İtirafçılık, Peker ve karantina çelişkileri

İtirafçılık, Peker ve karantina çelişkileri

18.05.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bu iktidarın yarattığı en önemli adli sıkıntılardan biri “İtirafçılık” müessesesinin kurulması ve kötü biçimde işletilmesidir.

“İtirafçılık” müessesesinin iki uzantısı daha vardır:

“Gizli Tanık” uygulaması ve “Tanık Koruma Programı”.

Ne yazık ki zaten istismar edilmeleri çok kolay ve muhtemel olan bu her üç süreç de Türkiye’de çok kötüye kullanılmıştır.

En yakın ve klasik örnek bu sütunda öyküsünü Müyesser Yıldız’dan aktararak anlattığım Erzincan Ergenekon kumpasının gizli tanığı, “Efe” kod adlı savcı Bayram Bozkurt, yeni adıyla Hakan Aslan’dır.

Yargı mekanizmasını etkisi altına alan siyasal iktidar, terör örgütlerinin çökertilmesinde işe yarayan bu her üç uygulamayı da muhaliflerini yok etmek, yandaşlarını korumak için kullanmıştır.

Ve şimdi bizzat kendisi bir itirafçı ile karşı karşıyadır.

***

Peker, beşinci videosunda bana da seslenmiş:

https://youtu.be/H6MkwG47kK0

Bu videonun 18’inci dakikasından sonra, son derece saygılı bir dille bana hitap ediyor ve kendisinin uyuşturucu kullanmadığını, görünüşünün böyle bir izlenim verdiğini bildiğini, ama bunun genetik bir özellik olduğunu belirtiyor.

Ben Peker’in videoları yayımlanmaya başlayınca Merdan Yanardağ ile TELE 1 kanalında birlikte sunduğumuz 18 Dakika programında görüntüsüne dikkat çekmiş, iddialarının soruşturulması zorunluluğuna ve bu süreçte Soylu’nun istifa etmesi gerektiğine de işaret ederek 32’inci dakikada şöyle demiştim:

“Hangi psikolojide, nelerin etkisi altında konuştuğu açıkça görülüyor.”

18 DAKİKA 13 MAYIS https://youtu.be/V4fDbbQrmrhs.

Peker beşinci videosunda bana hitap ediyor gibi konuşuyor ama sanıyorum asıl muhatabı, kendisini uyuşturucu kullanmakla suçlayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu.

Öyle anlaşılıyor ki Peker, bir zamanlar yakın işbirliği yaptığı Mehmet Ağar ve Süleyman Soylu tarafından dışlanmasını hazmedememiş, onların kirli çamaşırlarını ortaya döküyor. 

***

Peker’in iddialarına karşı ilk tepki olarak muhalefeti ve gazeteleri suçlayan Süleyman Soylu, istifa etmemekle birlikte, geç de olsa, Sedat Peker hakkında suç duyurusunda bulundu; Peker’in ilişkide olduğu kişilerin ve kendisi hakkındaki iddialarının araştırılmasını istedi. 

Hiçbir demokratik ülkede, yöneticiler hakkında böyle iddialar öne sürüldüğünde, bunların üstü, muhalefete ve/veya medyaya yüklenerek kapatılmaz...

Çünkü iddiaların üstü bu yanlış yöntemle kapatılmaya çalışılırsa, iddiaların gerçek olduğu konusunda kamuoyunda bir izlenim oluşur.

Böyle iddiaların derhal ciddi ve tarafsız olarak soruşturulmaları ve hakkında iddialar ileri sürülen kişinin soruşturmalar bitene kadar da görevden ayrılması, demokratik rejimlerin geleneksel uygulamaları arasındadır.

Bu arada Halkın Kurtuluş Partisi, HKP de Soylu hakkında suç duyurusunda bulundu.

Elbette, gerek HKP’nin gerekse Soylu’nun yaptıkları başvuruların, iktidarın emrinde olan bir mekanizma tarafından soruşturulacağını unutmamak gerek! 

***

Gündemin ve bu yazının ikinci konusu, karantina için 1 Haziran’a kadar açıklanan önlemler:

1) Cenazelere ve toplantılara sayı sınırı getirilmiş ama kendi yandaşlarının, tarikat liderlerinin cenazeleri ve kendilerinin iç ve dış siyasetleri gereği düzenledikleri toplantılar tıklım tıklım dolu.

2) AVM’ler kapalı mekânlar olmalarına rağmen açık, buna karşılık açık havada yerleri de olan kafeler ve restoranlar kapalı.

Bu çelişki iktidarın hem esnafa karşı, sermayeden yana tavrını belirliyor hem de gizli olarak yeme içime kültürüne, içki içilmesine müdahale amacını taşıyor.

3) İki aşısını olan 65 yaş ve üstündekilerin saat sınırlaması kalkıyor ama belli bir süre için aşılanmayan COVID-19 geçirenlere ilişkin bir hüküm yok.

Cahil bir işgüzarla karşılaşıldığında “Aşı kimliğin yok” diye kavga çıkmaması olanaksız! 

4) Virüsün en hızlı muhtemel bulaşma yeri olan kapalı mekânların başında gelen camiler, hafta sonları bile açık.

Ama hafta sonları, açık hava olmasına ve bulaşma riskinin çok düşük olmasına rağmen parklar ve deniz kenarları kapalı.

5) Vatandaşlara yasak olan bütün günler, saatler ve yerler turistlere serbest.

6) Kanıksamamış olmak için belirtelim, gerek esnafa gerek işçiye yapıldığı öne sürülen yardımlar esnafa 750 lira kira yardımı gibi gülünç miktarlarda sürünüyor ve Türkiye COVID-19 salgını sırasında, halkına milli gelirden en az yardım yapan ülkeler arasında.

7) Hastalığa yakalanma riski yüksek olan meslek sahiplerinin ve geniş kitlelerin aşı sorunu hâlâ çözülmüş değil.

“Cek”ler ve “Cak”larla durum idare edilmeye çalışılıyor. 

Yazarın Son Yazıları

Mezhepçilik ve tarikatçılık da demokratik rejim düşmanlığıdır!

Dün Etnikçiliğin Demokratik Rejim karşıtlığını (düşmanlığını) yazmıştım.

Devamını Oku
05.12.2025
Etnikçilik demokratik rejimi yıkar!

Etnikçilik, insanların tarih boyunca sahip oldukları Aile, Aşiret, Din, Mezhep, kimlikleri üzerine, Endüstri Devrimi’nin getirdiği “Ulusal” ya da “Milliyetçi” kimliğin, Totaliter bir anlayışla istismar edilmesinden kaynaklanan Faşist bir ideolojidir.

Devamını Oku
04.12.2025
Siyasette Stockholm Sendromu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel Kurultay konuşmasında, “Stockholm Sendromu” anımsatmasını yapmadan önce, İktidarın, “Terörsüz Türkiye” sloganı bağlamında başlattığı “Sürecin” bütün çelişkilerini vurgulayan bir konuşma yapmış.

Devamını Oku
02.12.2025
Darağacı edebiyatı ve terör gölgesinde yeni yargı paketi

25 Kasım 2025 tarihinde MHP lideri Devlet Bahçeli TBMM Meclis Grubu konuşmasında şöyle demiş...

Devamını Oku
30.11.2025
Faşistliğin dini mezhebi ırkı milliyeti yoktur

Faşizm ve Faşistlik, gerek Rejim gerek Kişilik yapısı olarak Demokrasi ve Demokratlık karşıtlığıdır.

Devamını Oku
28.11.2025
İki hukuk profesörü konuşurken...

“Anayasa”, “Hukuk” ve “Yargı” bir devletin omurgasıdır..

Devamını Oku
27.11.2025
CHP’nin savunması için Okkam’ın usturası!

“Okkam’ın Usturası” bir önermedir:

Devamını Oku
25.11.2025
Çıldırtan çelişki!

Emperyalizmle işbirliği yapan İktidar: “Barış” sloganı ile halkı aldatarak...

Devamını Oku
23.11.2025
CHP, kendisini ve demokrasiyi etnikçiliğe kurban edemez!

Emperyalizm ve İktidar ittifakı, hem dıştan hem içten son derece güçlü bir biçimde çeşitli baskılar uygulayarak, Türkiye’yi, “Ortadoğu Bataklığında” parçalanarak boğulacağı bir “Sürece” sürüklüyor!

Devamını Oku
21.11.2025
'Kişiye özel rejim' önerisinin çıkmazı

Devlet Bahçeli aynı anda üç öneride bulundu...

Devamını Oku
20.11.2025
Atatürk üzerine birkaç kitap

Son zamanlarda, Atatürk’e, İstiklâl Savaşı’na ve Cumhuriyet Dönemi Tarihi’ne ilişkin saldırılar, saptırmalar ve iftiralar çok artınca, bu konulardaki gerçek tarih araştırmaları, kitapları da çoğaldı.

Devamını Oku
18.11.2025
İddianame, devlet yönetimine yansıtıldığında?...

Cuma günkü yazımı şöyle bitirmiştim...

Devamını Oku
16.11.2025
Başarılı politikacılık ve avukatlık suçlanınca?...

Lafı dolandırmaya gerek yok...

Devamını Oku
14.11.2025
İddianame, Atatürk, Haberal ve umut!

Bugünlerde, tam 10 Kasım Atatürk’ü anma törenlerinin ertesi günü açıklanan...

Devamını Oku
13.11.2025
Atatürk: İki yalan dört düşman

Dün Atatürk’ü andık; bu vesileyle, bugün, Atatürk konusundaki çok önemli iki yalana ve dört düşmana değinmek istiyorum.

Devamını Oku
11.11.2025
İkinci Silivri trajedisinde anayasa ihlalleri

“Birinci Silivri Trajedisi Dönemi”, Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanlığından ayrılma zamanı olan Haziran 2007 tarihinde başladı.

Devamını Oku
09.11.2025
İktidarın çelişik operasyonları

İktidar, “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ni tanımlayan Anayasa’ya Cumhuriyet rejimine aykırı ve birbirlerine ters birkaç operasyonu aynı anda yapıyor ve böylece zaten düşmekte olan seçmen desteğini iyice kaybediyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Casusluk tartışması tırmanıyor

Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ’a yapılan “Casusluk suçlaması” akıllara derhal FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetlerini ele geçirmek için “Birinci Silivri Trajedisi” bağlamında yaptığı “Casusluk” suçlamalarını ve yine FETÖ’nün “Kozmik Oda”ya girişini ve oradaki bilgilerin yurtdışına sızdırılışını anımsattı!

Devamını Oku
06.11.2025
Casusluk bahane hapis ve kayyım şahane

24 Ekim 2025 Cuma sabahı Merdan Yanardağ “Casusluk” suçlamasıyla göz altına alındı.

Devamını Oku
04.11.2025
İntihar ve çöküş (3) Anomi ve anarşi

Önce kavramları tanımlayalım: Anomi: Kuralsızlık. Anarşi: Devlet otoritesinin yokluğu.

Devamını Oku
02.11.2025
Bir iktidarın intiharı (2)

Dünkü yazıdan devam: Önce bir iktidarı intihara sürükleyen beş temel belirleyiciyi anımsayalım...

Devamını Oku
31.10.2025
Bir iktidarın intiharı (1)

Bir iktidar ne zaman çöküşe yönelir, intihar eder?

Devamını Oku
30.10.2025
Cumhuriyetin koruyucusu AYM! (mi?)

Yarın CUMHURİYET Bayramı.

Devamını Oku
28.10.2025
Abdülhamit’in ulu hakanlığı ve Yanardağ’a casusluk suçlaması

İktidar, medyayı ve yargıyı da etkisine alarak hem güncel hem de tarihsel gerçekleri saptırmaya, kendi ideolojisine uygun bir tarih ve var olmayan bir güncel dünya imgesi yaratmaya çalışıyor...

Devamını Oku
26.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti? (2) Ültimatom

Dünkü yazımda, İngiltere tarafından, Abdülhamit’in yardım isteği üzerine kendisine verilen ültimatomdan söz etmiştim.

Devamını Oku
24.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti?

