2013 yılı için fiyat artış hızı, TÜFE bazında yıl sonu 12 aylık dönem itibarıyla yüzde 5.3 olarak hedeflenmişti. Ancak bu hedefin tutturulamayacağı yılbaşından beri belli idi. Nitekim yıl içinde fiyatlardaki gelişmeler, hedefin gerçekçi olmadığını kanıtladı. Bunun üzerine orta vadeli programda (OVP) 2013 yılı fiyat artış hızı (enflasyon) hedefi yüzde 6.8 olarak düzeltildi, revize edildi. TCMB Başkanı Sayın Erdem Başçı da fiyat artış hızı hedef değişikliğini yüzde 6.8 olarak doğruladı. Şimdi soru, revize edilen, düzeltilen hedef 2013 yılında gerçekleşebilir mi? Ardından 2014 yılında yıllık fiyat artış hızı yüzde 5 düzeyine doğru yavaşlar mı, evrilir mi?
Tahminlerde, öngörülerde bulunurken gelişmeleri etkileyebilecek makro ve mikro etkenleri, değişkenleri, bunun yanı sıra geçmiş dönem istatistiklerini gözönünde bulundurmak gerekir.
Döviz kurundaki yükseliş ile finansman maliyetlerindeki artışın bir zaman aralığı ile fiyatlara yansıması beklenir. İktisatta yeni Keynesgil akım, makro olaylar, gelişmeler açıklanırken, mikro değişkenlerin de firmaların tutumlarının da dikkate alınması gereğini ortaya koymuştur. Firmaların tutumları, politikaları dikkate alındığında iktisadi analize yeni giren kavramlardan biri de fiyat yapışkanlığıdır. (Price stickiness)
Fiyatlar niçin kısa vadede yapışkandır, zaman aralıkları ile değişirler? Bunun nedenlerini açıklamaya çalışayım. Kısa aralıklarla fiyat değiştirmenin, fiyat artışının tüketicilerde doğurduğu tepki dışında, menü maliyeti olarak ifade edilen maliyeti vardır. Fiyat kataloglarını değiştireceksiniz, yeni fiyat listeleri yayımlayacaksınız, bilgilendirme amaçlı reklam yapacaksınız. Tüm bunların maliyeti vardır. Sık fiyat değiştirmenin bu tür maliyetleri, menü maliyeti kavramı ile ifade edilmektedir.
Günümüzde yaygın piyasa yapısı, oligopol piyasasıdır. Oligopol piyasasının özelliği, sınırlı sayıda üreticinin, fiyat, üretim hatta reklam politikalarını belirlerken, rakiplerin tepkilerini, reaksiyonlarını göz önünde bulundurmaları gereğidir. Oligopol piyasasında fiyat oluşum modelleri arasında Sweezy ve Stackelberg modelleri, bu tür piyasalarda fiyat yapışkanlığını açıklamaktadır. Fiyatınızı yükselttiğiniz zaman rakiplerin sizi izlemeyeceğini, buna karşı fiyat indirimi yaptığınızda rakiplerin sizi izleyeceğini, bu şekilde satışlarınızı, pazar payınızı artıramayacağınızı öngörüyorsanız, fiyatlarınızı değiştirmezsiniz (Sweezy modeli, kırık talep eğrisi). Rakiplerle boğaz kesen rekabete girişeceğinize, fiyatlandırmada lider konumundaki firmayı izliyorsanız (Stackelberg modeli) bu yaklaşımda kısa dönemli fiyat istikrarı, fiyat yapışkanlığı yaratır.
Firmalar, yıl sonlarına doğru, gelecek yeni yıla ilişkin plan, program ve bütçelerini hazırlar, politikalarını belirlerken döviz sepeti 2.07’den 2.37’ye yükselmiş, kurlar kısa sürede yüzde 15.0’e yakın artış göstermiştir. Firmalar fiyatlandırmada ister maliyet artı yöntemini uygulasınlar, ister fiyatları marjinal maliyetlerine göre ayarlasınlar yakın bir gelecek için fiyat artışı beklemek gerekir.
