Çizgi roman denilince...

Çizgi roman denilince...

20.09.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

90’lı yıllarda Ankara’da bir üniversite öğrencisiyken ders çıkışı sınıf arkadaşımla sahafları dolaşırdık. Benim gözüm ilk basım şiir kitaplarında; Ümit’in ise çizgi romanlardaydı. Bazen bu tura Arzu da katılır, alışverişimiz tamamlanınca tavşan kanı çay içerken sohbet ederdik. Ümit sözü dönüp dolaştırıp çizgi romanların üst kurmacasına getirirdi. O zamana kadar çok da ilgi duymadığım, benimsemediğim bir alana ait tarihsel ve toplumsal göndermeler karşısında şaşkınlık duyardım. Çizgi roman bilgim hafta sonları kimi gazetelerin verdiği Ret Kit, Superman, biraz da TenTen’den ibaretti. Bir de JF Kennedy ile ilgili bir çizgi roman okuduğumu hatırlıyorum; artık elime nasıl geçtiyse... Abdülcanbaz çok sık olmasa da gazeteden takip ettiğim ve eğlendiğim olağanüstü bir çizerlik mucizesiydi. Ancak o yıllarda özel olarak kitabını satın alıp okumamıştım.

***

24 Ocak kararlarının mimarı Özal 12 Eylül darbesi sonrasında iktidar olmuş; yerleştirdiği neoliberalizm her alanda memlekette tsunami etkisi yaratmıştı. Zaman içinde burjuva iktisatçılar ve politikacılarınca neoliberal düzenin ülkeleri refaha kavuşturma ve ekonomik krizleri ortadan kaldırma tezi yerle yeksan olmuştu ama bir kere ülkemiz için kapılar ardına kadar açılmıştı. David Harvey’in deyişiyle, “hâkim sınıfların iktidarını pekiştirmeye ve emekçileri daha beter bir sefalete sürükleme pahasına zenginleri daha da zengin etmeye yarayan bu program” ülkemizde etkisini hızla göstermeye başlamıştı. Bir anda burjuva adetlerine bile sahip olmayan görgüsüz yeni zenginler türemiş, yaz günü vizon kürkle gezenler Özal’ın papatyalarına dönüşmüştü. Özal henüz başbakan değilken katıldığı IMF toplantısında ünlü “Euromoney” dergisi, kendisine “Okumaya zaman buluyor musunuz” diye soruyor, “Eskiden zaman bulurdum, şimdi yalnızca Red Kit okuyorum” yanıtı 2 Ekim 1981 tarihli “Cumhuriyet” gazetesinin birinci sayfasına yerleşiyordu. Yalnızca Ret Kit okuyan bir başbakan onca aydının acı çekerek ülkeye kültürel birikimi yerleştirme çabasına bir anlamda nanik yapıyordu. Belki de bu nedenle çizgi roman bende o yaşlarda Özal fanatizminin bir sembolü olarak görünüyo, alerji etkisi yapıyordu. Oysa çizgi romanda dönemin başbakanının bile anlayamayacağı mitolojiden tarihe uzanan göndermeler yer alıyordu. Nitekim yıllar sonra Özal’la tek ortak yanımız Ret Kit’i sevmem oldu.

***

Bütün karalamalara karşın eline çizgi roman almayan yoktur. Bu rafine zevkin tadına varanlar ise kolay kolay vazgeçemez ondan. Çok da kabul görmeyen, anne babalarca dudak bükülen, kimi eğitimciler tarafından görmezden gelinen, “işe yaramaz” olarak nitelendirilen, yatak altlarında, kitap aralarında saklanan çizgi romanın çekim alanına kapılanlar ise onu sahiplendi; imkânsızlıklara rağmen onun için adeta mücadele verdi. Çizgi roman da her defasında kendisini hakir görenlerin boynuna bağladığı yağlı urgandan kurtulmak istercesine, okuru sürükleyici kurmacası, üstün çizerliği, kişileştirmeyi karakter boyutuna taşıyan özgün yanı ve en önemlisi de yarattığı, herkesin ezbere bildiği kült karakterlerle sarsmaya devam etti. Bugün kim ne derse desin modernizmin başlangıcından itibaren kendini teknolojik imkânlarla geliştiren bir sanat dalı haline geldi. Çizerliğin matbaayla birleşip yaygınlaşması başlangıçta değer verilmeyen bu türün değerini sonunda okurun da çabasıyla teslim etti.

***

Aradan yıllar geçti; sınıf arkadaşım Ümit Kireççi ülkemizde çizgi roman denilince ilk akla gelen isimlerden biri oldu. Yaptığı çalışmalarla çizgi romanı yaygınlaştırırken işin pratiğinden; onu derinlemesine incelerken de teorisinden kaçınmadan seslendi hep. Bu hafta sonu da üç yeni kitabıyla okur karşısında çıkıyor. ÇizgiDüşler yayınevince “Ders Kitabı Arasında Çizgi Roman Okuyanlar”, “Çizgi Roman Dili ve Çevirisi” ve “Kağıtta Tiyatro: Çizgi Roman”.

