İstanbul Sözleşmesi feshedildi: CB milli iradeye karşı mı?

İstanbul Sözleşmesi feshedildi: CB milli iradeye karşı mı?

23.03.2021 06:30
Güncellenme:
Takip Et:

“Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile içi Şiddetin önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” ya da kısaca istanbul Sözleşmesi denilen uluslararası anlaşma, 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanan bir “İnsan Hakları Sözleşmesidir”.

Bu sözleşme 24 Kasım 2011’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 247 milletvekilinden 246’sının kabul oyu vermesiyle 1 çekimser oya karşı kabul edilmişti. O bir çekimser milletvekili de sonradan yanlışlıkla çekimser tuşuna bastığını belirtmiş, oyunun kabul olarak değiştirilmesini istemişti.

Türkiye Sözleşmeyi Meclis’inde kabul eden ilk ülkeydi.

Özet olarak İstanbul Sözleşmesi, Meclis’te temsil edilen partilerin hepsinin katıldığı tam bir “Milli İrade” ile onaylanmıştı.

Bu açıdan Sözleşmenin tek bir kişinin kararı ile fesh edilmesi hem Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yetkisinin, hem de orada, bütün partiler anlaştığı için, “oybirliği ile tecelli eden (yüzde 10 barajının elverdiği ölçüdeki) gerçek Milli irade”nin gaspı niteliği taşımaktadır.

***

Ünlü İnsan Hakları Hukukçusu ve Savunucusu Kerem Altıparmak Meclis’e ait bir yetkinin Cumhurbaşkanı kararı ile kullanılması ve Sözleşmenin feshi konusunda Twitter’da şöyle dedi:

@KeremALTIPARMAK     

20 Mart 

“Cumhurbaşkanının Meclis yerine geçip yasama işlemi yapması durumunda “fonksiyon gaspı” vardır. Bu işlemin yaptırımı “yok hükmünde olması”dır. #Istanbul Sözleşmesi’ni kaldıran CB kararı ancak yasayla yapılabilecek bir işlem olduğu için yoklukla malüldür. Sözleşme de yürürlüktedir.”

***

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Adem Sözüer de Twitter mesajıyla bunun bir “yetki gaspı” olduğu görüşünü belirtti:

@AdemSozuer

20 Mart

“ANAYASA MADDE 90

Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası  Andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz Anlamı #IstanbulSözleşmesi yürütme tasarrufuyla feshedilemez. Yetki gaspıyla TBMM devre dışı bırakılamaz.”

***

Eski istanbul Barosu Başkanı ünlü hukukçu Turgut Kazan da aynı görüştedir:

@turgutkazan

20 Mart

“Istanbul Sözleşmesi Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca yasayla onaylanarak yürürlüğe girmiştir. Böyle bir sözleşmeden Cumhurbaşkanı kararnamesiyle çıkılamaz. Dolayısıyla, TBMM yeni yasa yapmadıkça istanbul Sözleşmesi yürürlüktedir.”

***

Sevgili okurlarım, dün, internet sitem “www.kongar.org”da iktidar mensuplarının “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nin feshedilmesini, tam tersine anlam taşıyan mesajlarla nasıl duyurduğunu sekiz örnekle paylaşmıştım.

Bugün burada bunların hepsini tekrarlayacak değilim. Yalnız ilk işaret fişeğini ateşleyen ve öteki mesajlara yol gösteren CB iletişim Başkanı’nın “tweet”ini alıntılamakla yetineceğim: (Meraklısı elbette internet siteme bakabilir.)

Fahrettin Altun

@fahrettinaltun

Türkiye devlet görevlisi

20 Mart

“Dünden bugüne Cumhurbaşkanımız @RTErdogan liderliğinde kadınların toplumsal, ekonomik, siyasi ve kültürel hayata daha fazla katılmaları için verdiğimiz mücadeleyi kararlılıkla sürdürüyoruz. Kadınlar, hayatın nesnesi değil öznesidir! Her zaman #GüçlüKadınGüçlüTürkiye diyeceğiz.”

