Yazının başlığı üzülerek söylüyorum ki şaka değil. Eylül ayında Türkiye'de yapılan otomobil satışlarında en çok satılan model 6 bin 365 adet ile Fiat Egea Sedan, ikinci 4 bin 869 adetle Fiat Egea Cross ve üçüncü ise 4 bin 700 adet ile Tesla Model Y oldu. İşin en üzücü tarafı ise 752 bin 900 liralık bir araç ile 2 milyon 380 bin liranın üzerinde bir fiyata sahip olan başka bir aracın liderlik için yarışmasına bile artık şaşıramıyoruz.
GEÇEN YILDAN DERS ALINMADI
Bu yılın başında açıklanan, 2022 yılında Türkiye'de satılan elektrikli otomobil satış rakamlarında da benzer bir sonucu görmüştük. O zamanki fiyatları ile yaklaşık 900 bin liraya satılan ve 2021 yılının Türkiye'de en çok satılan elektrikli otomobili olan Renault Zoe liderlikte kendinden çok daha lüks bir modelle çekişmişti. 900 bin liralık fiyatına rağmen satış rakamlarında kendinin 4 katı hatta daha da üzerinde bir fiyatla yaklaşık 3.8 milyona satılan BMW IX, Renault Zoe'yi geçmişti.
2022'deki elektrikli otomobil satışları üzerine ortaya çıkan rakamlar adeta gelir adaletsizliğini haykırıyordu. Bu kez ise adaletsizliğin sürdüğüne şahit olduk.
Adaletsizlikten konu açılmışken bir de bu iki model üzerinden alınan vergilere bakmak gerekir. Elektrikli otomobillerden alınan en yüksek ÖTV yüzde 60 ve KDV yüzde 20'yken şu anda Fiat Egea'dan yüzde 80 ÖTV ve yüzde 20 KDV alınıyor. Basit bir hesapla Egea ile aynı vergi Tesla'dan alınır ise 2 milyon 387 bin 682 lira başlangıç fiyatı olan otomobilin fiyatı 2 milyon 737 bin 821 liraya çıkıyor. (Model Y'nin vergiden arındırılmış fiyatı kendi sitesi üzerinde 1.267.510 TL gözükmektedir.)
Yani Tesla'da, uygulanmayan Egea tarifesi nedeniyle 350 bin lira daha az vergi alınıyor.
Uygulanan vergi sisteminde Egea lüks, Tesla Model Y, BMW IX, Mercedes EQS gibi modeller ise sıradan oluyor.
Tabii Türkiye'de asgari ücretin net 11 bin 402 lira olmasına rağmen AKP Sakarya Milletvekili Lütfi Bayraktar'ın 73 bin 379 liralık milletvekili maaşını az bulup dert yanmasını dinledikten sonra bu sistem daha az mantıksız gözüküyor orası ayrı...
Lakin bu konuda elektrikli otomobillerin çevreyi daha az kirletmesi maksadıyla daha düşük vergilendirilmesi gibi bir düşünce akıllarda soru işareti de yaratabilir.
Yanlış bir anlaşılmaya sebep olmamak için açmak gerekirse unutulmamalı ki günümüzde elektrik enerjisinin çok büyük bir kısmı petrol, kömür ve doğalgazdan elde ediliyor. Bahsi geçen elektrikli otomobiller ise halkın büyük kesiminin kullandığı fosil yakıtlı araçlara göre çok daha yüksek bir güce ve dolayısıyla da enerji sarfiyatına sahip.
400, 500 beygirlik bir elektrikli otomobilin standart bir otomobilden daha az çevreyi kirletmesinin, kendi enerjisini yenilenebilir enerji kaynaklarından kendi üretmediği takdirde oldukça güç olduğunu unutmamak gerek.