***

“Ders Kitabı Arasında Çizgi Roman Okuyanlar” Naci Aslan’ın deyişiyle, “Karelerden konuşma balonlarına, serüvenlerden ekollere” uzanıyor; “Okuru çizgi romanın özüne götürüyor”. “Çizgi Roman Dili ve Çevirisi” yazılı metinle görsel metinin birlikteliğinden doğan bu özel türün kendine özgü bir dili ve kodlamaları nasıl yarattığını bize örneklerle sunuyor. “Kağıtta Tiyatro: Çizgi Roman” ise akademik anlamda tiyatrocuların şaşkınlıkla okuyacağı derinlikli bir kaynak. Pek çok eserin kurmacasında klasik tiyatro oyunlarından yararlanma noktalarını okura başarılı bir çalışmayla sunuyor.

***

Kadıköy Belediyesi tarafından düzenlenen Çizgi Festival’de bu üç kitap, 21 Eylül Pazar günü saat 16.00’daki Ümit Kireççi’nin imza gününde de okurun beğenisine sunulacak.

Yazarın Son Yazıları

Erhan Gökgücü Ödülleri

Tolstoy’un “Savaş ve Barış” romanında aklımda ellenmeden duran bir bölüm vardır.

Devamını Oku
29.11.2025
Çocuk Mezarlığı

Geçtiğimiz hafta Urfa’da marangoz atölyesinde çalışan bir çocuk işçi cezalandırılmak maksadıyla önce soyuldu.

Devamını Oku
22.11.2025
Evler...

Gülten Akın “Evler” şiirinde dediği, “Odaları şarkı tutan ev/ biri mistik biri güncel biri öyle eski/ pancursuz, yeşile gizli, çekilmiş yarışmalardan, melâli hüzünden ayıran ev/ işte o ev”di bizim ev de...

Devamını Oku
15.11.2025
Bizi Öldürdükleri Yer: İlhan Erdost Mezarlığı

12 Mart’ın hemen sonrası.

Devamını Oku
08.11.2025
Otel odalarında…

Otel odalarında…

Devamını Oku
01.11.2025
Bir Davanın Düşündürdükleri: Toplumsal Cinayet

Golding’in “Sineklerin Tanrısı” romanı, dünyanın en güzel adalarından birinde geçer: Mercan.

Devamını Oku
25.10.2025
Kitabın onurunu korumak

D.H. Lawrance “Kitaplar” adlı denemesinde, “Bir kitap iki kapaklı bir yeraltı kovuğudur. Yalan söylemek için eşi bulunmaz bir yer...” diyor.

Devamını Oku
18.10.2025
Okan Toygar’la Ataol Behramoğlu söyleşisi: ‘Hayatımız Güzeldir’

Yıl: 1983. Tren iki saat kadar rötar yaptığı Kapıkule’den ayrılmak üzere.

Devamını Oku
11.10.2025
Bir kadının hikâyesi

Kardeşim Zeynep Altıok’la birlikte geçtiğimiz haziran ayında Kadıköy Belediyesi’nin katkılarıyla Asım Bezirci üzerine bir panel gerçekleştirmiştik; şimdi de Bezirci için o panelden yola çıkarak hazırlayacağımız bir kitap çalışması için kolları sıvadık.

Devamını Oku
04.10.2025
Dil Derneği’nin Dil Bayramı’nda Yaşar Kemal

“Çocukluğum cennetimdi.” Annemle birlikte Türk Dil Kurumu’nun merdivenlerinden tırmanır...

Devamını Oku
27.09.2025
Çizgi roman denilince...

90’lı yıllarda Ankara’da bir üniversite öğrencisiyken ders çıkışı sınıf arkadaşımla sahafları dolaşırdık.

Devamını Oku
20.09.2025
Hangi 12 Eylül?

Yıllar önce okumuştum Yiğit Bener’in yazdığı “Eksik Taşlar” romanını.

Devamını Oku
13.09.2025
Kültürün demokratikleşmesi için festivallerin yaygınlaşması

Son yıllarda “kültür politikası” üzerine çok sayıda çalışmanın karşımıza çıktığı bir gerçek.

Devamını Oku
06.09.2025
Yanı başımızda oluşan nefret dili

Coetzee’nin çok sevdiğim romanı “Utanç”a, bir “modern diller” hocasının, Cape Town Teknik Üniversitesi’nde “romantik şairler” konulu bir ders verirken öğrencisiyle yaşadığı rahatsızlık verici ilişkiyi sorgulayarak başlarız.

