle çoğunlukla da üretime geçerek yapmak üzerine kurulu bir anlayıştan geliyoruz. Toplumsal sorumluluğu ve örgütlenme bilincini bize öğreten anne ve babalarımızın eksikliğine rağmen kardeşim Zeynep Altıok’la Madımak Oteli’nde yaşatılanın bir “aydın katliamı” olduğunu hatırlatma, gelecek kuşaklara öğretme, anlatma sorumluluğunu taşıyoruz. Doğrusunu söylemek gerekirse bir katliama karşı ortak direnci geliştirmenin en temel noktalarından birinin orada öldürülen isimlerin kimler olduğunu, neler yaptıklarını, arkalarında hangi eserler bıraktıklarını tanıtmak, gelecek kuşaklara da bu mirası bırakmaktan geçtiğine inanıyoruz. 

***

O kara gün yitirdiğimiz Asım Bezirci, fakir bir emekçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelmişti. Liseyi parasız yatılı olarak Erzurum Lisesi’nde okumuştu. Lise son sınıftaki sınıf arkadaşı daha sonra kendi gibi edebiyatımızda eleştiriye yön verecek Fethi Naci’ydi. Her ikisi de üniversite okumak için İstanbul’a gelmiş, Asım Bezirci, edebiyat fakültesini, Fethi Naci ise iktisat fakültesini seçmişti. Asım Bezirci arkadaşına kızgınlıkla, “Edebiyata sırt çevirdin” demişti. Ama Fethi Naci hayatını güvence altına almak istiyordu. Ona edebiyatı seçerek aç kalacağını ima etti. Sonuçta Naci’nin dediği gibi oldu. Ama her ikisinin de hayatı, siyasi düşüncelerinden ve yapıtlarından dolayı soruşturularak, hapis yatarak, tercih etmediği bir işte çalışmak zorunda kalarak geçti. Buna karşın hep okudular, öğrendiler, yazdılar, aydın namusunu yüreklerinde taşıyarak hep dirençli kaldılar. 

***

Bezirci’nin üniversite yılları da kolay geçmedi; parasızlığın yanına düşünsel yapılanmasını artırıp sınıfsal bilincine eriştiği için soruşturmalar eklendi. Dahası üniversitede bir hocası onu solcu olduğu gerekçesiyle ihbar ettiği için bursu kesildi. Böylece üniversitede öğretim üyesi olma hayali suya düştü. Buna rağmen yılmadı Asım Bezirci. Tam anlamıyla bir edebiyat tarihçisi olmanın hakkını verdi. 

***

Sivas’ta cumhuriyet düşmanlarınca yakılarak öldürülünceye kadar 70 inceleme kitabı, 17 çeviri kitabıyla çıktı okur karşısına. Bu verimliğiyle, edebiyatımızın çalışkan karıncası olarak anıldı. Bir gün olsun kendi görüşünden “taviz” verdiğini, inandığı değerlerden çark ettiğini görmedik! Onun için her şeyin temeli “yazınsal bir düşünce”ydi; bu nedenle de eleştirimizin öncülerinden biri oldu hep.

***

O, başta Nâzım Hikmet, Orhan Kemal, Sabahattin Ali, Rıfat Ilgaz, Edip Cansever, Ahmet Haşim, Nezihe Meriç, Oktay Akbal, Nurullah Ataç gibi edebiyatımızın önde gelen yazarlarının biyografilerini kaleme aldı. Böylece her birine ait gelecek kuşaklara belgeli bir edebiyat tarihçiliği sundu; aynı zamanda her sözünü nesnelliğe dayandırdı. İkinci Yeni Olayı, Seçme Romanlar, Seçme Hikayeler, On Şair On Şiir, gibi çalışmalarıyla da edebiyatımızda kılı kırk yaran bir bakış açısından okurun yararlanmasına imkân sağladı. 

***

Ne var ki bu kadar yol açıcı bir yazarın hak ettiği ilgiyi ve değeri bulamadığını gördük geçen yıllar boyunca. Bu nedenle de Zeynep Altıok’la birlikte, “Bilimden Yana Edebiyata Doğru” başlığı altında geniş kapsamlı bir “Asım Bezirci Sempozyumu” hazırlamaya karar verdik. Bize omuz veren değerli Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Köseler’e teşekkürü borç biliyoruz. “Bilimden Yana Edebiyata Doğru: Asım Bezirci Sempozyumu”nu bugün saat 10.00’dan itibaren Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi’nde izleyebilirsiniz. Bizler, babalarını da aynı katliamda yitirmiş iki evlat olarak bu sempozyumu düzenlemeyi vefa olarak görüyoruz. Çünkü Aydınlanma karşıtlarının bilinçli kültürsüzleştirme politikalarıyla at başı giden toplumsal duyarsızlık iklimine, pek çok etkin kişinin kültür sanat alanına yeteri kadar eğilme bilinç ve iradesinden yoksunluğuna direnç göstermekle yükümlüyüz. Sempozyuma katılan baba dostları ve arkadaşlarımızla, Adnan Özyalçıner, Hilmi Yavuz, Atilla Birkiye, Turgay Fişekçi, Ayşegül Tözeren, C. Hakkı Zariç ve Hürriyet Yaşar’la Asım Bezirci’yi konuşacağız. 

