Kamuoyunun yargıya sorduğu sorular

18 Nisan 2021 Pazar

Kamuoyunda, icranın söylemlerine ve eylemlerine göre tutum ve davranış gösterdiği hakkında yaygın ve derin bir kanı olan yargı mekanizması ve yargı kararları hakkında pek çok soru soruluyor.

Ben bir hukukçu değilim...

Haklarında sorular ve kuşkular oluşan kararları ve olayları da özel olarak incelemedim.

Fakat bir toplumbilim öğrencisi olarak, kamuoyunda oluşan eleştiri ve sorulara kulaklarımı tıkamam, gözlerimi kapatmam olanaklı değil.

Bu nedenle, bu Pazar da bu soruların bazılarına burada yer vermek istiyorum:

1- Tarafsız ve doğrudan icra yetkisi olmayan, yargıyı doğrudan etkileme gücü bulunmayan bir cumhurbaşkanı için olan “cumhurbaşkanına hakaret” maddesi, niçin icranın başı olan, yargıyı etkileyen, Meclis’in birtakım yetkilerini kullanan cumhurbaşkanını eleştirenler için hâlâ kullanılmaktadır?

İcranın eleştirilmesi Demokrasinin ve Hukuk Devletinin en temel kuralı değil midir?

Bu madde Anayasa’ya aykırı değil midir?

Bunu iddia edecek hiçbir yargıç yok mudur?

2- Kamu menfaatlarını ve kamuya verilen zararları ilgilendiren haberlere niçin yargı kararlarıyla sık sık erişim yasakları ve erişim yasaklarına da erişim yasakları getirilmektedir

3- Cumhurbaşkanı niçin sık sık, kendisini eleştiren veya kendisine muhalif görüş bildiren insanlar hakkında yargıyı göreve çağırmakta, savcılar ve mahkemeler de niçin bu yönde hızla harekete geçmektedirler?

Bu davranış, zaten yıpranmış olan yargıya güveni temelinden sarsan bir süreç değil midir?

4- Emekli Amirallerin, Montrö’nün tartışılması ve TSK’ye tarikatçıların sızmaları konularında uzmanların ve kamuoyunun zaten defalarca dile getirdikleri kaygıları içeren açıklamalarında, hiçbir kanıt olmamasına karşın, “Darbe iması” gibi bir suçlamayla gözaltına alınmaları “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar.” diyen Anayasa’nın 26’cı maddesine aykırı ve dolayısıyla Anayasa’yı ihlal eden bir uygulama değil midir?

Birinci Silivri Trajedisi Dönemi”ndeki Ergenekon ve Balyoz davalarını anımsatan biçimde bu soruşturmanın ikinci bir dalgayla yaygınlaştırılması “Yeni bir Ergenekon/Balyoz operasyonu mu tezgâhlanmakta” sorusunu gündeme getirmez mi?

5- Birinci Silivri Trajedisi Dönemi’nde, çağrıldıkları zaman, haksız yere hapsedileceklerini bile bile yurtdışından dahi gelerek teslim olan subayların bulunduğu bir kesimin “denetimli serbestlikle” serbest bırakılmalarının ve “kaçmasınlar” diye ayaklarına elektronik kelepçe takılmasının mantıki bir sebebi var mıdır?

6- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin tahliyesini istediği Ahmet Altan salıverildiği halde, aynı mahkemenin defalarca tahliyelerini istediği Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş niçin hâlâ hapistedirler?

7- Ahmet Altan’la aynı davadan yargılanan ve mahkûm olan Nazlı Ilıcak, Cumhurbaşkanı’ndan merhamet dilediği bir mektup yazdıktan sonra salıverildiği halde, Ahmet Altan niçin hapiste kalmaya devam etmişti?

8- Medyada, FETÖ/PDY üyeliği veya darbecilikle suçlanan zenginlerin kurtuldukları, yoksulların ise mahkûm oldukları, bu davalara bazı avukatlık bürolarının etki ettikleri konularında ciddi iddialar yayımlanmıştır...

Bu iddiaların yarattığı kuşkular nasıl giderilecektir?

9- 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden dolayı, olaydan habersiz, emirle otobüslere bindirildikleri söylenen öğrencilerin, haksız yere mahkûm edildiklerine ilişkin iddialar ikna edici bir biçimde yanıtlanmış mıdır?

10- KHK’lilerin kendilerine yapılan haksızlıklara karşı yeterli itiraz yollarının olmadığı veya olduğu belirtilen bu yolların yeterince çalışmadığı öne sürülmektedir.

KHK’lilerin itirazları hızlı ve etkin bir biçimde sonuçlandırılamaz mı?

11- Gergerlioğlu’na, hem yargılandığı davada hem de dokunulmazlığının kaldırılmasında haksızlık ve hukuksuzluk yapıldığı iddialarına yeterli düzeyde inandırıcı yanıt gelmeden, aynı zamanda, HDP’ye kapatma davası açılmıştır.

Şimdi aynı süreç CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu için de başlatıldığına göre onun da sonucu Gergerlioğlu, Demirtaş ve HDP olaylarını andıran biçimde mi gelecektir?

12- Hapisteki bebekler, çocuklar, anneler, hastalar konularındaki sorunları ne ölçüde devam etmekte, bu konuda birtakım önlemler alınmakta mıdır?

13- “128 Milyar Dolar Nerede” afişlerinin indirilmesine karar veren mahkemeler aynen Emekli Amiraller konusunda olduğu gibi Anayasa’nın 26. maddesine aykırı hareket etmemişler midir?

***

Değerli okurlarım, bağımsız bir yargı Demokrasinin ve Demokrasinin temeli olan Hukuk Devleti’nin “olmazsa olmaz” önkoşuludur!

Yargıyı araç olarak kullanan politikacıların hava değişir değişmez sorumluluktan nasıl kurtuldukları ve yargı mensuplarını nasıl suçladıkları tarihteki pek çok örnek yanında şu anda bile ülkemizde yaşanan acı gerçeklerden biridir.

Ben hâlâ ülkemizdeki yargı mensuplarının çoğunluğunun, vicdanlarına, evrensel hukuka, uluslararası anlaşmalara ve anayasaya, özetle; Anayasaya ve Hukuk Devleti’ne bağlı olduklarına inanıyorum.

Dilerim zaman beni haksız çıkarmaz!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa tuzağı 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları