Özdemir İnce

Aynur Doğan büyük bir şarkıcıdır

29 Mayıs 2022 Pazar

Bu karmaşık alanda ilk kez yazıyorum. Aynur Doğan’ı bir konserinin, Kürtçe şarkı ve türkü söylemesi yüzünden yasaklanması dolayısıyla tanıdım. Otantik söylenirse halk türkülerini severim. Alaturka müzikle başım hoş değildir. Ama Mağrip’in “rai” müziğini çok severim. Bazı Mısırlı (Ümmü Gülsüm, hem opera hem hafif müzik söyleyen muhteşem Fatma Said) ve Lübnanlı (Feyruz) şarkıcıları severim. Şarkı söylemesi birkaç yerde yasaklanan Aynur Doğan da bu türden bir şarkıcı. Yunan şarkıcılardan (Margarita Zorbala, Meidad Halevi, Petros Pandis, Maria Faranduri) hiç de aşağı değildir. Kısacası dünya düzeyinde bir şarkıcı ve türkücü.

YouTube’da bir görüntüsünün altına “Aynur Doğan şarkıcı değil sanatçıdır” diye yazmışlar. Giderek sefilleşen Türkçenin bir zavallı hali.

Şimdi beni dikkatle okuyun: Uygar ülkelerde sanatçı (yani “artist”) sıfatı bakın kimler için kullanılır:

- Bir güzel sanatlar dalında (resim, heykel, mimarlık, müzik ve şiir) üst düzeyde yapıt üreten kişiler için kullanılır. Özellikle de ressamlar ve heykeltıraşlar için.

- Güzellik duygusuna sahip ve bir sanat yapıtı üreten kişi için. “Sanatçı duyarlığı.”

- Tiyatro, sinema, müzik ya da koreografik yapıtları yorumlayan kişi için. Dramatik sanatçı.

Yani sanatçılık bir güzel sanat dalında ürün veren birinin adı değildir, bir sıfattır. Yani Aynur Doğan şarkıcı (singer, şantöz) olduğu için sanatçıdır; eğer şarkıcı olmasaydı sanatçı olamazdı. Ancaaak her şarkıcı sanatçı değildir, özgün ve üst düzeyde “kendisi” olmalıdır. Opera şarkıcılarına (soprano, mezzo soprano, alto; tenor, bariton, bas) eğitimleri gereği sanatçı denir.

Aynur Doğan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Kimliğini ve pasaportunu Cumhuriyet devleti vermiştir. Köken ve etnisite bireysel bir tercih değildir, aileden gelir. Ancak bilimsel olarak yüzde yüz bir Türk, Kürt ya da Ermeni yoktur. Üçünde de öteki ikisinin parçası vardır. Aranızdan biri gidip bir gen testi yaptırsın, hiç beklenmeyen genlere (Arnavut, İberik, Norveç, Grek, İspanyol, İtalyan, Balkarlı, Kabartay, Kumuk, Osetya, Gürcü, Yahudi, Arap vb.) rastlanır. Bilimsel olarak insan vücudunda herhangi bir etnisiteye ait özel bir organ ve salgı bezi yoktur. Bazı dış görünüşler, giyim kuşam, bazı tuhaf gelenekler ve dil onun kökeni hakkında ipuçları verebilir ama kesin bir ölçü olamaz. Aynur Doğan’ı, Fatma Said’i, Margarita Zorbala’yı yan yana koy ve kökenlerini bilirkişiye sor, ne cevap alacaksın? Alamazsın.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları istedikleri dilde edebiyat yapıtı yazabilirler ve yayımlayabilirler, istedikleri dilde şarkı söyleyebilirler, istedikleri dilde oyun yazabilirler, sahneleyebilirler, sinema filmi yapabilirler. İstedikleri dili öğrenebilirler. Ancak Lozan’ın verdiği haklar dışında ilkokuldan üniversiteye anadilde öğrenim yapamazlar. Bu konuda bilgi sahibi olmak isteyenlere benim Türkiye’nin Sırat Köprüsü Açılım Masalı’nı (Tekin Yayınları, 2015) okumalarını tavsiye ederim. Serinkanlı ve adil bir bilgi kitabıdır.

Birleşmiş Milletler kararına göre her birey anadilinde konuşmak, yazmak ve üretmek hakkına sahiptir. Avrupa Birliği’nin 26 Temmuz 2000 tarihli “Türkiye İçin Katılım Ortaklığı Belgesi”sinin “Orta Vadeli Öncelikler” bölümünde “Siyasi Ölçütler” başlığı altında şöyle yazar:

“Kültürel çeşitliliğin sağlanması ve kökenlerine bakılmaksızın tüm vatandaşların kültürel haklarının güvence altına alınması. Bu hakların kullanılmasını engelleyen her türlü yasal hüküm -eğitim alanındakiler de dahil olmak üzere- kaldırılmalıdır.”

Aynur Doğan’ın Kürtçe şarkı söylemesinin engellenmesi Türkiye’nin AB’ye alınması konusunda bir engeldir. Birleşmiş Milletler ve AB koruması var, üstelik herhangi bir hukuki engel yok! Melek Mosso’nun yasaklanması da kadın düşmanı kültürel faşizmdir. Suçtur!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları