Ekmek ve özgürlük birbirine bağlıdır!

Ekmek ve özgürlük birbirine bağlıdır!

17.10.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Faşizm, özgürlükleri engelleyerek halkın ekmeğini küçültür ve kendi cebine aktarır...

Çünkü Temel Hak ve Özgürlüklerin esas işlevi, sömürüyü azaltmak ve sosyal adaleti sağlayarak emekçilerin ekmeklerini büyütmektir.

Dolayısıyla Faşizmle mücadelenin en etkili yolu, Demokratik Hak ve Özgürlükleri savunmaktır.

***

12 Eylül Darbe Yönetimi’nin devamı olan Özal Dönemi’nde, Harb-İş, Denizciler Sendikası, BASİSEN gibi işçi örgütlerinin desteğiyle, Anadolu’yu gezmeye ve siyasal yasakların kaldırılması için kampanya yapmaya başlamıştık.

Ben özellikle, milli gelirden işçilerin aldığı payların, Demokrasi dönemlerinde arttığını, Demokrasinin askıya alındığı dönemlerde ise azaldığını anlatmaya çalışıyordum.

“Demokrasi İşçinin Ekmeğidir” adlı bir de kitap hazırlamıştım.

Çeşitli sendikalar tarafından basılan kitabın 115. sayfasındaki tabloda her yıl fiyat artışları ile işçi ücreti artışları arasındaki farkı gösteriyor ve Devlet İstatistik Enstitüsü’nün verilerine göre işçi ücretlerinin askeri darbe yıllarında azaldığını matematiksel bir kesinlikle açıklıyordum.

***

DİSK’in, “Demokrasiyi buzdolabına koyan” AKP dönemi için, bir süre önce hazırladığı bir rapor, bu iktidar döneminde de “ekmeğimizin nasıl küçüldüğü” konusuna ışık tutabilir:

Yandaş sendikacılık yaygınlaştı. 200 bine yakın işçinin grevi yasaklandı.

Güvencesiz çalışma ve taşeron uygulaması yoğunlaştı.

Sosyal güvenlik hakları tırpanlandı; emeklilik güçleştirildi ve emekli aylıkları düşürüldü.

İşsizlik büyüdü, gelir dağılımı bozuldu, hane halkının borç yükü arttı, vergi yükü çalışana ve tüketiciye yüklendi.

İş cinayetleri tırmanmaya devam etti.

140 bine yakın çalışan ve kamu görevlisi hukuksuz biçimde işten atıldı.”

Sonuç olarak emeğin milli gelirden aldığı pay, Erdoğan/AKP iktidarı döneminde büyük oranda küçüldü.

***

Şimdi de işin “ÖZGÜRLÜK” kısmına bakalım:

Genelkurmay Başkanı Tağmaç’ın, “Sosyal uyanış ekonomik kalkınmayı aştı” diye özetlediği 12 Mart 1971 Darbesi, özgürlükçü 1961 Anayasası’na karşı yapılmıştı.

Bu dönem, 1961 Anayasası’nda yapılan değişikliklerle, İlhan Selçuk’un da mağduru olduğu “Ziver Bey Köşkü İşkenceleri” ile Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan’ın idamları, Mahir Çayan ve arkadaşlarının öldürülmeleri, bir kısım aydınların ve askerlerin tutuklanmaları ve orduda yapılan tasfiyelerle simgelenmiştir.

12 Eylül 1980 Darbesi, liderleri tutukladı, partileri kapattı, YÖK’ü kurdu ve 1961 Anayasası’nı tümüyle kaldırarak devleti vatandaşın karşısına koyan bir Anayasa hazırladı; bu arada zorunlu din derslerini de Anayasaya soktu.

Vikipedi’ye göre bu dönemde, 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu kullanılarak 4891 kamu personeli görevden alınmış ve 38 profesör, 25 doçent, 10 yardımcı doçent, “1402’lik” olmuştur. (Ben de bu dönemde 12 Eylül Yönetimini ve YÖK’ü protesto etmek için Hacettepe’den istifa etmiştim.)

Yine resmi sayılara göre darbe sonrası, 650 bin kişi gözaltına alınmış, 230 bin kişi askeri mahkemelerce yargılanmış, cezaevlerinde ise işkence sonucu 171 kişi olmak üzere yaklaşık 300 kişi hayatını kaybetmiş, 50 kişi idam edilmiş ve 1 milyon 683 bin kişi fişlenmiştir.

AKP Döneminde, önce Fethullah Gülen Cemaati ile birlikte Silivri davalarında, sahte deliller ve hukuksuz uygulamalarla, Türk Silahlı Kuvvetleri, Üniversiteler, Medya tasfiye edildi.

Sonra “Allah bizi affetsin” denildi ve 15 Temmuz 2016 darbe girişimi bahanesiyle OHAL ilan edildi ve sivil bir darbe yapıldı. Gülen Cemaati, FETÖ/PDY adıyla terör örgütü olarak nitelendi ve KHK’ler ile FETÖ’ye destek verdiği düşünülenler işlerinden atıldı, Silivri davalarında haksızlık ve hukuksuzluk yapan yargı mensupları ile onlara destek veren medya çalışanlarının bir kısmı ise yargılanarak hapsedildi.

16 Nisan 2017’de yapılan ve kazanıldığı iddia edilen Anayasa Halkoylaması ile de “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” denilen “Şahsım Devleti” ilan edildi, böylece Parlamenter Demokrasi lağvedildi; yürütme erkine ek olarak yasama ve yargı da tek kişiye bağlandı ve Demokratik Rejim büyük bir darbe yedi.

Bu dönemde AİHM kararlarına bile uyulmadı ve haklarının ihlal edildiğine karar verilenler dahi tahliye edilmedi.

Türkiye, “Demokratik Rejim” ve “Basın Özgürlüğü” endekslerinde son sıralara geriledi.

***

“Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti” bağlamında Demokrasi, hem ekmeğin hem de özgürlüğün güvencesidir.

Yakın geçmişte bu güvenceyi zedeleyenlerin bir bölümü yargılanarak hapsedilmiştir.

Benim gibi Demokrasi’yi, Hukuk Devletini, emeğin hakkını savunanlar da, geçmişteki suçları ne olursa olsun, Demokrasiyi ve Hukuk Devleti’ni tahrip eden bu kişilerin bile adil bir şekilde yargılanmalarını, haksızlık ve hukuksuzluğa uğramamalarını sağlamaya çalışmaktadır.

Çünkü mesele kişileri değil, ilkeleri savunmaktır...

Çünkü birbirine bağlı olan ekmek ve özgürlük, yani haysiyetimizi ve şerefimizi koruyarak karnımızı doyurmak ancak “Demokratik Rejim”in ve onun temeli olan Hukuk Devleti’nin yerleşmesiyle gerçekleşebilir.

Yazarın Son Yazıları

Mezhepçilik ve tarikatçılık da demokratik rejim düşmanlığıdır!

Dün Etnikçiliğin Demokratik Rejim karşıtlığını (düşmanlığını) yazmıştım.

Devamını Oku
05.12.2025
Etnikçilik demokratik rejimi yıkar!

Etnikçilik, insanların tarih boyunca sahip oldukları Aile, Aşiret, Din, Mezhep, kimlikleri üzerine, Endüstri Devrimi’nin getirdiği “Ulusal” ya da “Milliyetçi” kimliğin, Totaliter bir anlayışla istismar edilmesinden kaynaklanan Faşist bir ideolojidir.

Devamını Oku
04.12.2025
Siyasette Stockholm Sendromu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel Kurultay konuşmasında, “Stockholm Sendromu” anımsatmasını yapmadan önce, İktidarın, “Terörsüz Türkiye” sloganı bağlamında başlattığı “Sürecin” bütün çelişkilerini vurgulayan bir konuşma yapmış.

Devamını Oku
02.12.2025
Darağacı edebiyatı ve terör gölgesinde yeni yargı paketi

25 Kasım 2025 tarihinde MHP lideri Devlet Bahçeli TBMM Meclis Grubu konuşmasında şöyle demiş...

Devamını Oku
30.11.2025
Faşistliğin dini mezhebi ırkı milliyeti yoktur

Faşizm ve Faşistlik, gerek Rejim gerek Kişilik yapısı olarak Demokrasi ve Demokratlık karşıtlığıdır.

Devamını Oku
28.11.2025
İki hukuk profesörü konuşurken...

“Anayasa”, “Hukuk” ve “Yargı” bir devletin omurgasıdır..

Devamını Oku
27.11.2025
CHP’nin savunması için Okkam’ın usturası!

“Okkam’ın Usturası” bir önermedir:

Devamını Oku
25.11.2025
Çıldırtan çelişki!

Emperyalizmle işbirliği yapan İktidar: “Barış” sloganı ile halkı aldatarak...

Devamını Oku
23.11.2025
CHP, kendisini ve demokrasiyi etnikçiliğe kurban edemez!

Emperyalizm ve İktidar ittifakı, hem dıştan hem içten son derece güçlü bir biçimde çeşitli baskılar uygulayarak, Türkiye’yi, “Ortadoğu Bataklığında” parçalanarak boğulacağı bir “Sürece” sürüklüyor!

Devamını Oku
21.11.2025
'Kişiye özel rejim' önerisinin çıkmazı

Devlet Bahçeli aynı anda üç öneride bulundu...

Devamını Oku
20.11.2025
Atatürk üzerine birkaç kitap

Son zamanlarda, Atatürk’e, İstiklâl Savaşı’na ve Cumhuriyet Dönemi Tarihi’ne ilişkin saldırılar, saptırmalar ve iftiralar çok artınca, bu konulardaki gerçek tarih araştırmaları, kitapları da çoğaldı.

Devamını Oku
18.11.2025
İddianame, devlet yönetimine yansıtıldığında?...

Cuma günkü yazımı şöyle bitirmiştim...

Devamını Oku
16.11.2025
Başarılı politikacılık ve avukatlık suçlanınca?...

Lafı dolandırmaya gerek yok...

Devamını Oku
14.11.2025
İddianame, Atatürk, Haberal ve umut!

Bugünlerde, tam 10 Kasım Atatürk’ü anma törenlerinin ertesi günü açıklanan...

Devamını Oku
13.11.2025
Atatürk: İki yalan dört düşman

Dün Atatürk’ü andık; bu vesileyle, bugün, Atatürk konusundaki çok önemli iki yalana ve dört düşmana değinmek istiyorum.

Devamını Oku
11.11.2025
İkinci Silivri trajedisinde anayasa ihlalleri

“Birinci Silivri Trajedisi Dönemi”, Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanlığından ayrılma zamanı olan Haziran 2007 tarihinde başladı.

Devamını Oku
09.11.2025
İktidarın çelişik operasyonları

İktidar, “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ni tanımlayan Anayasa’ya Cumhuriyet rejimine aykırı ve birbirlerine ters birkaç operasyonu aynı anda yapıyor ve böylece zaten düşmekte olan seçmen desteğini iyice kaybediyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Casusluk tartışması tırmanıyor

Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ’a yapılan “Casusluk suçlaması” akıllara derhal FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetlerini ele geçirmek için “Birinci Silivri Trajedisi” bağlamında yaptığı “Casusluk” suçlamalarını ve yine FETÖ’nün “Kozmik Oda”ya girişini ve oradaki bilgilerin yurtdışına sızdırılışını anımsattı!

Devamını Oku
06.11.2025
Casusluk bahane hapis ve kayyım şahane

24 Ekim 2025 Cuma sabahı Merdan Yanardağ “Casusluk” suçlamasıyla göz altına alındı.

Devamını Oku
04.11.2025
İntihar ve çöküş (3) Anomi ve anarşi

Önce kavramları tanımlayalım: Anomi: Kuralsızlık. Anarşi: Devlet otoritesinin yokluğu.

Devamını Oku
02.11.2025
Bir iktidarın intiharı (2)

Dünkü yazıdan devam: Önce bir iktidarı intihara sürükleyen beş temel belirleyiciyi anımsayalım...

Devamını Oku
31.10.2025
Bir iktidarın intiharı (1)

Bir iktidar ne zaman çöküşe yönelir, intihar eder?

Devamını Oku
30.10.2025
Cumhuriyetin koruyucusu AYM! (mi?)

Yarın CUMHURİYET Bayramı.

Devamını Oku
28.10.2025
Abdülhamit’in ulu hakanlığı ve Yanardağ’a casusluk suçlaması

İktidar, medyayı ve yargıyı da etkisine alarak hem güncel hem de tarihsel gerçekleri saptırmaya, kendi ideolojisine uygun bir tarih ve var olmayan bir güncel dünya imgesi yaratmaya çalışıyor...

