Barış Terkoğlu

‘Beni Erdoğan görevden’ aldı diyen CHP’li

03 Ekim 2024 Perşembe

Liderlik, milyonların fikrini tek başına giyinme sanatıdır.

Parti diyoruz. Bütündeki parçaları temsil ediyor. Aslında hayırlı. Organize olmuş partiler sayesinde, toplum birbirinden farklı görüşlerini yansıtabiliyor. Haliyle partilerin önemi anketlerden, istatistiklerden, hatta oylardan değil ilkelerden, ideolojilerden örgütlenmelerden geliyor. Çizgileri belirsizleşmiş partiler ise bazen iktidar bile olsalar kimliksizleşiyor ve çıkar grubuna dönüşüyor.

CHP lideri, geçen cuma, “Jest gördüysek fazlasını yapmışızdır” diyerek çok eleştirilen o konuşmasını yaptı. Bir yanında İlhan Uzgel, öbür yanında Namık Tan vardı. İkisinin de dünya görüşleri değişmediyse, başka cephelerden, bu fikirde olmadığını sanıyorum. Ama konumuz onlar değil. Fotoğraftaki bir eksik: CHP’nin ABD temsilcisi Yurter Özcan.

Özcan’ı uzun yıllardır tanıyorum. Kumpas davaları aleyhine, ABD’de, hem sokakta hem de salonlarda toplantılar örgütlemişti. 2013 yılının mart ayında, birine ben de katılmış, Beyaz Saray’ın karşısındaki bir salonda AKP-FETÖ ortaklığının Türkiye’yi götürdüğü yeri anlatmıştım.

Özcan sonra siyasete girdi. 11 yıldır da CHP’nin ABD temsilciliğini yapıyor. Son cumhurbaşkanı seçiminde ise Kılıçdaroğlu’na buradan yüzde 85 oy çıktı.

‘ÖZGÜR ÖZEL YANLIŞ YAPTI’

Arayıp kendisine neden o fotoğrafta olmadığını sordum: “Davet edilmedim. Ayrıca New York’ta yaşayan seçmenlerle herhangi bir program istenilmediği özellikle iletildi.”

Peki olsa ne değişirdi: “Muhakkak değişirdi, en azından düştüğü hatalara düşmezdi.”

Özgür Özel, Türkiye’ye dönerken gazetecilere, Özcan ile ilişkilerini kestiğini söyledi. Özcan’a sordum: “Bana resmi tebligat yapılmadı, herhangi bir bildirimde de bulunulmadı.”

İki isim geçen kasımdan beri görüşmüyordu. Özcan’ın anlattığına göre aralarında bir tartışma da yaşanmamıştı. Ancak belli ki fikri ayrılığı vardı. CHP Genel Merkezi de bunu doğruluyordu. Nitekim Özcan da konuşmamızın devamında açıkça gösterdi: “İddianameye dair açıklaması büyük yanlış. Çünkü davanın göbeğinde AKP hükümeti ve ona yakın insanların işgüzarlığı var. Hatta Erdoğan, iddianame ortaya çıkınca, normalde katılacağı yemeğe gitmedi. AKP’liler bile kendisini savunmazken Özel’in hükümeti cansiperane şekilde savunması oldukça garip.

Özcan’a Özel’in “içeride muhalefet dışarıda birlik” konuşmasını hatırlattım. Özel, milli bir duruş nedeniyle böyle davranmış olamaz mıydı: “Olamaz. Zaten iddianameyi okumadığına eminim. Ayrıca rüşveti yurtiçi-yurtdışı, milli-gayri milli diye ayırma lüksümüz yok! Hukuksuzluk, usulsüzlük, rüşvet nerede yapılırsa yapılsın yanlıştır. Nitekim kamuoyundan gelen tepkilerden de gördük.”

ÖDENEĞİ KESİLDİ

Özel, CHP’nin toplantılarını Türkevi’nde yapacağını açıklamıştı. Özcan, buna dair de bir şeyler söyledi: Anladık ki yapmak istediği tek toplantı olan basın toplantısı için de kendisine orada oda verilmemiş. O yüzden aşağıda binanın dışında, ayakta demeç vermiş.”

Özcan’a, Özel’in “Toplantılarımızı otel odalarında yapmayacağız” açıklamasını hatırlattım: “Merak etmeyin. CHP resmi toplantılarını otel odalarında yapmıyor. Washington’a CHP adına gelen heyetler, kendi ev sahipliğimizde olan toplantılarını hep temsilciliğimizde yaptı.”

Özcan’ın bir eleştirisi de Özel’in programınaydı: “Özgür Özel Central Park’ta gezmeye vakit buldu ama yüzde 85 oy aldığı, ezici çoğunluğu Atatürkçü olan bir topluluğa 5 dakika bile ayırmadı. Bu tutum sadece bana karşı alınmış değil. AKP ve MHP liderlerine gösterdiği nezaketi kendi seçmenlerine göstermedi.”

Özcan, sorunun bir geziden ibaret olmadığını söylüyordu: “Eğer benimle alakalı bir kararı varsa elbette saygı duyarım. Her lider kendi çalışacağı ekibi seçme hakkına sahip. Bunu ilk gün söyledim. Ama bunu resmi olarak bildirmesi lazım. Çünkü CHP’nin ABD temsilciliği tüzel bir kişilik. Bizim de ABD resmi makamlarına bildirim yapma zorunluluğumuz var. Bu kararlar dedikoduyla ya da muhabirlere demeç vererek alınacak kararlar değil. Genel merkeze defalarca uyarılarını yaptım. Hukuki boyutta maliyetleri olabileceğini söyledim. Ödememiz gereken vergiler var. Özgür Özel geldiğinden beri temsilciliğin bütçesini kesti. Yaklaşık bir senedir kişisel bütçemle çeviriyorum temsilciliği.”

BENİ ERDOĞAN GÖREVDEN ALDI

Özcan, genel merkezden ne kadar koptuğunu devamında gösterdi: “Özel’in, Bahçeli ve Erdoğan karşısında garip bir edilgen tavrı var. Erdoğan Meclis’e girdi, ilk o ayağa kalktı. Meclis grubundaki çoğunluk liderini dinlemedi. Güvenoyu olarak bakarsanız kendi partisine güven veremedi.”

Bununla da yetinmedi daha ağır bir ifade kullandı: “Bugün Ankara’dan önemli bir isimle görüştüm. ‘Seni görevden Özgür Özel değil Tayyip Erdoğan aldı’ dedi.”

Özcan da bu fikirdeydi. Tahmin ediyorum bu yazıdan sonra resmen de görevden alınacak. Resme bakarsak...

CHP’nin yeni liderliği eskisinden farklı bir yol, duruş, söylem kullanıyor. Yerel seçim sonuçlarını göstererek de toplumu ikna ettiğini söylüyor. Mesele ABD temsilcisi değil. Salı günü parti sözcüsünün genel başkanı ile farklı frekansta olmasına ya da vekillerin çoğunun Meclis’e gelmemesine bakılırsa... Anlaşılıyor ki CHP liderinin şahsi tutum almak yerine, “ılımlı muhalefet” çizgisine önce partisini ve seçmenini ikna etmesi gerekiyor.

Yoldaşlığını kaybetmiş bir lider kaybedilmiş bir yoldaştır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları