Özdemir İnce

Türban, İslamcılığın siyasal silahıdır

28 Kasım 2021 Pazar

R.T. Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu’na “Sen önce benim bu başörtülü kızlarımdan, bacılarımdan git helallik dile” demiş

Bir önceki yazımda, o kızların başındaki şeyin geleneksel başörtüsü olmayıp İslamcılığın evrensel simgesi TÜRBAN olduğunu yazmıştım. Abdelwahab Meddeb’den yaptığım alıntıyı buraya da taşıyacağım:

“Geleneksel başörtüden ideolojik başörtüsüne geçildi. Daha önce Pakistan’daki, Hindistan’daki başörtüsü sariye benziyordu. Fas’taki ise cebellaya benziyordu. İkisinin arasında bir benzerlik yoktu. Bugün, başörtüsü -ya da hicap- Endonezya’dan Paris’e, İstanbul’a kadar aynı: Türban yani. Geleneksel başörtüsü ile hiçbir ilişkisi yok, her yerde siyasal İslamın simgesi oldu. Evrensel amaçlı bir üniforma oldu. Henüz kazanamadı ama Müslümanın aklı (mantığı) İslamcılığın etkisine girdi. Böyle bir etki son derece tehlikelidir.”(*)

İslamcıların ideolojik simgesi türban, Türkiye’de başarılı oldu ve bu, Erdoğan iktidarının ülkemizdeki tek başarısıdır. Gariban genç kızları kullanarak yalan, şantaj, rüşvet ve parayla kazandı. Türbanın dinsel hiçbir dayanağı yoktur. Abrakadabra vardır. Bu konuda onlarca yazı yazdım ve Nur Suresi 31. Ayet’in türban için kanıt olamayacağını kanıtladım. Ne Diyanet İşleri’nin ne de din ulemasının sesi çıktı!

***

Muhammed bin Hamza’nın 15. yüzyılın başlarında yaptığı çeviri (Kültür Bakanlığı Yayınları, 1976) şöyle:

“Dakı eyit mu’mine avratlara; Örtsünler gözlerinin bir nicesin, dakı saklasınlar ferçlerini. Dakı göstermesinler bezeklerini... Dakı bıraksunlar derinceklerini göncükleri üzre...” (24:31)

FERÇ: Kadının ve erkeğin avret mahalli (cinsel organı). 

DERİNCEK: Başörtüsü.

GÖNCÜK: Yaka.

Günümüz Türkçesi ile anlam: “Ve söyle inanan kadınlara: Gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar ve saklasınlar cinsel organlarını. Ve göstermesinler zinetlerini (süslerini)... Ve yakaları (göğüsleri) üzerine bıraksınlar (indirsinler) başörtülerini...”

Ayet (24:31) “Söyle Müslüman kadınlara başlarını örtsünler” demiyor, “Başlarındaki örtüyü göğüslerine indirsinler” diyor. Çünkü, o yıllarda Arabistan kadınlarının memeleri çıplak, ortada, örtme töresi yok. Ama o dönemde putatapar Arap, Hırıstiyan, Musevi ve kim varsa hepsinin başında binlerce yıldır bir örtü var. Adı: HIMAR!

Nur Suresi 31. Ayet: Kadınların başlarındaki HIMAR ile çıplak göğüslerini örtmelerini buyuruyor. Başka bir şey değil! Günümüzde Müslüman kadınların göğüsleri çıplak değil, çoğu sutijen gorj kullanıyor. Bir dönemin yalancı ya da yalanla kandırılmış, militan kadınlarından, Kılıçdaroğlu neden helallik istesin, neden özür dilesin? Tam tersine yalana kandıkları, dinlerini bilmedikleri için onlar Kılıçdaroğlu’ndan helallik istesinler.

***

Nur Suresi 31. Ayet’in yabancı dillerde çevirileri:

İtalyanca: “E di alle credenti che abbassino gli sguardi e custodiscano le loro vergogne e non mostrino troppo le loro parti belle, eccetto quel che di fuori appare, e si coprano i seni d’un velo e non mostrino le loro parti belle altro che...” (il Corano, Çev: Alessandro Bausani, Fabbri Editori, 1997; Rizzoli Editori, 1999)

Arapça ve İslam bilgisiyle saygınlık kazanmış olan A. Bausani ayeti “...e si coprano i seni d’un velo..” bölümünü “...ve memelerini bir örtü ile kapatsınlar...” şeklinde çevirmiş.

İngilizce: “Tell the believing women to lower their eyes, guard their private part... and cover their bosoms with their veils...” (24:31. Ahmed Ali, Princeton University Press)

Fransızca: “Dis aux croyantes: de rabattre leurs voiles sur leurs poitrines.” (Sourate XXXIV, La Lumière, 31. verset)

Ve Arapçası: “Ve kul lil mu’minâti yagdudne min ebsârihinne ve yahfazne furûcehunne, ve lâ yubdîne zînetehunneillâ mâ zahera minhâ, vel yadribne bi humurihinne alâ cuyûbihinne...”

“Cuyub” kelimesi, “hımar” (örtmek) kelimesi ile kullanıldığı zaman “bihumûrihinne ala cuyubihinne” başını örtmek değil, “göğsünün üzerini örtmek” anlamına gelmektedir.

***

Kuran’a ihanet eden bir sapkınlık, utanmazlık, rezillik; kadınları şirretçe baskı altına almış, yoksul öğrencileri parayla!!! Ne yazık ki din kendini koruyamıyor, “Ulan nedir bu yaptığınız!” diyerek İslamcı bezirgânların üzerine sille tokat yürüyemiyor.

R.T. Erdoğan’ın özel fetvacısı Hayrettin Karaman’ın bu yazımı yerden yere vurmasını (!) bekliyorum!


(*) La Plus Belle Histoire de la liberté, Edition du Seuil, 2009, s.126-127.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Din ve vicdan hürriyeti 13 Aralık 2024
Üst kimlik olarak İslam 10 Aralık 2024
Yandaş hakem 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları