Dört mevsim şarkılar

Dört mevsim şarkılar

15.11.2013 02:53
Güncellenme:
Takip Et:

BROADWAY MÜZİKALİ ‘JERSEY BOYS’ İSTANBUL’DA
Zorlu Sanat Merkezi’nde her nabza göre şerbet var: Klasik müzikten caza, etnik müziğe, klasik baleden modern dansa... Ama asıl heyecanla beklenen Broadway, Londra ve Paris’ten gelecek müzikallerdi. Yani “Jersey Boys”, “Cats” ve “Notre Dame de Paris...
Önceki akşam “Jersey Boys” müzikali başladı. 24 Kasım’a dek sürecek. Bu müzikal, 2004 yılında bestelendi yazıldı; 2005’te Broadway’e geldi; 2006’da “yılın en iyi müzikali” dahil olmak üzere çeşitli dallarda Grammy ve Tony ödüllerini kazandı. O tarihten beri her kıtanın birçok kentinde sayısız prodüksiyonlar birbirini izliyor.
Gerçek bir öyküye dayanan bir müzikal. Dört çulsuz ama yetenekli gencin bir araya gelip “The Four Seasons” (Dört Mevsim) müzik topluluğunu kurmaları, yükselişleri, müzikal başarıları, devleşmeleri ve topluluğun dağılışı... “Dört Mevsim” topluluğunun öyküsünün, dört gencin farklı bakış açısı ve “anlatımıyla” izliyoruz. Müzikler, topluluğun gerçekten besteciliğini yapan Bob Gaudio’ya, sözler Bob Crewe’ye ait.

Profesyonellik dorukta
Zorlu Sanat Merkezi’ndeki büyük salonun muhteşem bir akustiği olduğunu daha önce de vurgulamıştım. Baştan sona müziğe ve şarkılara dayanan bir eser izlerken, bu özellik daha da önem kazanıyor. Hiç beklemediğim bir sürpriz, 60’lı yıllarda dilimizden düşmeyen İngilizce romantik şarkıların bu müzikalde karşıma çıkması oldu. (“I’m in the mood for love”, “Can’t give you anything but love”, Can’t Take My Eyes off You; Sherry vb...)
Beni en çok etkileyen, profesyonelliğin dorukta olmasıydı. Müzik, şarkı, söz, konuşma, koreografi, sahnedeki devinim, her biri tek tek ve hepsi bir arada en dakik İsviçre saati gibi işliyordu. Bunların iç içe geçmesi ve ayrışması... Dekorun değişmesi, değişirken mekânı dönüştürmesi... Aksesuvarların, sayısız öğenin sahneye girip çıkması... Işıkların çok yönlü işlevselliği; gölge oyunları, kullanılan renkler... Dört genç (G. Almirall, D. Buys, K. Meyer ve E. Castis) başta olmak üzere, sahnede dans eden, şarkı söyleyen, müzik yapan 21 sanatçının mükemmelliği ... Bir tereddüt, bir aksama, bir zaaf yok. Dört dörtlük profesyonellik...
O şarkılara aşina olmayan günümüz gençleri aynı derecede tat alır mı bilemiyorum... İngilizce oynanan müzikal Türkçe üst yazıyla sunuluyor.

Nâzım Oratoryosu Frankfurt’ta
Sevgili okurlar, iki gün önce bu sayfalarda haberini okudunuz. 17 Kasım 2013 tarihinde Frankfurt Alte Oper’de Fazıl Say’ın Nâzım Hikmet Oratoryosu bir kez daha dinleyiciyle buluşacak...
Anımsayacaksınız Ertuğrul Günay’ın Kültür Bakanlığı döneminde eser Moskova’da da seslendirilmişti. Orada bakan, Frankfurt Kitap Fuarı’nın açılışında bu eserin çalınacağı haberini verip herkesi sevindirmişti. Sonra’dan Fazıl Say iktidarca “tu kaka” ilan edilince tasarıdan vazgeçildi.
Ama işte kimi eserler ne yapsanız yok edilemiyor! Şimdi Almanya’da Hessen Türk Toplumu, kuruluşunun 20. yılını bu eserle kutluyor. Almanya’da birçok anlı şanlı firma “Biz sponsor olalım, ama adımızı açıklamayın” diyor ve bu iş kotarılıyor. Derler elbet, Türkiye’deki hükümetle aralarının bozulmasında, hükümetin öfke, kin ve intikam oklarına hedef olmayı kim ister!
Bu kez Şef İbrahim Yazıcı, 140 kişilik Wuppertal Opera Orkestra ve Korosu’nu yönetiyor. Fazıl Say ve Genco Erkal da sahnede. Frankfurt’tan soran okurlar oldu. 17 Kasım akşamı için daha çok bilgiyi 069 069 13 40 400 ya da 069-96865822 numaralı telefonlardan alabilirsiniz...  

Yazarın Son Yazıları

Roman gibi

Sabiha Sertel (1895-1968) ve Zekeriya Sertel (1890-1980). Osmanlı’nın sonu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında duygu ve düşünce dünyamıza sonsuz katkılarda bulunmuş bu iki önemli ismi bu ülkede yaşayan herkesin, hele hele gazeteciliği meslek edinmiş her insanın çok yakından bilmesi gerekir.

Devamını Oku
11.12.2025
Aşkla ölüm arası

O kadar güzeldi ki tadı damağımda kalmıştı.

Devamını Oku
07.12.2025
Yok etmek/Yaratıcılık

Bir yanımda yaratıcılık, bir yanımda yok edicilik. İkisi de çekiştirip duruyor iki kolumdan.

Devamını Oku
04.12.2025
Tiyatro hazinemize yolculuk...

Duvardaki dev afişten fırlayıp kucaklaşacakmışız gibi bana bakan genç kadın, Suna Pekuysal.

Devamını Oku
30.11.2025
Hukuk bitti

Dünkü gazetemizde, “Korkma Biz Kadınız!” başlığını görmek çok hoşuma gitti.

Devamını Oku
27.11.2025
Çocuklar için...

Çocuklarımız için neler neler yapmayız ki...

Devamını Oku
23.11.2025
Grup Yorum’dan mektup var

Ülkemin hapishaneler coğrafyasından sık sık mektup gelir.

Devamını Oku
20.11.2025
BACH, Diyarbakır'da...

Neredeyse 30 yıldır Hakan Erdoğan Prodüksiyon “Bach İstanbul’da” başlığıyla klasik müzik konserleri düzenler.

Devamını Oku
16.11.2025
Oktay Ekinci kitabı

Oktay Ekinci... Bu isim Cumhuriyet okurlarının hiç ama hiç yabancısı değil.

Devamını Oku
13.11.2025
Paris’ten Diyarbakır’a

Paris ve sonbahar.

Devamını Oku
09.11.2025
Her daim muhalif

“Ve sonunda Joan Baez hastalığı yendi, sağlığına kavuştu!”

Devamını Oku
06.11.2025
Susmak onaylamaktır

“Hava kurşun gibi ağır/ Bağır bağır bağırıyorum/ Koşun. Kurşun eritmeye çağırıyorum...”

Devamını Oku
02.11.2025
Küllerden doğan ışık

Cumhuriyetin 102. yıldönümünü dün kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
Bodrum Cup: Kuşaktan kuşağa ileri!

Ege’nin ortasında bir sabah...

Devamını Oku
26.10.2025
Tiyatro sorgulamaktır

Daha 29. Uluslararası İstanbul Festivali başlamamıştı.

Devamını Oku
23.10.2025
Filler ve Karıncalar

Prag Tiyatro Festivali’nden ayağımın tozuyla dönüp tüm gördüklerimi sizinle paylaşmaya hazırlanıyordum ki sevgili arkadaşım Genco Erkal’ın sesi kulağımın dibinde bitiverdi: “Çekya’yı bırak önce Cihangir’e bak!”

Devamını Oku
19.10.2025
Prag’dan sevgiler

Sevgili okurlar Prag’dayım.

Devamını Oku
16.10.2025
Jandarmalı-jandarmasız günler

Sabah 6.30’da kapı tekmeleniyor. Jandarma içeri dalıyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Tiyatro ve siyaset

Bu yazının başlığı “Afife Jale Ödül Töreni’nin düşündürdükleri” olacaktı.

Devamını Oku
09.10.2025
Celladına âşık olmak...

Olmayan suçlar... Yazılmayan iddianameler... Yazılıp uygulanmayan kararlar... Ve hukuk ile guguk arasında yaşamaya devam çabası... Tamam yakınmayı bırakıp sadede geliyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Travmalarla yaşamak...

Nasıl yaşamak bu! Kâh gökyüzünde kanat çırpıyoruz kâh en dipsiz kuyuların derinliğinde kayboluyoruz.

Devamını Oku
02.10.2025
Yaşar Kemal’e adanan bayram

26 Eylül’de Ankara’da 93. Dil Bayramı’nı kutladık. Dil Derneği ve Çankaya Belediyesi’nin ortaklaşa etkinliği Yaşar Kemal’e adanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025
Ellerinde Toprak

“Sömürü bir bütündür. Bütün insan değerlerinin sömürülmesiyle, doğa değerlerinin hoyratça sömürülmesi bir arada gidiyor. Türkiye toprakları yıkıma uğratılıyor, hopur ediliyor. Biz Türkiye üstünde mirasyedileriz. Yıkımımızdan Türkiye’nin hiçbir insanı ve doğa değeri kurtulamıyor.”

Devamını Oku
25.09.2025
‘Üç Ayaklı Kedi’ İstanbul’da

İstanbul dolu dizgin.

Devamını Oku
21.09.2025
Nice yıllara Hrant Dink

15 Eylül, arkadaşımız, yoldaşımız, omuzdaşımız, ülkemin en aydın, en dürüst, en yararlı, en barışçı insanlarından Hrant Dink’in yaş günüydü.

Devamını Oku
18.09.2025
Düşme var düşüş var

Bundan önceki yazım şöyle bitiyordu: “Yeryüzü muhteşemdi. Türkiye’nin asla uygarlıktan, yaratıcılıktan, aydınlıktan ve gelecekten vazgeçmeyeceğine dair umutlarımız tazeleniyordu.”

Devamını Oku
07.09.2025
Büyülü aydınlık bir gece

Elbe Nehri’nin kıyısında görkemli mi görkemli o yapı bir mucize gibi yükseliyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Hapishane ve ödül: Vicdan ve haysiyet

Hafta içinde hapisteki iki çok değerli insanımıza yine uluslararası ödüller verildi.

Devamını Oku
31.08.2025
Paramparça ve umut

Bunalıyorsunuz, kahroluyorsunuz, her yerde haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik diyorsunuz...

Devamını Oku
28.08.2025
Dünyanın sesleri İstanbul’daydı

Bu başlığı yazdım. İstanbul’da bir haftadır süren o muhteşem coşkuyu paylaşacağım diye düşünürken birden bir suçluluk duygusuna kapıldım.

Devamını Oku
24.08.2025
Edremit Kitap Fuarından...

Edremit Kitap Fuarı’ndayım...

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet suç işliyor!

Diyanet İşleri Başkanlığı suç işliyor.

Devamını Oku
17.08.2025
Tiyatro durakları...

Adaletten eğitime, sağlıktan beslenmeye, her şeyin sahtesine, zehirlisine mahkûm edildiğimiz, yalanlarla kuşatıldığımız şu günlerde kimi alanlarda hakikatle, sahici olanla karşılaşmak iyi geliyor insana.

Devamını Oku
14.08.2025
Bodrum’un markasına dönüşen bale festivali

Son yıllarda adeta Bodrum’un kültür markasına dönüşen Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nden söz edeceğim.

Devamını Oku
10.08.2025
Algılamanın sınırsızlığı

20. ve 21. yüzyıl tiyatrosuna damgasını vuran dâhi Robert Wilson tedavi olmak istemeyerek New York Long Island’da kurmuş olduğu Watermill Eğitim ve Üretim Merkezi/okul/ müze/kültür merkezinde son ana dek çalışarak 31 Temmuz’da öldü.

Devamını Oku
07.08.2025
Türkiye’nin Aydınlık Yüzü / Belleğimizin Bekçisi: Metin Sözen

Metin Sözen: (24 Mayıs 1936, Harput, Elazığ-31 Temmuz 2025, İstanbul)...

Devamını Oku
03.08.2025
Herkes için sanat: Anadolu Sergileri

Yılın belki de en sıcak gününde deniz kıyılarını bırakıp Milas’ta kapalı bir mekânda bir sergi görmeye gideceğimi söyleseler pek inanmazdım.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir dokunuşa bin ah!

“Ayakucumda deniz, kaynayarak yanan bir zümrüt, sonra mavi, sonra menekşe, ne var ki üzerine tuzla buz edilmiş milyonlarca ayna parçaları yağmış, alev alev yanıyor, çakıyor, çakıntıdan göz alıyor.”

Devamını Oku
27.07.2025
Tüm iyilerin Altan ağabeyi

Altan Öymen aramızdan ayrılıp sonsuzluğa göçerken bile hepimize bir ders verdi...

Devamını Oku
24.07.2025
Bodrum’da doludizgin sanat

Ah bilmez değilim. Bu başlığı okur okumaz delirdiğimi sanacaksınız...

Devamını Oku
20.07.2025