Emekli Büyükelçi Süha Umar, dün Cumhuriyet’teki köşesinde, Kıbrıs seçimleri konusunda, benim görüşlerimle de aynı çizgide olmalarından memnuniyet duyduğum çözümlemelerini şu sözlerle bitirmişti...

Devamını Oku
23.10.2025
Kıbrıs seçimleri üzerinden tehdit mi?

Türkiye’de de Kıbrıs’ta da seçmenin bu İktidardan bıktığı anlaşılıyor.

Devamını Oku
21.10.2025
Faşizmle mücadelede dokuz ilke! Ne yapmalı (6)

Otoriterlikten totaliterliğe giden İktidar, yaşam biçimlerimizi de tehdit eden ve yeni cezalar oluşturan 11. Yargı Paketi’ni hazırlarken...

Devamını Oku
19.10.2025
Seçime doğru uygulama önerileri: Ne yapmalı? (5)

1) Ana stratejinin “Millet İradesi”nin gerçekleştirilmesi için, eşit, adil ve şeffaf bir seçim hedefine yönelik olduğu asla unutulmamalıdır.

Devamını Oku
17.10.2025
Boş tencere dolmalı, dayak durmalı! Ne yapmalı (4)

İnsanlık tarihi iki kavgadan oluşur: Birinci kavga ekmek kavgasıdır...

Devamını Oku
16.10.2025
Ortadoğu’daki gelişmeler bağlamında ne yapmalı? (3)

Bu yazı yazılırken Hamas ile İsrail arasında rehine takası yapılıyor ve hem Dünya’da hem Ortadoğu’da barış sesleri duyuluyordu.

Devamını Oku
14.10.2025
Ne yapmalı? (2) CHP’ye eleştiri ve destek!

Cuma günkü “Yedi Düvel’e Karşı...” başlıklı yazımda “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti olan Cumhuriyet Rejimi’mizi iç ve dış saldırılara karşı nasıl koruyacağız?”

Devamını Oku
12.10.2025
‘Yedi düvel’e karşı nasıl direneceğiz? (1)

Önce yazımın başlığını açıklayayım: “Yedi düvel”, “bütün devletler, herkes, bütün dünya” anlamında kullanılan bir deyimdir.

Devamını Oku
10.10.2025
Nadir elementler, emperyalizm ve ‘ileri demokrasi’

Emperyalizmin araçları, dostları ve düşmanları nelerdir, kimlerdir?

Devamını Oku
09.10.2025
‘İleri demokrasi’: Yine ve yeniden

Cumhuriyet’in dünkü manşeti, CHP’nin Abant toplantısından sonra, Gökhan Günaydın’ın “Merkez parti olma kimliğimiz giderek oturuyor” demesi üzerine “CHP merkez parti oluyor” biçimindeydi.

Devamını Oku
07.10.2025
‘Meşruiyet’in iç ve dış kaynakları (5)

Bugüne kadar “Meşruiyet” kavramının iç kaynakları üzerinde durdum.

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet kaynağı olarak Anayasa Mahkemesi ve bağımsız yargı (4)

İsrail’in, Gazze’ye giden Sumud (Direniş) Filosuna karşı giriştiği “Gayri Meşru” müdahale sürerken Trump, bizim Cumhurbaşkanımıza “Meşruiyet” desteği vereceğini belirtti.

Devamını Oku
03.10.2025
Meşruiyet Gazze’de mi seçimde mi (3)

Önce “Meşruiyet” kaynağı olarak Gazze: Trump 25 Eylül’de Erdoğan ile görüştü.

Devamını Oku
02.10.2025
Meşruiyet üzerine (2) Adil ve serbest seçim

Bir iktidarın meşruiyetinin iki kaynağı vardır: Anayasa ve seçim. Meşruiyet Üzerine (1) başlıklı yazımda, Anayasa üzerinde biraz durmuştum.

Devamını Oku
30.09.2025
Meşruiyet üzerine düşünceler (1) Ana Kavramlar

ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, 24 Eylül’de New York’ta bir panelde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve “Meşruiyet” ile ilgili olarak tartışmaya yol açan bir ifade kullanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025