R.T. Erdoğan’dan sonra Türkiye’nin ikinci sorunu sanki (kimilerine göre iktidarın gözdelerinden biri olan) holding sahibi Mehmet Cengiz. “Gözü doymazcasına bir şeyler istiyor ve iktidar ne isterse veriyor” diyorlar.
24 Ağustos 2025 tarihli Cumhuriyet’in üçüncü sayfasında Şeyda Öztürk imzalı ironik bir manşet: “Cengiz ‘yeşil’e doymadı.” “Boyabat’taki ormanlık alanda yapılacak proje 897 hektarda etkili olacak. Projeye ilişkin inceleme değerlendirme komisyonu 22 Ekim’de Ankara’daki toplantıda kararını verecek.”
“İktidarın gözde iş insanlarından Mehmet Cengiz’in şirketi Eti Bakır’ın Sinop Boyabat’taki projesi sona yaklaştı. Cengiz’in ihaleyle aldığı alanda yapmak istediği bakır ocağı için Çevre, Şehircilik Bakanlığı değerlendirme komisyonu (İDK) tarihini açıkladı. Ankara’da 22 Ekim’de yapılacak toplantının ardından onay aşaması tamamlanacak.”
Bir başka haber: “Cengiz İnşaat’ın Cennet Koy’daki villa ve rezidans inşaatının genişletilmesine onay: İktidara yakınlığıyla bilinen Mehmet Cengiz’in şirketi Cengiz İnşaat, Cennet Koyu’nda yapmak istediği otel projesi için kapasite artışına onay aldı.”
Bir başka haber: “AKP iktidarın yakınlığıyla bilinen Mehmet Cengiz’in şirketi Cengiz İnşaat, Muğla Bodrum’daki Cennet Koyu’nda yapımına başladığı otelin kapasite artışına da onay aldı.”
Yine Cumhuriyet’in haberine göre kamu ihalelerinde adını sıkça duyuran Mehmet Cengiz’in şirketi Cengiz Holding’e bağlı Cengiz İnşaat, Bodrum’daki “doğal sit-sürdürülebilir koruma ve kontrollü alan” ilan edilen Cennet Koyu’nda yapmak istediği otel projesi için çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) sürecini Ekim 2022’de başlatmıştı. Çevre savunucuları ve yurttaşların tüm itirazlarına karşın projeye Aralık 2022’de “ÇED gerekli değildir” kararı verilmişti. Bunun ardından Bodrum Belediyesi, Cengiz’e verilen ruhsatın iptal edildiğini açıkladı. Ancak 678 bin metrekarelik araziyi Özelleştirme İdaresi’nden satın alan Cengiz İnşaat, Bodrum Belediyesi’nin ruhsatı iptal etmesini mahkemeye taşıdı. Muğla İdare Mahkemesi ise ruhsat iptaline yürütmeyi durdurma kararı verdi. Kararın ardından alanda geçici inşaat kampı kuran şirket, turizm sezonu nedeniyle çalışmalarına ara vermişti.
“Sezonun bitmesinin ardından alanda çalışmaya tekrar başlayan şirkete, yaşam savunucuları karşı çıktı. Yapılan tüm mücadele çağrılarına karşın şirket, halihazırda korunması gereken alanda 101 apart oda ve 83 suit oda olmak üzere toplam 184 odalık projeye başlanmışken şirket kapasite artışı talep etti. Yeni proje tanıtım dosyasına (PTD) göre 658 milyon 436 bin TL değer biçilen projeyle beraber alanda inşa edilecek birim sayısı 186’ya çıkarıldı. Bu artışla birlikte 440 kişinin konaklayacağı turistik tesisin 556 kişilik kapasiteye çıkarılması istendi.”
“Muğla Valiliği, Cengiz’in kıyım projesine onay verildiğini açıkladı. Yapılan açıklamada, ‘Bakanlığımıza sunulan PTD incelenmiş ve değerlendirilmiştir. ÇED Yönetmeliği’nin 17. maddesi gereğince Turizm Konaklama Tesisi Kapasite Artışı Projesi’ne valiliğimizce ‘Çevresel etki değerlendirmesi gerekli değildir’ kararı verilmiştir’ denildi.”
Bir başka haber: “Cengiz Holding’in Ankara Polatlı’da tarım arazilerini yok edeceği proje onaylandı.”
Cengiz Holding istiyor, iktidar ossat izinnameyi sunuyor. İsteyenin bir yüzü vermeyenin iki yüzü misali.
Madencilik; doğa, insan, hayvan ve bitki düşmanı bir meslek. Yapılan kazılar doğanın yapısını bozuyor. Madeni çıkarmak için binlerce ağaç kesiliyor. Yeryüzü cascavlak kalıyor. Otlar bile yok ediliyor. Irak’taki Mezopotamya Ovası dışında, yeryüzü bilemedin 2 cm30 cm kalınlığında toprak. Milyarlarca yılda oluşan toprak ancak bu kadar. Alt yanı silme kaya. Maden arama işi bittiği zaman geriye sadece çıplak kayalar kalıyor. Hayvanlar aleminden herhangi bir canlının yaşaması olanaksız.
Hükümetin işletme izni verdiği madenlerin tamamı bizim yani halkın. Hükümet halkın malını çalarcasına bir vatandaşa ya da şirkete veriyor. Şirket bundan para kazanıyor. Vergi vermek insafına kalmış. Üstelik çalıştırdığı işçilere yeterince ücret vermiyor.
Kafam en çok değerli maden (altın, gümüş) madenciliğine bozuluyor.
“3213 sayılı Maden Kanunu’na ekli (3) sayılı tablo kapsamında dördüncü grup madenlerden altın ve gümüş için belirlenen devlet hakkı oranlarının yüzde 25 artırımlı olarak uygulanmasına, adı geçen kanunun 14’üncü maddesi gereğince karar verilmiştir.”
3213 sayılı Maden Kanunu’nda devlet hakkının ocaktan çıkarılan madenin ocak başındaki fiyatından alındığı belirtiliyor.
Yasaya göre altın, gümüş, platin, bakır, kurşun, çinko, krom, alüminyum ve uranyum oksitten alınan devlet hakkı yüzde 1 ile yüzde 15 arasında değişiyor.
Gülünç! Kime kızacaksın: Kadı’nın meselesi!