ABD Başkanı Donald Trump'ın göreve başlama tarihinde, ABD'nin efektif gümrük vergisi oranı yaklaşık yüzde 2,5'ti. O zamandan beri, çeşitli tahminlere göre yüzde 17 ila yüzde 19 arasına yükseldi. Atlantik Konseyi, 7 Ağustos'ta yürürlüğe giren daha yüksek vergilerle birlikte, bu oranın son yüzyılın en yüksek seviyesi olan yüzde 20'ye yaklaşacağını tahmin ediyor.
Ticaret ortakları misilleme niteliğindeki tarifelerden büyük ölçüde kaçınırken küresel ekonomiyi daha acı kötü bir ticaret savaşının eşiğinden şimdilik kurtardı. Salı günkü veriler, ABD'nin haziran ayındaki ticaret açığının yüzde 16 azaldığını, ABD'nin Çin ile olan ticaret açığının ise 21 yılı aşkın süredir en düşük seviyesine gerilediğini gösterdi.
ŞİMDİYE KADARKİ ANLAŞMALAR
Trump, Avrupa Birliği, Japonya, İngiltere, Güney Kore, Vietnam, Endonezya, Pakistan ve Filipinler ile bu ülkelerin mallarına yüzde 10 ile yüzde 20 arasında değişen oranlarda gümrük vergisi uygulayan sekiz çerçeve anlaşması imzaladı.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Trump'ın geçen ay İskoçya'ya yaptığı ziyaret sırasında sürpriz bir şekilde yaptığı görüşmede yüzde 15 gümrük vergisine onay verdi.
Bu oranlar, yönetim yetkililerinin Nisan ayında duyurduğu "90 günde 90 anlaşma"nın oldukça altında, ancak ABD ticaret akışının yaklaşık yüzde 40'ını oluşturuyor.
Şu anda mallarına yüzde 30 oranında vergi uygulayan, ancak 12 Ağustos'a kadar daha da yüksek tarifelerden muafiyet alması muhtemel Çin de eklendiğinde, bu oran neredeyse yüzde 54'e çıkıyor.
Ayrıca Hindistan'a yapılan baskı artırılarak, Rusya'dan petrol ithalatı nedeniyle Hindistan'dan gelen mallara uygulanan yeni gümrük vergileri yüzde 25'ten yüzde 50'ye çıkarıldı. Trump'ın müttefiki olduğunu söylediği Brezilya'dan gelen mallar için de yüzde 50'lik oran geçerli.
İsviçre ise yüzde 39 gümrük vergisiyle karşı karşıya.
GÜMRÜK VERGİSİ ABD'Yİ VURUYOR!
Gümrük vergileri ABD'de doğrudan maliyet artışına neden olurken bu sürecin daha da güç koşullar ortaya çıkarması ve şirketlerin bu artışları tüketiciye yansıtması bekleniyor.
Gıda, giyim, elektronik gibi birçok ürün ithal ediliyor ya da ithalata dayalı bileşenler içeriyor.
Hindistan, Brezilya gibi büyük tarım ihracatçılarından gelen ürünler ile petrol ve enerji girdileri de Rusya ve Hindistan'a karşı alınan kararlar nedeniyle dolaylı şekilde artacak.
ABD'DE BEKLENEN FİYAT ARTIŞLARI
ABD Doları'nın diğer para birimleri karşısında aynı değerde kalması, para arzının değişmemesi ve talebin aynı seviyede kalması durumunda gümrük vergilerinin ABD ekonomisini şu şekilde etkilemesi olası gözüküyor:
| Kategori | Tahmini Yıllık Artış (%) |
| Genel enflasyon (TÜFE) | 6 – 8 |
| Temel gıda fiyatları | 10 – 15 |
| Ticaretle ilgili mallarda | 12 – 20 |
| Enerji/akaryakıt (dolaylı) | 8 – 12 |
Bu verilerin ortalaması alındığında temel tüketici harcamalarında ortalama yüzde 10-12 aralığında pahalılık ortaya çıkıyor.
Bu oran, hem doğrudan gümrük vergilerinin etkisini hem de tedarik zinciri üzerinden gelen dolaylı fiyat artışlarını yansıtıyor.
Bu süreçte Fed para politikasını sıkılaştırırsa pahalılığın düşmesi beklenebilirken Trump yönetiminin genişleyici para politikasına geçilerek faizlerin düşürülmesini isteği de biliniyor.
DOLARIN KÜRESEL DEĞERİ
Fed'in faizi sabit bırakmasına karşın hayat pahalılığının oluşmaması ve fiyatların bugünkü seviyede sabit kalması için gümrük vergileri ile yükselen ithalat maliyetlerini telafi edecek şekilde doların küresel değerinin artması gerekiyor.
ABD'nin efektif gümrük vergisi şu anda yüzde 20 civarına yükselmişken ithal malların ortalama yüzde 15–17 pahalı hale gelmesinin önüne geçilebilmesi için dolar endeksinde ve dolar/Euro paritesinde yükseliş görülmesi gerekiyor.
