Bu yazının başlığı “Afife Jale Ödül Töreni’nin düşündürdükleri” olacaktı. Kısa ve öz olsun diye “Tiyatro ve siyaset” dedim.
Önce bilmeyenler için bir kısa özet: Kültür yaşamımızın en köklü ödüllerinden biridir Afife Tiyatro Ödülleri. 6 Ekim’de, 27. kez yapıldı. 33 kişilik bir jürisi var ve görkemli bir törenle, ödüller sahiplerini bulur. “En başarılı kadın oyuncu” ödülünü alan Sükun Işıtan, konuşmasında Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı’ya uzun uzun teşekkür etti. Kimi davetliler tepki gösterdi. Salon yuhalandı, ıslıkladı ve kimi sanatçılar salonu terk etti. (Tüm sonuçları dünkü gazetelerde bulursunuz.)
PROTESTO BİR HAKTIR
Önce şunu vurgulayayım. Katılmadığınız bir düşünceyi, bir sözü, bir eylemi protesto etmek, her bireyin hakkıdır. Aksini düşünmek, bizi bugün adaleti yok sayan, hak hukuk vicdan nedir bilmeyen iktidardan farksız kılar.
Bu tiyatro töreninde Tamer Karadağlı’ya tepki gösterilmesi de doğaldır. Çünkü bu zat, sanatçılar gözünde liyakatsizliği temsil etmenin ötesinde, bu yıl Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı’nda yıllardır ders veren 12 hocanın görevine, herhangi bir akademik gerekçe gösterilmeden son verilmesine neden olmuştur.
Dünyanın her yerinde törenlerde kâh bir kişiye kâh bir söyleme kâh sonuçlara protestolar olur. Ayrıca her seçim kendi jürisini bağlar. Sonuçlara, katılır ya da katılmazsınız. Sanatın ödüllerle sınanması, her zaman sancılıdır; ödülü verenlerin değer sistemiyle sanatçıların duruşu arasında her zaman gerilim doğabilir. Ve seçimler her zaman tartışmalıdır. Anladığıma göre burada protesto bir kişiyeydi, seçime değil.
Örneğin 10 gün önce Tiyatro Eleştirmenler Birliği “yılın oyunu” ödülünü, aynı oyuna, “Medea Material” oyununa vermiş, İstanbul Devlet Tiyatrosu temsilcisi kalkıp ödülü almış, ağzına dek genç tiyatrocularla dolu salon, sadece alkışlamıştı.
YANLIŞ OLAN
Tamam bir konuşma, protesto edildi. Yuhalama ve ıslıkları salonu terk etme izledi. Ancak tören devam ediyor. En azından sahnedekilere saygı, tiyatroya saygı, törendekilere saygı, başka konuşmacılara saygı gerekir. Aksi, protestoyu saygısızlığa ve şiddete dönüştürür.
Törenin ertesi günü arkadaşım, tiyatro sanatına sonsuz katkısı bulunmuş, çok sevgi ve saygı duyduğum, Muhsin Ertuğrul Özel Ödülü’nü alan Metin Deniz’le konuşuyorum. Protestoların, o ödülünü alırken de sürmesinden duyduğu üzüntüyü belirtiyor!
Protestolar, ödül töreniyle sınırlı kalmadı; sosyal medyada da Afife Tiyatro Ödülleri şamar çocuğuna dönüştürüldü. Beyler, hanımlar yapmayın etmeyin, kendimize gelelim. Yok etmek kolay, yapmak, kurmak, sürdürmek zor. Her konuda olduğu gibi burada da ya her şey bembeyaz ya da kapkara değil.
Eleştiri, tartışma tamam da linç etmeye dönüştü mü, o zaman da iktidardakilerden farkımız kalmaz. Seçimi beğenmediyseniz, jüriyi eleştirin. Töreni beğenmedinizse organizasyonu eleştirin ama o kadar.
Ben kendi adıma ödül alan tüm sanatçıları kutluyorum. Beş dalda ödül alan Ankara ve İstanbul Devlet Tiyatroları’nın ortak prodüksiyonu, Ayşe Emel Mesci’nin sahnelediği “Medea Material”ı bir an önce görebilmek için de sabırsızlanıyorum.
SÖZÜM SİYASETÇİLERE
Son zamanlarda siyaset sahnelerinde bir moda var: Beğenmedikleri kişiye “Artistlik yapma” diyorlar. Birbirlerini küçümsemek için “Tiyatro yapıyorlar” diye haykırıyorlar.
Sanki tiyatro bir aldatma, bir ikiyüzlülük, bir sahtekârlık örneğiymiş gibi.
Metin Deniz’le konuşurken bundan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi ve bu konuda bir kampanya başlatmamızı bile önerdi. Haklı. Yapılmalı.
Bu siyasetçiler bilmezler mi, tiyatro, yalan söylemenin değil, gerçeği iletmenin sanatıdır. Tiyatro, sahnede gerçeği büyütür ki biz salondan çıktığımızda kendi yalanlarımızı fark edelim.
Bu yanlış hatta ahlaksız söylemi benimseyen siyasetçiler belli ki hiç tiyatroya gitmemiş. Çünkü tiyatro görmüş bir insan, “Artistlik etme” sözünü hakaret olarak kullanmaz.
Siyasette ahkâm kesip “Tiyatro yapmayın” diyenlere sesleniyorum: Keşke biraz tiyatro yapsaydınız! Keşke biraz sahicilik, biraz yüzleşme, biraz vicdan provası yapsaydınız. Çünkü gerçek tiyatro, insanı insan yapan tek provadır. Sanatı aşağılayarak siyaset yapmak, toplumu da ruhsuzlaştırır. Unutmayın: tiyatro, hayatın yalanlarına karşı hakikatin sahnesidir.