***

Kuşkusuz Asım Bezirci’lerin özlediği bir Türkiye düşünselliği bilimsellik temelinde konuşarak inşa edilir. 

Yazarın Son Yazıları

Erhan Gökgücü Ödülleri

Tolstoy’un “Savaş ve Barış” romanında aklımda ellenmeden duran bir bölüm vardır.

Devamını Oku
29.11.2025
Çocuk Mezarlığı

Geçtiğimiz hafta Urfa’da marangoz atölyesinde çalışan bir çocuk işçi cezalandırılmak maksadıyla önce soyuldu.

Devamını Oku
22.11.2025
Evler...

Gülten Akın “Evler” şiirinde dediği, “Odaları şarkı tutan ev/ biri mistik biri güncel biri öyle eski/ pancursuz, yeşile gizli, çekilmiş yarışmalardan, melâli hüzünden ayıran ev/ işte o ev”di bizim ev de...

Devamını Oku
15.11.2025
Bizi Öldürdükleri Yer: İlhan Erdost Mezarlığı

12 Mart’ın hemen sonrası.

Devamını Oku
08.11.2025
Otel odalarında…

Otel odalarında…

Devamını Oku
01.11.2025
Bir Davanın Düşündürdükleri: Toplumsal Cinayet

Golding’in “Sineklerin Tanrısı” romanı, dünyanın en güzel adalarından birinde geçer: Mercan.

Devamını Oku
25.10.2025
Kitabın onurunu korumak

D.H. Lawrance “Kitaplar” adlı denemesinde, “Bir kitap iki kapaklı bir yeraltı kovuğudur. Yalan söylemek için eşi bulunmaz bir yer...” diyor.

Devamını Oku
18.10.2025
Okan Toygar’la Ataol Behramoğlu söyleşisi: ‘Hayatımız Güzeldir’

Yıl: 1983. Tren iki saat kadar rötar yaptığı Kapıkule’den ayrılmak üzere.

Devamını Oku
11.10.2025
Bir kadının hikâyesi

Kardeşim Zeynep Altıok’la birlikte geçtiğimiz haziran ayında Kadıköy Belediyesi’nin katkılarıyla Asım Bezirci üzerine bir panel gerçekleştirmiştik; şimdi de Bezirci için o panelden yola çıkarak hazırlayacağımız bir kitap çalışması için kolları sıvadık.

Devamını Oku
04.10.2025
Dil Derneği’nin Dil Bayramı’nda Yaşar Kemal

“Çocukluğum cennetimdi.” Annemle birlikte Türk Dil Kurumu’nun merdivenlerinden tırmanır...

Devamını Oku
27.09.2025
Çizgi roman denilince...

90’lı yıllarda Ankara’da bir üniversite öğrencisiyken ders çıkışı sınıf arkadaşımla sahafları dolaşırdık.

Devamını Oku
20.09.2025
Hangi 12 Eylül?

Yıllar önce okumuştum Yiğit Bener’in yazdığı “Eksik Taşlar” romanını.

Devamını Oku
13.09.2025
Kültürün demokratikleşmesi için festivallerin yaygınlaşması

Son yıllarda “kültür politikası” üzerine çok sayıda çalışmanın karşımıza çıktığı bir gerçek.

Devamını Oku
06.09.2025
Yanı başımızda oluşan nefret dili

Coetzee’nin çok sevdiğim romanı “Utanç”a, bir “modern diller” hocasının, Cape Town Teknik Üniversitesi’nde “romantik şairler” konulu bir ders verirken öğrencisiyle yaşadığı rahatsızlık verici ilişkiyi sorgulayarak başlarız.

Devamını Oku
30.08.2025
İki deprem: Sındırgı depremi ile siyaset depremi

“Hadi, gelin de dikkatle seyredin bu korkunç yıkıntıları,/ Küllerini şu talihsizin, şu döküntüleri, şu kalıntıları...”

Devamını Oku
16.08.2025
Gazze’de katliam, dünyada ikiyüzlülük

Geçtiğimiz günlerde son on beş yıldır Gazze’ye gönüllü olarak giden İngiliz doktor Nick Maynard’ın İsrail’de devam eden gaddarlığı anlattığı haberler yansıdı basına.

Devamını Oku
02.08.2025
Adalet terazisi

Paris’te bir sonbahar günüydü...

Devamını Oku
26.07.2025
Attila Jozsef dosyası

“Notos” dergi bu ayki sayısında Sevgican Yağcı Aksel’in hazırladığı Attila Jozsef dosyasıyla okurla buluşuyor.

Devamını Oku
19.07.2025
Sivas’tan sonra Rıfat Ilgaz’ı anımsamak...

Sivas’tan sonra Rıfat Ilgaz’ı anımsamak...

Devamını Oku
12.07.2025
Bir yangının külü...

Yanıyoruz. Hem de birer ikişer değil, azar azar değil, biner biner...

Devamını Oku
05.07.2025
Bilimden yana edebiyata doğru

Bizlerin yaşam döngüsü tam otuz iki yıldır ortaçağ karanlığı olarak nitelendirdiğimiz Sivas katliamının yaşandığı o kara günde saklı...

Devamını Oku
28.06.2025
Nükleer savaş dersleri

Bazı kitaplardan bazen bir duygu tohumu, bir im kalır geriye.

Devamını Oku
21.06.2025
Siz Nihat Genç deyin ben abi…

Gökbilimciler, iki yıldızın evrende çarpışmasını “birleşme” olarak yorumlar...

Devamını Oku
14.06.2025
Cezaevi kapısında...

Bugün bayramın ikinci günü. Canımız sıkkın, yüreğimiz buruk. Düşünceleri nedeniyle kırk kilit altına alınanlarla özgürce buluşuncaya kadar tadımız tuzumuz yok!

Devamını Oku
07.06.2025
Sarıyer Edebiyat Günleri

Geçtiğimiz hafta pazar günü Sarıyer Belediyesi’nin düzenlediği “12. Sarıyer Edebiyat Günleri”nde “Öykücülüğümüzün Yüz Yılı” başlıklı bir panelde Sadık Aslankara, Özcan Karabulut, Hürriyet Yaşar’la birlikte konuşmacıydım.

Devamını Oku
31.05.2025
Bir Aydınlanmacı: Refik Ahmet Sevengil

Elimde uzun süredir Cemal Ünlü’nün kaleme aldığı “Söylemenin Vakti Var: Bir Yirminci Yüzyıl Bilgesi: Refik Ahmet Sevengil” kitabı var.

Devamını Oku
24.05.2025
İç sıkıntısı

Umutsuzluk ölümcül sayılabilecek bir hastalıktır. Büyük iç sıkıntıları daha çok geçmişle değil gelecekle ilişkilidir. İnsan geçen günlerden çok gelecek günlere ilişkin kaygı duyar.

Devamını Oku
17.05.2025
Dün, bugün, yarın

Dün, bugün, yarın

Devamını Oku
10.05.2025
Bir ‘örgü’ meselesi

Bir ‘örgü’ meselesi

Devamını Oku
03.05.2025
Yazarın masası

Yazarın masası

Devamını Oku
26.04.2025
Saf kötülüğün karşısında ayakta kalmaya çalışan iyilik

Saf kötülüğün karşısında ayakta kalmaya çalışan iyilik

Devamını Oku
19.04.2025
İyi ki doğdun Ataol Behramoğlu

İyi ki doğdun Ataol Behramoğlu

Devamını Oku
12.04.2025
‘Ödenmeyecek! Ödemiyoruz!’

‘Ödenmeyecek! Ödemiyoruz!’

Devamını Oku
05.04.2025
Hüzünlü bir tiyatro günü

Hüzünlü bir tiyatro günü

Devamını Oku
29.03.2025
Onur mücadelesi

Onur mücadelesi

Devamını Oku
22.03.2025
Başka bir sağlık sistemi mümkün

Başka bir sağlık sistemi mümkün

Devamını Oku
15.03.2025
‘Kadınlar da Vardır’

‘Kadınlar da Vardır’

Devamını Oku
08.03.2025
İç dökümü

İç dökümü

Devamını Oku
01.03.2025
Kral Çıplak

Kral Çıplak

Devamını Oku
22.02.2025
Saklı bir tarih: ‘Ankara Öykü Günleri’

Saklı bir tarih: ‘Ankara Öykü Günleri’

Devamını Oku
15.02.2025