Dolar Endeksi (DXY) yılbaşından bu yana yüzde 9.45 düşüş ile 98,257 seviyesindeyken dolar/Euro paritesi ise yılbaşından bu yana yüzde 11.06 düşüşle 0.8587 seviyesinde.
Bu gümrük artışının fiyatlara yansımaması için ABD Doları da bir o kadar değer kazanmalı.
Gümrük vergilerinin artırımı ve başka ülkelerin de listeye eklenmesi ile Fed'in faizi sabit tutması durumunda dahi dolar endeksinin yaklaşık 118 seviyelerine dolar/Euro paritesinin ise en azından 0,98 seviyesine yükselmesi gerekiyor.
Dolar endeksindeki belirlenen seviye 2002'den sonra görülen en yüksek seviye olurken endeks o tarihte kısa bir süre 120'nin üzerinde kalmıştı.
Ancak dolar endeksi ve dolar/Euro paritesindeki artış yılbaşına oranla değerlendirilmeye alındığında ortaya çok daha yüksek seviyeler çıkıyor.
Doların bu kadar güçlenmesi, ABD ihracatını zorlaştırıp büyümeyi baskılarken gelişmekte olan ülkelerde borç baskısını artırarak küresel riskler oluşacaktır.
DOLARDA TAMAM MI DEVAM MI?
Bu seviyelere ulaşmak, sadece piyasa güçleriyle değil, jeopolitik ve ekonomik gelişmelerle mümkün olabilir. Ancak güvenli liman olarak görülen ABD Doları'na bu denli talebi doğurmak için büyük sorunlar, büyük sorunlar için büyük düşmanlar gerekir. Bu da yine Rusya ve Çin'i işaret ediyor ki tam da bu tarihlerde ABD Başkanı Donald Trump'ın ateşkes için Rusya'ya dayattığı 8 Ağustos tarihi öncesi görüşme trafiği hızlandı.
Donald Trump, Rusya'nın ''savaşı" sona erdirmek için adım atmaması halinde Moskova'yı ikincil yaptırımlarla tehdit ediyordu.
Trump'ın özel temsilcisi Steve Witkoff, 6 Ağustos'ta Moskova'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le görüştü.
Donald Trump bu buluşmada "büyük ilerleme sağlandığını" ifade ederken Kremlin de görüşmenin "yapıcı" geçtiğini duyurmuştu.
Trump ve Putin arasında birkaç gün sonra görüşme yapılmasına dair mutabakata varıldığı iddia edilirken Rusya lideri 2021'den bu yana ilk kez bir ABD Başkanı ile yüz yüze temas kurmuş olacak. Bir başka iddia ise pu görüşme, Putin'in Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ile de yüz yüze görüşmeyi kabul etmesine bağlı olacak.
Bu görüşmede ortak bir payda üzerinde buluşulamaması, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ile ABD Başkanı arasındaki diyaloğun bir benzerinin yaşanması; Trump'ın zayıf dolar ile ticari dengeyi sağlamak yerine gümrük vergilerini seçmiş olması ve doların küresel rezerv para birimi statüsünü koruması gerektiğini de savunan düşüncelerine paralel güçlü dolar için ortaya muazzam bir fırsat çıkarabilir.
ÇİN ANLAŞMASI 12 AĞUSTOS'TA SONA ERİYOR
Bu görüşmenin haricinde Çin ile ticari faaliyetlerde henüz net bir anlaşma sağlanamaması da ortaya çıkacak bir diğer büyük riski oluşturuyor.
Çin ile yapılan tartışmaların ardından yapılan gümrük vergisi ateşkesi ise 12 Ağustos'ta sona erecek. Bu ateşkeste nihai olarak ABD'nin Çin'e yüzde 30 ve Çin'in ABD'ye karşı yüzde 10 gümrük vergisi uygulaması kararı alınmıştı.
TÜRKİYE'YE ETKİSİ
ABD'nin gümrük vergilerinin olumsuz etkilerini bertaraf etmek için güçlü bir dolar oluşturmak adına atacağı adımlar ile dolardaki yükseliş Türkiye ekonomisini de ciddi şekilde etkileyecektir.
Dış borcun 500 milyar doların üzerinde olduğu Türkiye'de Türk Lirası'nda görülebilecek sert değer kayıpları ile enflasyonda tekrar bir yükseliş meydana gelip faiz indirimleri sekteye uğrayabilir hatta tekrar artırılabilir. İşsizliğin de artmasına neden olacak bu durumda yüksek vergilerin daha da yükselmesi de söz konusu olacaktır.
DEVALÜASYON RİSKİ
Türk Lirası karşısında ABD Doları'nda yüzde 15 - 20'lik artış beklentisi ise hayal. Yalnızca son iki yılda TÜİK'e göre enflasyon yüzde 116 seviyesindeyken, 1 Ağustos 2023'te dolar/TL 26,95'ten 1 Ağustos 2025'te 40.66 seviyesine yükselerek yüzde 50.87 değer kazandı. Bu da dolar üzerindeki baskıyı net bir şekilde gösteriyor. Yüksek faizlerle set çekilen dolar kuru dünyadaki gelişmelerle korkunç seviyelere çıkmaya gebe.