• Soru: SGK’ye özel açılmış üniversite bölümünde yetişmiş gençleriz. İki yıldır atama bekliyoruz. Çalışmak ve SGK’nin yükünü hafifletmek üzere 3004-önlisans sosyal güvenlik bölümü mezunları olarak atanmayı bekliyoruz. Bu talebimizi benim gibi yüzlerce mezun genç adına yazıyorum. Sesimizi duyurur musunuz? Erten R.

Sosyal güvenlik mevzuatı, gerek kapsamı gerekse çok sık değişen kanunlarıyla takibi ve uygulaması gayet zor bir alan. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) çalışanları, mevzuat bilgisi yönüyle en donanımlı devlet memurlarından biri. Sosyal güvenlik alanında yetişmiş insan sayısı az olduğu gibi, bir personelin mevzuat yönüyle yetişme süresi en az 2 yıl. SGK rutinde iş yoğunluğu en fazla olan kamu kurumlarının başında geliyor. Bunun yanı sıra 3600 ek gösterge düzenlemesi, emeklilikte yaşa takılanlar ve sürekli çıkan yapılandırma kanunları ile artan iş yükü nedeniyle daha çok donanımlı personele ihtiyaç duyuyor. Ülkemizde bazı üniversitelerin “sosyal güvenlik” bölümleri var ve bu bölümlerde önlisans eğitimi veriliyor. Sosyal güvenlik bölümlerinden mezun olan gençler aslında SGK’de çalışmak üzere yetiştiriliyor. Dolayısıyla sosyal güvenlik temel bilgilerine sahip personelin kuruma alınması büyük önem taşıyor. Sosyal güvenlik bölümü mezunları SGK’ye kendi bölüm mezunları yerine çok sayıda işletme veya büro yönetimi önlisans mezunlarının alınmasına itiraz ediyorlar. 3004-nitelik kodundan SGK’ye atanmak istiyorlar. Almış oldukları sosyal güvenlik hukuku dersinin içeriğinde bugün ülkemizde uygulanmakta olan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ayrıntılı olarak yer alıyor. Dolayısıyla, teoride sosyal güvenlik mevzuatında yetişmiş bu donanımlı gençler, merkezi atamalarda 3004-nitelik koduna daha fazla kadro verilmesini ve SGK’ye atanmayı istiyor. SGK’nin özellikle son günlerde yaklaşık 2 milyon EYT’linin aylık bağlama işlemlerini, gerek en kısa sürede gerekse bağlanan aylıkların doğru olması yönünden herhangi bir mağduriyete meydan vermeden tamamlaması için uzman personele çok ihtiyacı var. Bu nedenle, merkezi atamalarda sosyal güvenlik bölümü mezunlarına daha çok kadro verilerek bunların atanması, hem bu gençlerin mezun oldukları alanda çalışmalarına hem de SGK’nin yoğun iş yükünün kısa sürede eritilmesinde etkili olacaktır. Sayın Bakan Vedat Bilgin, bu gençlerin haklı taleplerini duymak gerekiyor.

KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ VE NAKDİ ÜCRET DESTEĞİ ALANLARIN EMEKLİLİK PRİMLERİ ÖDENİR Mİ?

• Soru: Eski bir EYT’li yeni EPT’liyim. Pandemi döneminde kısa çalışma ödeneği alan çalışanların EYT’de eksik prim günlerini tamamlayabilmesine yönelik ocak ayında Meclis’ten bir kanunun geçtiği ve SGK’nin genelge yayımlamasının beklendiğini biliyorum. Konuyla ilgili bir gelişme var mı? Tarık S.

2020-2021 pandemi döneminde işverenlerin işten çıkarma yapmamaları için 4447 sayılı kanun kapsamında kısa çalışma ödeneği (KÇÖ), bu haktan yararlanamayanlardan, iş sözleşmesi feshedilip işsizlik ödeneği alamayanlara yönelik olarak da nakdi ücret desteği (NÜD) uygulaması yapıldı. Kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteğinden yararlanan sigortalılar için İŞKUR tarafından emeklilik (malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası) primi ödenmeyip sadece genel sağlık sigortası primi ödendi.

13/1/2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7431 sayılı kanunla KÇÖ veya NÜD’den yersiz yararlanmış işverenlere, kuruma yapacakları başvurunun ardından üç aylık süre içinde yersiz yararlandıkları dönemlere ilişkin muhtasar ve prim hizmet beyannamelerini idari para cezası uygulanmaksızın vermelerine, muhteviyatı prim tutarlarını da gecikme zammı uygulanmaksızın ödemelerine imkân sağlandı. Dolayısıyla yapılan yasal düzenleme, KÇÖ ve NÜD’den yararlanan sigortalılara, ödenek ve destekten yararlandıkları sürede ödenmeyen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primlerini borçlanarak hizmet kazanmalarına imkân vermedi. İşçisini fiilen çalıştırmasına rağmen, KÇÖ veya NÜD kapsamında bildirim yaptığı tespit edilen işverenlerin, beyannamelerini cezasız verip primlerini faizsiz ödemelerine olanak sağladı. Anılan kanunla 5510 sayılı kanuna eklenen geçici 94. maddenin ikinci fıkrasında, uygulamanın usul ve esaslarının kurumca belirleneceği öngörülmüş olmasına rağmen konuyla ilgili henüz bir genelge yayımlanmadı.