Altun’un bu mesajından sonra iktidar mensuplarının bütün mesaj ve söylemleri aynı doğrultuda, sanki gerçekten kadın haklarını korumak için bir adım atılmış gibi, devam etti.

***

Bu konuda şöyle bir özet yapılabilir:

1) CB’nin fesih kararı “Şahsım Devleti Anayasasına” göre bile Anayasa’ya aykırı görünmektedir.

2) Sadece TBMM’nin yetkisinin değil, anlaşmanın onayı kararı oybirliğiyle alınmış olduğu için, “Milli İradenin” de gaspı söz konusudur.

3) iktidar mensupları fesih kararıyla kadınları hem korumasız bırakmakta hem de kadın haklarını geliştirdiklerini iddia etmektedirler.

4) Meclis’teki bütün partilerin oybirliği ile kabul ettikleri bir anlaşmanın, tek bir kişinin kararı ile fesh edildiğinin açıklanması, “Şahsım Devletinin” ne denli Antidemokratik olduğunun bir göstergesi olarak düşünülebilir.

5) Bu karar, siyaseten, iktidarın oy kaybettikçe, “kitle partisi” olmak iddiasından iyice vazgeçtiğini ve “ideolojik bir azınlık partisi” konumuna razı olduğunu göstermektedir.

6) Alınan garip ve tutarsız kararlar ve yapılan uygulamalar sadece “İnsan Hakları”, “Kadın Hakları”, “Hukuk Devleti” ve “Demokrasi” gibi hukuk ve siyaset alanlarında değil, ekonomi ve dış politika alanlarında da dikkati çekmektedir.

Bu bakımdan İstanbul Sözleşmesi’nin feshi münferit bir olay gibi görünmemektedir.

***

Türkiye, “ideolojik bir azınlık partisi konumuna düşmüş bir iktidar adına” tek bir kişinin aldığı garip ve tutarsız kararların ve yapılan uygulamaların yarattığı şok dalgalarına daha ne kadar dayanabilecektir bilemiyorum!

Yazarın Son Yazıları

Mezhepçilik ve tarikatçılık da demokratik rejim düşmanlığıdır!

Dün Etnikçiliğin Demokratik Rejim karşıtlığını (düşmanlığını) yazmıştım.

Devamını Oku
05.12.2025
Etnikçilik demokratik rejimi yıkar!

Etnikçilik, insanların tarih boyunca sahip oldukları Aile, Aşiret, Din, Mezhep, kimlikleri üzerine, Endüstri Devrimi’nin getirdiği “Ulusal” ya da “Milliyetçi” kimliğin, Totaliter bir anlayışla istismar edilmesinden kaynaklanan Faşist bir ideolojidir.

Devamını Oku
04.12.2025
Siyasette Stockholm Sendromu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel Kurultay konuşmasında, “Stockholm Sendromu” anımsatmasını yapmadan önce, İktidarın, “Terörsüz Türkiye” sloganı bağlamında başlattığı “Sürecin” bütün çelişkilerini vurgulayan bir konuşma yapmış.

Devamını Oku
02.12.2025
Darağacı edebiyatı ve terör gölgesinde yeni yargı paketi

25 Kasım 2025 tarihinde MHP lideri Devlet Bahçeli TBMM Meclis Grubu konuşmasında şöyle demiş...

Devamını Oku
30.11.2025
Faşistliğin dini mezhebi ırkı milliyeti yoktur

Faşizm ve Faşistlik, gerek Rejim gerek Kişilik yapısı olarak Demokrasi ve Demokratlık karşıtlığıdır.

Devamını Oku
28.11.2025
İki hukuk profesörü konuşurken...

“Anayasa”, “Hukuk” ve “Yargı” bir devletin omurgasıdır..

Devamını Oku
27.11.2025
CHP’nin savunması için Okkam’ın usturası!

“Okkam’ın Usturası” bir önermedir:

Devamını Oku
25.11.2025
Çıldırtan çelişki!

Emperyalizmle işbirliği yapan İktidar: “Barış” sloganı ile halkı aldatarak...

Devamını Oku
23.11.2025
CHP, kendisini ve demokrasiyi etnikçiliğe kurban edemez!