Devamını Oku
30.08.2025
İki deprem: Sındırgı depremi ile siyaset depremi

“Hadi, gelin de dikkatle seyredin bu korkunç yıkıntıları,/ Küllerini şu talihsizin, şu döküntüleri, şu kalıntıları...”

Devamını Oku
16.08.2025
Gazze’de katliam, dünyada ikiyüzlülük

Geçtiğimiz günlerde son on beş yıldır Gazze’ye gönüllü olarak giden İngiliz doktor Nick Maynard’ın İsrail’de devam eden gaddarlığı anlattığı haberler yansıdı basına.

Devamını Oku
02.08.2025
Adalet terazisi

Paris’te bir sonbahar günüydü...

Devamını Oku
26.07.2025
Attila Jozsef dosyası

“Notos” dergi bu ayki sayısında Sevgican Yağcı Aksel’in hazırladığı Attila Jozsef dosyasıyla okurla buluşuyor.

Devamını Oku
19.07.2025
Sivas’tan sonra Rıfat Ilgaz’ı anımsamak...

Sivas’tan sonra Rıfat Ilgaz’ı anımsamak...

Devamını Oku
12.07.2025
Bir yangının külü...

Yanıyoruz. Hem de birer ikişer değil, azar azar değil, biner biner...

Devamını Oku
05.07.2025
Bilimden yana edebiyata doğru

Bizlerin yaşam döngüsü tam otuz iki yıldır ortaçağ karanlığı olarak nitelendirdiğimiz Sivas katliamının yaşandığı o kara günde saklı...

Devamını Oku
28.06.2025
Nükleer savaş dersleri

Bazı kitaplardan bazen bir duygu tohumu, bir im kalır geriye.

Devamını Oku
21.06.2025
Siz Nihat Genç deyin ben abi…

Gökbilimciler, iki yıldızın evrende çarpışmasını “birleşme” olarak yorumlar...

Devamını Oku
14.06.2025
Cezaevi kapısında...

Bugün bayramın ikinci günü. Canımız sıkkın, yüreğimiz buruk. Düşünceleri nedeniyle kırk kilit altına alınanlarla özgürce buluşuncaya kadar tadımız tuzumuz yok!

Devamını Oku
07.06.2025
Sarıyer Edebiyat Günleri

Geçtiğimiz hafta pazar günü Sarıyer Belediyesi’nin düzenlediği “12. Sarıyer Edebiyat Günleri”nde “Öykücülüğümüzün Yüz Yılı” başlıklı bir panelde Sadık Aslankara, Özcan Karabulut, Hürriyet Yaşar’la birlikte konuşmacıydım.

Devamını Oku
31.05.2025
Bir Aydınlanmacı: Refik Ahmet Sevengil

Elimde uzun süredir Cemal Ünlü’nün kaleme aldığı “Söylemenin Vakti Var: Bir Yirminci Yüzyıl Bilgesi: Refik Ahmet Sevengil” kitabı var.

Devamını Oku
24.05.2025
İç sıkıntısı

Umutsuzluk ölümcül sayılabilecek bir hastalıktır. Büyük iç sıkıntıları daha çok geçmişle değil gelecekle ilişkilidir. İnsan geçen günlerden çok gelecek günlere ilişkin kaygı duyar.

Devamını Oku
17.05.2025
Dün, bugün, yarın

Dün, bugün, yarın

Devamını Oku
10.05.2025
Bir ‘örgü’ meselesi

Bir ‘örgü’ meselesi

Devamını Oku
03.05.2025
Yazarın masası

Yazarın masası

Devamını Oku
26.04.2025
Saf kötülüğün karşısında ayakta kalmaya çalışan iyilik

Saf kötülüğün karşısında ayakta kalmaya çalışan iyilik

Devamını Oku
19.04.2025
İyi ki doğdun Ataol Behramoğlu

İyi ki doğdun Ataol Behramoğlu

Devamını Oku
12.04.2025
‘Ödenmeyecek! Ödemiyoruz!’

‘Ödenmeyecek! Ödemiyoruz!’

Devamını Oku
05.04.2025
Hüzünlü bir tiyatro günü

Hüzünlü bir tiyatro günü

Devamını Oku
29.03.2025
Onur mücadelesi

Onur mücadelesi

Devamını Oku
22.03.2025
Başka bir sağlık sistemi mümkün

Başka bir sağlık sistemi mümkün

Devamını Oku
15.03.2025
‘Kadınlar da Vardır’

‘Kadınlar da Vardır’

Devamını Oku
08.03.2025
İç dökümü

İç dökümü

Devamını Oku
01.03.2025
Kral Çıplak

Kral Çıplak

Devamını Oku
22.02.2025
Saklı bir tarih: ‘Ankara Öykü Günleri’

Saklı bir tarih: ‘Ankara Öykü Günleri’

Devamını Oku
15.02.2025