Bundan önceki yazım şöyle bitiyordu: “Yeryüzü muhteşemdi. Türkiye’nin asla uygarlıktan, yaratıcılıktan, aydınlıktan ve gelecekten vazgeçmeyeceğine dair umutlarımız tazeleniyordu.” Çünkü Hamburg’da Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası ve Fazıl Say konserini dinlemiştim.
Tam İstanbul’a dönüşe geçecekken Hamburg kaldırımında yerinden fırlamış bir mermer taşın hışmına uğrayıp yere yapıştım. Ağır çekim düşme anında iki elimi öne uzattığımı anımsıyorum. İlk müdahaleler. Uçak. İstanbul... Kendimi “ortopedi ve travmatoloji maestrosu” Dr. Eftal Güdemez’e teslim ettim.
İyi haber: Ayakta kırık yok zedelenme var, bacak sağlam. Kötü haber: Elde bir parmak kırık.
En büyük üzüntüm: Ayvalık’ta Filiz Ali ve muhteşem ekibinin yarattığı ve benim de müdavimi olduğum Ayvalık Müzik Akademisi (AIMA) Festivali’ne gidememek ve Dilbağ Tokay (viyolonsel) ve Emine Serdaroğlu (piyano) ikilisinin konserini dinleyememek oldu.
Sonuç: Dinlenme vakti!
İSTANBUL’DA KAYYUM TOTO
Ülkedeki düşüşler ve çöküşler yanında benim düşmem ne ki... Hak, hukuk, adalet çoktan düştü. Anayasa ve yasalar düştü. Ekonomi çöktü. Eğitim seviyesi düştü.
Şahsa göre hukuk, partilere göre adalet mahkemelere çöktü. İftiracı/itirafçı “tanık” borsası bir yükselip bir alçalırken, şimdi de seçme ve seçilme hakkı ve demokrasi düşmesi yaşıyoruz.
Yargı yoluyla SİVİL DARBE dolu dizgin ilerlerken, birilerini eyvah yarın düşersem korkusu sarmışken, kifayetsiz muhterisler, devirlerinin kapandığını anlamazken ve çöküşü asla kabul edemezken uçak İstanbul’a indi.
Uçaktan indiğimde hukuken imkânsız bir haber (ama burası Türkiye!) bizi bekliyordu:
Mahkeme kararıyla CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve il yönetim kurulu görevden alınmış; il başkanlığına Gürsel Tekin kayyum olarak atanmıştı. CHP’den önce istifa eden, sonra ihraç edilen Gürsel Tekin...
Bizim “biraz cadı”/“biraz melek” ama muhteşem “basının kızları” başladılar mı kayyum toto oynamaya! (Hani bir zamanlar Cumhuriyetimizi, 1. cumhuriyet, 2. cumhuriyet diye numaralayanlar vardı.) Sonunda Kılıçdaroğlu’nu 1 no’lu kayyum, Tekin’i de 2 no’lu kayyum ilan ediverdiler.
Gerçekten hayat düşüşlerle dolu. Kimi kaldırımda düşüyor; kimi utanç, vicdan, haysiyet, insanlık onuru gibi değer ölçülerinde.
YİNE VEDAT GÜNYOL
Giderayak bir de güzel haber: “2025 Vedat Günyol Yılı”nda, o muhteşem deneme ustası, uygarlığın simgesi, aydın insanın Vedat Günyol’un kitapları bulunmuyor diye kahroluyorduk ya... Artık o her biri mücevherden farksız, yolunuzu açacak, ufkunuzu genişletecek denemeleri bulabilir ve okuyabilirsiniz!
Vedat Günyol öğrencilerinin desteğiyle Dönence Yayınları (sahibi Kemal Özdemir de Günyol öğrencisi) hocanın dört kitabını bastı. “Bilinç Yolunda”, “Uzak Yakın Bölük Pörçük Anılar”, “Gün Ola Harman Ola” ve “Kendimce Denemeler”. Kitapçınızdan ya da internetten isteyebilirsiniz. (donenceyay@hotmail.com) Tabii bu arada Aydın Ergil’in çok titiz bir çalışmayla, büyük emekle, hocanın kendi anlatımlarından derlediği “Hümanist Yazar, Yayıncı ve Öğretmen: Vedat Günyol’un Yaşamöyküsü”nü (Cumhuriyet Kitapları) sakın ihmal etmeyin.
Bütün bunlar nasıl gerçekleşti derseniz... Bilgiye, bilgeliğe, insanlığa ve Aydınlanmaya gönül vermiş bir avuç Vedat Günyol dostunun çabasıyla! Hepsine sonsuz teşekkürler.
Kitaplarımı alıp kısa bir izne çıkıyorum. Sağlıcakla kalın.