Emperyalizm ve İktidar ittifakı, hem dıştan hem içten son derece güçlü bir biçimde çeşitli baskılar uygulayarak, Türkiye’yi, “Ortadoğu Bataklığında” parçalanarak boğulacağı bir “Sürece” sürüklüyor!

Devamını Oku
21.11.2025
'Kişiye özel rejim' önerisinin çıkmazı

Devlet Bahçeli aynı anda üç öneride bulundu...

Devamını Oku
20.11.2025
Atatürk üzerine birkaç kitap

Son zamanlarda, Atatürk’e, İstiklâl Savaşı’na ve Cumhuriyet Dönemi Tarihi’ne ilişkin saldırılar, saptırmalar ve iftiralar çok artınca, bu konulardaki gerçek tarih araştırmaları, kitapları da çoğaldı.

Devamını Oku
18.11.2025
İddianame, devlet yönetimine yansıtıldığında?...

Cuma günkü yazımı şöyle bitirmiştim...

Devamını Oku
16.11.2025
Başarılı politikacılık ve avukatlık suçlanınca?...

Lafı dolandırmaya gerek yok...

Devamını Oku
14.11.2025
İddianame, Atatürk, Haberal ve umut!

Bugünlerde, tam 10 Kasım Atatürk’ü anma törenlerinin ertesi günü açıklanan...

Devamını Oku
13.11.2025
Atatürk: İki yalan dört düşman

Dün Atatürk’ü andık; bu vesileyle, bugün, Atatürk konusundaki çok önemli iki yalana ve dört düşmana değinmek istiyorum.

Devamını Oku
11.11.2025
İkinci Silivri trajedisinde anayasa ihlalleri

“Birinci Silivri Trajedisi Dönemi”, Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanlığından ayrılma zamanı olan Haziran 2007 tarihinde başladı.

Devamını Oku
09.11.2025
İktidarın çelişik operasyonları

İktidar, “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ni tanımlayan Anayasa’ya Cumhuriyet rejimine aykırı ve birbirlerine ters birkaç operasyonu aynı anda yapıyor ve böylece zaten düşmekte olan seçmen desteğini iyice kaybediyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Casusluk tartışması tırmanıyor

Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ’a yapılan “Casusluk suçlaması” akıllara derhal FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetlerini ele geçirmek için “Birinci Silivri Trajedisi” bağlamında yaptığı “Casusluk” suçlamalarını ve yine FETÖ’nün “Kozmik Oda”ya girişini ve oradaki bilgilerin yurtdışına sızdırılışını anımsattı!

Devamını Oku
06.11.2025
Casusluk bahane hapis ve kayyım şahane

24 Ekim 2025 Cuma sabahı Merdan Yanardağ “Casusluk” suçlamasıyla göz altına alındı.

Devamını Oku
04.11.2025
İntihar ve çöküş (3) Anomi ve anarşi

Önce kavramları tanımlayalım: Anomi: Kuralsızlık. Anarşi: Devlet otoritesinin yokluğu.

Devamını Oku
02.11.2025
Bir iktidarın intiharı (2)

Dünkü yazıdan devam: Önce bir iktidarı intihara sürükleyen beş temel belirleyiciyi anımsayalım...

Devamını Oku
31.10.2025
Bir iktidarın intiharı (1)

Bir iktidar ne zaman çöküşe yönelir, intihar eder?

Devamını Oku
30.10.2025
Cumhuriyetin koruyucusu AYM! (mi?)

Yarın CUMHURİYET Bayramı.

Devamını Oku
28.10.2025
Abdülhamit’in ulu hakanlığı ve Yanardağ’a casusluk suçlaması

İktidar, medyayı ve yargıyı da etkisine alarak hem güncel hem de tarihsel gerçekleri saptırmaya, kendi ideolojisine uygun bir tarih ve var olmayan bir güncel dünya imgesi yaratmaya çalışıyor...

Devamını Oku
26.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti? (2) Ültimatom

Dünkü yazımda, İngiltere tarafından, Abdülhamit’in yardım isteği üzerine kendisine verilen ültimatomdan söz etmiştim.

Devamını Oku
24.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti?

Emekli Büyükelçi Süha Umar, dün Cumhuriyet’teki köşesinde, Kıbrıs seçimleri konusunda, benim görüşlerimle de aynı çizgide olmalarından memnuniyet duyduğum çözümlemelerini şu sözlerle bitirmişti...

Devamını Oku
23.10.2025
Kıbrıs seçimleri üzerinden tehdit mi?

Türkiye’de de Kıbrıs’ta da seçmenin bu İktidardan bıktığı anlaşılıyor.

Devamını Oku
21.10.2025
Faşizmle mücadelede dokuz ilke! Ne yapmalı (6)

Otoriterlikten totaliterliğe giden İktidar, yaşam biçimlerimizi de tehdit eden ve yeni cezalar oluşturan 11. Yargı Paketi’ni hazırlarken...

Devamını Oku
19.10.2025
Seçime doğru uygulama önerileri: Ne yapmalı? (5)

1) Ana stratejinin “Millet İradesi”nin gerçekleştirilmesi için, eşit, adil ve şeffaf bir seçim hedefine yönelik olduğu asla unutulmamalıdır.

Devamını Oku
17.10.2025
Boş tencere dolmalı, dayak durmalı! Ne yapmalı (4)

İnsanlık tarihi iki kavgadan oluşur: Birinci kavga ekmek kavgasıdır...

Devamını Oku
16.10.2025
Ortadoğu’daki gelişmeler bağlamında ne yapmalı? (3)

Bu yazı yazılırken Hamas ile İsrail arasında rehine takası yapılıyor ve hem Dünya’da hem Ortadoğu’da barış sesleri duyuluyordu.

Devamını Oku
14.10.2025
Ne yapmalı? (2) CHP’ye eleştiri ve destek!

Cuma günkü “Yedi Düvel’e Karşı...” başlıklı yazımda “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti olan Cumhuriyet Rejimi’mizi iç ve dış saldırılara karşı nasıl koruyacağız?”

Devamını Oku
12.10.2025
‘Yedi düvel’e karşı nasıl direneceğiz? (1)

Önce yazımın başlığını açıklayayım: “Yedi düvel”, “bütün devletler, herkes, bütün dünya” anlamında kullanılan bir deyimdir.

Devamını Oku
10.10.2025
Nadir elementler, emperyalizm ve ‘ileri demokrasi’

Emperyalizmin araçları, dostları ve düşmanları nelerdir, kimlerdir?

Devamını Oku
09.10.2025
‘İleri demokrasi’: Yine ve yeniden

Cumhuriyet’in dünkü manşeti, CHP’nin Abant toplantısından sonra, Gökhan Günaydın’ın “Merkez parti olma kimliğimiz giderek oturuyor” demesi üzerine “CHP merkez parti oluyor” biçimindeydi.

Devamını Oku
07.10.2025
‘Meşruiyet’in iç ve dış kaynakları (5)

Bugüne kadar “Meşruiyet” kavramının iç kaynakları üzerinde durdum.

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet kaynağı olarak Anayasa Mahkemesi ve bağımsız yargı (4)

İsrail’in, Gazze’ye giden Sumud (Direniş) Filosuna karşı giriştiği “Gayri Meşru” müdahale sürerken Trump, bizim Cumhurbaşkanımıza “Meşruiyet” desteği vereceğini belirtti.

Devamını Oku
03.10.2025
Meşruiyet Gazze’de mi seçimde mi (3)

Önce “Meşruiyet” kaynağı olarak Gazze: Trump 25 Eylül’de Erdoğan ile görüştü.

Devamını Oku
02.10.2025
Meşruiyet üzerine (2) Adil ve serbest seçim

Bir iktidarın meşruiyetinin iki kaynağı vardır: Anayasa ve seçim. Meşruiyet Üzerine (1) başlıklı yazımda, Anayasa üzerinde biraz durmuştum.

Devamını Oku
30.09.2025
Meşruiyet üzerine düşünceler (1) Ana Kavramlar

ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, 24 Eylül’de New York’ta bir panelde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve “Meşruiyet” ile ilgili olarak tartışmaya yol açan bir ifade kullanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025