Aylık fiyat artış hızını hesaplarken, ilgili ayın fiyat endeksini, bir önceki yılın aynı ayının fiyat endeksine oranlıyoruz. Aritmetiğin bir özelliği payda küçük ise oran artış hızı yüksek, payda büyük ise oran artış hızı düşük hesaplanıyor. Bu da iktisatta baz etkisi (base effect) olarak ifade ediliyor. Bu bağlamda geçen yılın kasım ve aralık aylarında TÜFE bazlı fiyat artışlarına bakıldığında aylık fiyat artışlarının yüzde 0.38 düzeyinde olduğunu görüyoruz. Bu nedenle bu yıl baz etkisi yüksek olacaktır.
2013 yılı enflasyon hedefi, yüzde 30.0’a yakın bir artışla yüzde 6.8 olarak revize edildi. Ancak yukarıdaki çözümleme geçerli ise, bu yılın fiyat artış hızı yüzde 6.8’in üstünde gerçekleşecektir. Gelecek üç ayın verileri, revize hedefin de gerçekleşip gerçekleşemeyeceğini ortaya koyacaktır.
Fiyat Artış Hızı Tahmini
Yazarın Son Yazıları
Terör, bir iktidarı, bir gücü zorla kabul ettirmek amacıyla sistemli şekilde şiddet kullanma, yıldırma, korkutma, tedhiştir.
Enflasyon, en yalın tanımıyla arztalep dengesizliği nedeniyle fiyatların yükselme sürecidir.
Kuvayı Milliye, Milli Mücadele, bağımsızlık savaşımıyla eşanlı din motifli dış destekli karşı hareket başlamıştır.
Sosyal demorasi, halkın katılımıyla sosyal refahı, gönenci ençoklama; halkın egemenliği, özgürleşmesi amaçlı siyasal düzendir.
Kolonyalizm, sömürgecilik bir devletin kendi sınırları dışındaki ülkeler üzerinde hegemonya, egemenlik kurarak ideolojik, kültürel, siyasal, ekonomik baskılarla siyasal, ekonomik çıkar sağlamasıdır.
Ödemeler dengesinde “net hata noksan” kalemi...
Başlık Halkın Haberi renkli sunucusu Ekrem Açıkel’den esinleme; ama fikir Montaigne “Halk doğru olan çok şeyi bilmemeli; yanlış olan çok şeye inanmalıdır”.
Korku kültürü, bireyin; özgüvenini yitirmesine, söyleneni yapmasına, özgürce seçimini önlemeye, özsaygısından yoksunlaştırmaya, değersizleştirilmesine yöneliktir.
Trump’ın büyükelçi Barrack’a “Erdoğan’a meşruiyet verelim” talimatı, meşruiyet tartışmasına yol açtı.
Bilgilendirmede amaç, kamuoyunu aydınlatma, bilgi eksikliğini, oluşan veya oluşturulmak istenen bilgi kirliliğini gidermektir.
İttifak, tek taraflı irade beyanı ile gerçekleşmez.
Planlı kalkınma
Önerilerde bulunurken geçmişte yaşanan olaylardan, deneyimlerden ders alarak gelecekte olabilecek kötü gelişmelerden kaçınmak, uyarıda bulunmak gerekir.
Planlanan, vaat edilen büyük işlerden, söylemlerdense yapılan ufak işler daha yararlıdır.
Çözüm için soruna doğru tanı koymak, amacı belirlemek, süreci amaç doğrultusunda ilerletmek gerekir.
Ekonomi politikasının ana amaçlarından biri de gelirin yeniden dağılımı, dağılımın eşitlikçi yöne evrilmesidir.
Barışçıl, eşitlikçi, gönenç düzeyi yüksek, doğası, çevresi korunmuş bir kürede yaşamak olanaklı ve hedeflenmiş iken savaşların sürdüğü, yoksulluğun, açlığın yaygınlaştığı, haksızlığın arttığı çevrenin, doğanın sürekli kirletildiği, ortalama yaşam kalitesinin düştüğü bir kürede yaşıyoruz.
Barışçıl, güvenli, insan kaynağı gelişmiş, eşitlikçi, çevre ve doğal kaynakları korunmuş bir dünya hedeflenirken iklim krizine girmiş, çevresi, doğası giderek kirlenen, açlığın, yoksulluğun yaygın olduğu, eşitsizliğin, şiddetin arttığı, kuralsız, düzensiz, güvenli olmayan bir dünyada yaşıyoruz.
Birleşmiş Milletler’e üye ülkeler, 2000 yılında yeni girilen döneme ilişkin sürdürülebilir kalkınma hedeflerini kabul ettiler.
CHP’li olabilmek, CHP etiketi taşımayı değil, etik değerlere, niteliklere sahip olmayı gerektirir.
Ülkede barış, terörsüz Türkiye mottosu ile de bezenmiş bir BOP (GOP) kurgusu sahneleniyor.
Kolonyalizm, sömürgecilik döneminde kolonilerde başat sömürgeci güçlerle işbirliği yapan...
2018 cumhurbaşkanlığı seçiminde, yine parti örgütünün onayı olmadan, Muharrem İnce, Kılıçdaroğlu tarafından biraz da gayri ciddi şekilde kürsüye çağrılarak resen aday ilan edilmiş; İnce seçimde genel merkez tarafından desteklenmediği yakınmasıyla partiden ayrılmıştır.
Ekonomi politikasının başarısı tartışmalarında başarısızlık kanıtı cari işlem açığı.
ABD’nin BOP (GOP) kapsamında Irak ve Suriye’yi hallettikten sonra güncel olarak İran, ardından da sıranın Türkiye’ye geleceği yorumları yapılıyor.
Ekonomik kalkınma, büyüme konusuna odaklanıldığında ağırlıklı olarak yatırım, sermaye birikimi, finansman, teknoloji gündeme getirilir.
Klasik iktisat öğretisinde faiz etkili araçtır...
Bir ekonominin kalkınma aşamasına geçmeden önce gayri safi yurtiçi ve milli hasılasının (GDP-GNP) artması gerekir.
PKK’nin karalama, itham, yol gösterme, övünme ile dolu bildirgesi veya memorandumu; devletin egemen karakteri, bağımsız üniter, ulusal yapısı, Türkiye devletini uluslararası olarak tanıyan Lozan Antlaşması konularında tartışmalara yol açtı.
TC Merkez Bankası’nın brüt, net rezervi arttı, eksildi bilgisinden çok, merkez bankaları niçin rezerv bulundururlar, rezerv yeterliliğinin ölçütleri nelerdir, rezerv nasıl değerlendirilmeli, kullanılmalıdır sorularının yanıtları bilgilendirmede yararlı olur.
Sözcükler büyülüdür. Etki altına alır, belirli somut bir amaca yönlendirir, umuda kaptırır. “Barış” da büyülü bir sözcüktür.
İktisatta irdelenmeyen, bulgularla da kanıtlanmayan bir inanç, has, dogma da yabancı sermaye yatırımıdır. Yabancı sermaye yatırımı bir “panacea”, her derde deva olarak önerilir. Yabancı sermaye gelecek, üretim, istihdam artacak, enflasyon hız kesecek, döviz, teknoloji, yönetim deneyimi girişi olarak kriz sonlanacak.
Olaylar ve anılar
Faşizan hukuk düzeni
Türkiye’nin temelinin atıldığı gün
Gelir dağılımı ekonomik kalkınma
Diploma
Çevresel sermaye varlığı
Dış politikada sağgörü
Devletin onarımı