Devamını Oku
26.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti? (2) Ültimatom

Dünkü yazımda, İngiltere tarafından, Abdülhamit’in yardım isteği üzerine kendisine verilen ültimatomdan söz etmiştim.

Devamını Oku
24.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti?

Emekli Büyükelçi Süha Umar, dün Cumhuriyet’teki köşesinde, Kıbrıs seçimleri konusunda, benim görüşlerimle de aynı çizgide olmalarından memnuniyet duyduğum çözümlemelerini şu sözlerle bitirmişti...

Devamını Oku
23.10.2025
Kıbrıs seçimleri üzerinden tehdit mi?

Türkiye’de de Kıbrıs’ta da seçmenin bu İktidardan bıktığı anlaşılıyor.

Devamını Oku
21.10.2025
Faşizmle mücadelede dokuz ilke! Ne yapmalı (6)

Otoriterlikten totaliterliğe giden İktidar, yaşam biçimlerimizi de tehdit eden ve yeni cezalar oluşturan 11. Yargı Paketi’ni hazırlarken...

Devamını Oku
19.10.2025
Seçime doğru uygulama önerileri: Ne yapmalı? (5)

1) Ana stratejinin “Millet İradesi”nin gerçekleştirilmesi için, eşit, adil ve şeffaf bir seçim hedefine yönelik olduğu asla unutulmamalıdır.

Devamını Oku
17.10.2025
Boş tencere dolmalı, dayak durmalı! Ne yapmalı (4)

İnsanlık tarihi iki kavgadan oluşur: Birinci kavga ekmek kavgasıdır...

Devamını Oku
16.10.2025
Ortadoğu’daki gelişmeler bağlamında ne yapmalı? (3)

Bu yazı yazılırken Hamas ile İsrail arasında rehine takası yapılıyor ve hem Dünya’da hem Ortadoğu’da barış sesleri duyuluyordu.

Devamını Oku
14.10.2025
Ne yapmalı? (2) CHP’ye eleştiri ve destek!

Cuma günkü “Yedi Düvel’e Karşı...” başlıklı yazımda “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti olan Cumhuriyet Rejimi’mizi iç ve dış saldırılara karşı nasıl koruyacağız?”

Devamını Oku
12.10.2025
‘Yedi düvel’e karşı nasıl direneceğiz? (1)

Önce yazımın başlığını açıklayayım: “Yedi düvel”, “bütün devletler, herkes, bütün dünya” anlamında kullanılan bir deyimdir.

Devamını Oku
10.10.2025
Nadir elementler, emperyalizm ve ‘ileri demokrasi’

Emperyalizmin araçları, dostları ve düşmanları nelerdir, kimlerdir?

Devamını Oku
09.10.2025
‘İleri demokrasi’: Yine ve yeniden

Cumhuriyet’in dünkü manşeti, CHP’nin Abant toplantısından sonra, Gökhan Günaydın’ın “Merkez parti olma kimliğimiz giderek oturuyor” demesi üzerine “CHP merkez parti oluyor” biçimindeydi.

Devamını Oku
07.10.2025
‘Meşruiyet’in iç ve dış kaynakları (5)

Bugüne kadar “Meşruiyet” kavramının iç kaynakları üzerinde durdum.

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet kaynağı olarak Anayasa Mahkemesi ve bağımsız yargı (4)

İsrail’in, Gazze’ye giden Sumud (Direniş) Filosuna karşı giriştiği “Gayri Meşru” müdahale sürerken Trump, bizim Cumhurbaşkanımıza “Meşruiyet” desteği vereceğini belirtti.

Devamını Oku
03.10.2025
Meşruiyet Gazze’de mi seçimde mi (3)

Önce “Meşruiyet” kaynağı olarak Gazze: Trump 25 Eylül’de Erdoğan ile görüştü.

Devamını Oku
02.10.2025
Meşruiyet üzerine (2) Adil ve serbest seçim

Bir iktidarın meşruiyetinin iki kaynağı vardır: Anayasa ve seçim. Meşruiyet Üzerine (1) başlıklı yazımda, Anayasa üzerinde biraz durmuştum.

Devamını Oku
30.09.2025
Meşruiyet üzerine düşünceler (1) Ana Kavramlar

ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, 24 Eylül’de New York’ta bir panelde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve “Meşruiyet” ile ilgili olarak tartışmaya yol açan bir ifade kullanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025