2019 yılının ocak ayındaydı, TBMM’de “İslam Kalkınma Örgütü Kadının İlerlemesi Teşkilatı Tüzüğü’nün” onaylanması tartışılıyordu. Orada kadınların “ERKEKLERİN SAYGI DUYULAN EŞLERİ OLARAK YETİŞTİRİLMESİ” gündeme getirildi...

2019 yılının aralık ayında Anadolu Ajansı şu haberi geçiyordu: “Erdoğan, ticaretten beşeri münasebetlere, eğitim öğretimden evliliğe, temizlikten kılık kıyafete, yaşantının her safhasını düzenleyen bir dine inandıklarını dile getirdi.”

Diyordu ki Erdoğan: “İslam bize göre değil, biz İslama göre hareket edeceğiz. Hayatımızın merkezine dönemin koşullarını değil, dinimizin hükümlerini yerleştireceğiz.”

Sanki laiklik ilkesi anayasadan çıkarılmıştı da haberimiz olmamıştı! 

Yeni değil, AKP sık sık Taliban’la görüş birliğinde oldukları vurgusunu zaten yıllardır yapıyordu.

Bu nedenle Selahattin Demirtaş’ın Cumhur İtttifakı’nı “Taliban İttifakı” diye nitelemesini hiç yadırgamadım. Ne de Kılıçdaroğlu’nun Cumhur İttifakı için “Gasp edilecek kadın hakları üzerinden genişlemeyi seçtiler” değerlendirmesini... 

Terör bağlantılı HÜDA PAR’ın ve Yeniden Refah Partisi’nin kadınların varlığı ve yaşamı üzerinden uzun pazarlıklar sonrasında Cumhur İttifakı’na katılmasıyla, gazetemiz Cumhuriyet birbirinden etkileyici manşetlerle çıktı: Kadınlar için son dönemeçte olduğumuzu vurguladı. Altını çizmeden edemeyeceğim: 

ZİHNİYET FARKLILIĞI 

14 Mayıs’taki seçimin taşıdığı anlam, bir zihniyet farklılığıdır. Bunu bilenler, bilmeyenlere anlatmak zorundadır. Sokak röportajlarında “Elektriği ülkeye getiren, bizi NATO’ya sokan AKP’dir” diyenleri gördükçe gülüyoruz. Gülmeyin anlatın! 

Karanlıkla aydınlığın savaşını anlatın. Sadaka alarak hayatın sürdürülemeyeceğini anlatın. Bir avuç imtiyazlıyı, çete yakınlarını mutlu etmek uğruna milletin nasıl sömürüldüğünü, bu uğurda bağımsızlığımızın, topraklarımızın, limanlarımızın, ormanlarımızın, nehirlerimizin satıldığını anlatın. Anayasayı yok sayan, hak hukuk tanımayan, tarihimizin en gerici, en otoriter bir gücü karşısında verilmesi gereken mücadeleyi anlatın. Gençlerin, nitelikli insanların ülkeden kaçtıklarını ancak şimdi değişim umuduyla ülkeye dönebileceklerini anlatın. 

EY KADINLAR 

2022 yılında Türkiye’de her yaştan 553 kadın öldürüldü. (Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun açıklaması). 

İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırdım diyen, kadınları koruyan 6284’ü pis bir pazarlığa sokan ve bunları bir oy fazla alabilmek için yapan Cumhur İttifakı’na kadınlar geçit vermeyecek. Buna inanıyorum. 

Kadın çocuk tacizcilerinden ve kadın katillerinden yana olmayacağız. Çocuğun cinsel istismarına kılıf uyduranlara geçit vermeyeceğiz. Onları koruyan, onları yargıdan kaçıran, iyi hal indirimleriyle onları daha çok suça teşvik edenlerden yana asla olmayacağız!

Kadını, salt aile içinde konumlandıran, doğurma makinesi olarak gören, çalışmalarını engelleyen, yoksulluğa mahkûm edenlere, kadınlar oy vermeyecek! 

Ayrımcılığı körükleyen, kız çocukların okumasını engelleyen, şiddet, kavga, gerilim politikalarını benimseyenlere, kadınlar oy vermeyecek! 

Ey kadınlar! Siz geçit vermezseniz, bu karanlığın üstesinden gelebiliriz. Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik, laik, toplumsal hukuk devleti olabilmesi için yeniden mücadele için seferber olabiliriz. İnanın yapabiliriz! Yeter ki bunları bilmeyen kadınlara, sabırla, inatla azimle anlatın!