AKP’nin Faizle Bitmeyen İmtihanı - Selim SOMÇAĞ
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

AKP’nin Faizle Bitmeyen İmtihanı - Selim SOMÇAĞ

23.03.2021 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın görevden alınmasıyla Türkiye 21 ay içinde dördüncü merkez bankası başkanını gördü. Çok teknik bir görev yapan Merkez Bankası başkanları, önceden belirlenmiş bir süre için göreve gelirler. Bu süre dolmadan görevden ayrılmalarına rastlanmaz. Türkiyenin 21 ayda dördüncü Merkez Bankası Başkanıyla tanışması, Merkez Bankasında, daha doğrusu AKPnin ekonomi yönetiminde ciddi sorunlar olduğunu gösteriyor.

Bu çalkantılı gidişin ekonomi ve dış politika boyutları var. Ekonomideki temel sorun, büyüme ve istihdam artışını sanayileşme ve kalkınma üzerinden sağlamayı hedefleyen, dış kaynağı ithalat finansmanında kullanan geleneksel ekonomik modelin AKP döneminde terk edilerek dış kaynağın hane halkının tüketimine ve inşaat-altyapı yatırımlarına yönlendirilmesine dayalı büyüme modeline geçilmesidir.

SÜREÇ NASIL BAŞLADI?

AKPnin iktidara gelmesinden kısa süre sonra FEDin (ABD Merkez Bankası), ABD halkının konut kredisine ulaşma şartlarını kolaylaştırmasıyla birlikte ortaya çıkan küresel kredi bolluğu sayesinde ilk başta bu modelle yüksek büyüme hızları yakalandı.

Bu arada cari işlemler hesabı rekor düzeyde açıklar verse de döviz kurları üzerinde baskı oluşmadı. Türk ekonomisinin bu vur patlasın” dönemi, ABD konut piyasasında oluşan balonun 2008 sonbaharında patlamasıyla sona erdi. Dünya genel bir finansal sistem çöküşünün eşiğine gelirken, TL dolara karşı, 6 ayda yüzde 45 değer kaybetti.  Türk ekonomisi daraldı. Hem AKP hem finans camiası, Türk ekonomisinin ne kadar kırılgan bir yapıya büründüğünü gördü.

2008 krizi sonrasında, küresel likidite bolluğu FED ve diğer büyük merkez bankalarının doğrudan para basmaya başlamalarıyla sürdü. Bu rüzgâr Türk ekonomisinin yelkenlerini yeniden şişirdi. Türkiye 2010-2013 döneminde yeniden yüksek büyüme oranlarına ulaşabildi. Ne var ki FEDin bu stratejisi 2012de emtia fiyatlarında büyük artışa yol açtı.

Bu yüzden FED 2013te parasal genişlemede frene basma işareti verdi. Hem Türk ekonomisinin küresel likidite daralmasına karşı ne kadar hassas olduğu 2008de görüldüğünden, hem de AKP iktidarının ilk 10 yılında Türkiyenin dış borcu 130 milyar dolardan 370 milyar dolara yükseldiğinden, FEDin bu sinyali, Türkiyeye derhal sıcak para çıkışı ve devalüasyon olarak yansıdı. Böylece TL bugüne dek süren uzatmalı devalüasyon sürecine girdi.

RİSKLİ YOL TERCİHİ

1994 ve 2001deki devalüasyonlar ihracatın ve ithal ikamesinin artmasını sağlamıştı. Ekonomi kısa bir şokun ardından dış dengesini sağlayarak yola devam edebilmişti. Ne var ki 2003-2008 arasında yerli sanayi ürünü fiyatları yılda ortalama yüzde 11 artarken, döviz kurları hemen hiç artmadığından, bu dönemde çok sayıda sanayi işletmesi dış rekabet yüzünden tasfiye oldu.

Ayakta kalanların ise ithal girdi oranı çok yükseldi. Bu yüzden 2013te başlayan devalüasyon dalgalarından sonra, ekonomi dış açığını kapatarak büyüyemedi.

Kurlar ne kadar yükselirse yükselsin, ekonomi sadece iç taleple büyüyebiliyor, iç talep de ancak ucuz krediyle artırılabiliyordu.

Fakat bu yolla sağlanan büyüme, ithalatı patlatıyor, cari açığı riskli noktalara taşıyordu. Cari açığın yükselmesi ise sermaye kaçışına, dolayısıyla devalüasyona yol açıyordu.

KRİZE ZEMİN HAZIRLANDI

Bu şekilde TL 2013-2020 arasında hemen her yıl devalüasyon dalgasına maruz kaldı. Bu dalgalar dolar kurunu 1.79dan 8.56ya kadar yükseltti. Enflasyonu tek hanelerden önce yüzde 10lara (2017), sonra yüzde 20lere (2018) taşıdı. Enflasyon hedeflemesi yapan Merkez Bankası bu gidişata politika faizini yükselterek cevap verdi.

Merkez Bankası’nın bankalara sağladığı fonlamanın faizi 2013-2018 arasında yüzde 5ten yüzde 24e yükseldi. Bu da ekonomiyi 2019da durma noktasına getirdi.

Bunun üzerine Temmuz 2019da Merkez Bankası başkanlığında 2. yılını henüz doldurmuş olan Murat Çetinkaya görevden alındı. Yerine Murat Uysal atandı. Çetinkayanın şok faiz artışlarıyla kontrol altına aldığı enflasyon, Kasım 2019da yeniden yükselişe geçtiği halde, Uysal Mayıs 2020ye dek politika faizini indirmeyi sürdürdü.

Böylece bankaların kredi maliyetini düşürerek kredi hacminin tırmanmasına zemin hazırladı. Bu da 2019da fazlaya dönmüş olan cari hesabın, 2020de yeniden büyük açık vermesine yol açtı. Sonuçta dolar kuru 8 TLyi aştı.

TEK ETKEN YOK

AKP dövizdeki yükselişten ürkse de Uysal’ın sonunu, ABDdeki başkanlık seçimini Türkiye karşıtlığını gizlemeyen Biden’ın kazanması getirdi. Türkiyeyle ABD arasında iplerin gerileceğini öngören hükümet, gerginlikten dolayı dövizin kopup gitmemesi için  Merkez Bankası’nın başına, yabancı yatırımcıyı rahatlatmak misyonuyla eski Maliye Bakanı Naci Ağbal’ı atadı.

bal 10.25te bulduğu politika faizini, 4 ay içinde 19a yükselterek kur artışını frenledi. Fakat böylelikle ekonominin büyümesine takoz koydu.

Dolayısıyla Ağbal’ın 5. ayını doldurmadan görevden alınması yerine düşük faiz politikasına geri dönmesi beklenen Şahap Kavcıoğlunun atanması, yalnızca AKPnin ekonomik büyümeden vazgeçememesiyle açıklanamaz. Karar aynı zamanda küresel finans sermayesine yüksek faiz ödeyerek ABDyle uzlaşma arayışından vazgeçişi de ifade ediyor. O nedenle karar ABDnin Türkiyedeki yumuşak güç alanlarından olan Boğaziçi Üniversitesine ABDnin istemediği bir rektörün atanmasıyla, HDPye kapatma davası açılmasıyla, bir AB inisiyatifi olan İstanbul Sözleşmesinden çıkılmasıyla birlikte okunmalıdır.     

SELİM SOMÇAĞ

EKONOMİST

Yazarın Son Yazıları

Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma Okan Toygar’ın - Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025